![]() |
Ertuğrul Özkök'ün "Sevgili kardeşim Erol afişteki bu söz kime oradan geçen bize mi" başlığıyla yayımlanan (5 Ocak 2017) yazısının ilgili kısmı şöyle: Önceki gün kontrol için Maslak’taki hastaneye giderken yolun sağ tarafındaki afişlere bakıyorum... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir fotoğrafı... Fotoğrafta yoldan geçen bize bakıyor. * Yanında da şu ifadeler: “Boyun eğdiremeyeceksiniz, diz çöktüremeyeceksiniz, başaramayacaksınız...” * Bu sözler kime... Hem bana bakıyor hem de “Başaramayacaksınız” dediğine göre... O yolda geçenlere sesleniyor... İşine giden insana, AKP’ye, CHP’ye, MHP’ye, HDP’ye oy veren insana mı yani... * Cebimde bu ülkenin bana verdiği kimlik kartı var... Üzerinde vatandaşlık numaram... Afişten bana bakan ve seslenen kişi benim Cumhurbaşkanım... Ona oy versem de vermesem de benim de Cumhurbaşkanım... * Ama sanki bana da sesleniyor... “Boyun eğdiremeyeceksin...” * Bir oyum var... O yoldan geçen insanların da her birinin birer oyu var... Milli iradenin önünde herkes boyun eğeceğine göre herhalde kasıt bu değil, o sözlerin adresi de biz değiliz diye düşünüyorum... * O halde kim? O yoldan geçen yabancılar mı... Türkçe bilmiyorlar ki... * Uzaklarda oturan başkaları mı... Öyleyse bu sözleri burada bizlere söylemek yerine, gidip Washington’da, Londra, Paris, Riyad, Şam, Bağdat veya neresi ise oranın duvarlarına asmak daha doğru değil mi... * Ben o sözleri her gün geçtiğim yolda okuduğumda üzülüyorum... Cumhurbaşkanım bize böyle bir şüpheyle ve öfkeyle mi bakıyor diye üzülüyorum... O zaman da aklıma rahmetli Erol Olçok geliyor... * Sevgili kardeşim Erol... Şu aşağılık darbeci seni kalleşçe şehit etmeseydi... Yaşasaydın eğer... Sen de her gün benim geçtiğim o yollardan geçseydin her gün... * Ve o afişteki o lafı görseydin... Ne hissederdin sevgili kardeşim... * Sence akıllı bir iletişim mi bu...