1950’lerden bu yana defalarca yaşayarak öğrendiğimiz gibi sağın ve siyasal İslam’ın temsilcileri sürekli iktidar olmalarına rağmen, ülkemizin temel sorunlarına asla kalıcı çözümler üretemedikleri gibi darbelerin ve tüm vesayet kurumlarının diktatoryal temsilcileri olmuşlardır. Türkiye’yi muhafazakarlaştırma çabalarına karşı durmak, Cumhuriyetin evrensel değerlerine sahip çıkan kadroların CHP’de de öne çıkmasıyla mümkün olur. Bu anlamıyla, çözümün adresi bellidir; bu adres CHP’dir. Ancak CHP, sol, sosyal demokrat temellerde yenilenmeden ve toplumsal özgürlük hareketinin tüm renkleriyle birleşerek özgürlük fırtınası estirmeden iktidar olamaz!

Çünkü, solda olmak, kurulu düzene muhalefet etmek, onu değiştirmek, insanları özgürleştirmek, eşitsizlikleri kaldırmak, her türlü haksızlık ve kötülüklere sistemli, istikrarlı ve tutarlı biçimde mücadele etmek anlamına gelir.

Çünkü, solda olmak, “eşitlik, adalet, dayanışma, demokrasi, barış ve katılımcılığı” ön koşulsuz olarak savunmak anlamına gelir.
Sorunları çözmek ve Türkiye’yi sol, sosyal demokrat bir iktidarla tanıştırmak için ilkeli, tutarlı, kararlı bir mücadeleye ihtiyaç vardır. Yüzümüzü sola çevirmeden, emek hareketiyle, demokrasi ve özgürlük isteyen toplumsal gruplarla buluşmadan, Gezi ruhunu bilincimize taşımadan, Türkiye’yi dönüştürecek devrimci bir CHP çizgisi yakalayamayız!
12 yılda 9 seçim kaybetmemizin ve yalnızca büyük şehirlere, kıyılara hapsolmamızın nedenlerini ortaya koymadan çözüm bulamayız! Partimizin söylemlerini ve eylemlerini tartışmadan, ideolojik ve örgütsel tahribatı gidermeden isimleri değiştirerek çözüm bulamayız!