"Bu Meseleler Tezkerelerle Çözülmez."

9 Ekim 2019 Çarşamba  09:26

Medyaspot (Ankara)

Türkiye’nin izlediği politikalara dikkat çeken Özsoy, “Türk istihbaratı şu an Esat'la düzenli olarak görüşmeler yapıyor. Şu an, bir taraftan aslında Esat'a laf atarken diğer taraftan Esat'la görüşüp acaba birlikte yine bu "Kürt anasını görmesin." siyasetini nasıl sürdürebiliriz üzerine birtakım politikalar uygulanıyor” diye konuştu.

"Bu meseleler tezkerelerle çözülmez." diyen Özsoy, "Bir an önce Suriye'de istikrarlı, demokratik bir rejimin ortaya çıkması gerekiyor. Suriye'de olan bütün ülkelerin oradan zaman içinde çıkması gerekiyor. Suriye ile ilgili masada herkes var ama orada yaşayan halklar yok." dedi.

HDP Grubu adına Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy’un tezkere konuşmasından bazı bölümler şöyle:

 HDP GRUBU ADINA HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Geçen sene yine bu konu üzerinde grubum adına ben konuşmuştum, başka siyasi partiler konuşmuştu, hatta başka siyasi partiler bu tezkerelerin bir çözümsüzlük işareti olduğunu ifade etmişti. Bu sene belli ki anlayış biraz değişmiş. Kırk yıldır bu ülkede sınır ötesi operasyonlar oluyor, kırk yıldır. Geldiğimiz noktada, şu an geldiğimiz noktada Türkiye, Kürt meselesi konusunda en kritik, en buhranlı dönemini yaşıyor. Hatta terör ve terörle mücadele söylemi o kadar çok gelişmiş ki altında Kürt meselesi olduğunu yani odadaki büyük filin Kürt meselesi olduğunu artık kimse tartışamıyor bile. Altı yıl önce ben burada değildim, bu Mecliste değildim, yurt dışındaydım, altı yıl önce bu Mecliste Kürt meselesi konuşuluyordu, çözüm konuşuluyordu, analar ağlamasın, çocuklar ölmesin konuşuluyordu, beş yılda geldiğimiz nokta gerçekten hayret verici.

Kıymetli arkadaşlar, Türkiye'nin Suriye politikası baştan beri iki yolda ilerliyordu. Birincisi "Esat'ı iktidardan düşüreceğiz, kendimize yakın bazılarını iktidara getireceğiz, nüfuz alanlarımızı genişleteceğiz." İkincisi "Her ne şart altında olursa olsun Kürtlerin Suriye'de özerk bir bölgeye sahip olmasının önüne geçeceğiz." Birinci amacı çoktan bıraktı bu

Hükûmet. Aslında geç bıraktı çünkü 2014'ten itibarın dünyada Özgür Suriye Ordusu denilen yapıya verilen destek düşmüş, Türkiye, ısrarla, dünyanın desteklemeyi bıraktığı bütün grupları her türlü destekle ayakta tutmaya çalışıyordu, hâlâ öyle. Sonra ne oldu? Sonra, alttan alta "Katil Esed" dedikleri rejimle görüşmeler yapıldı, şu an itibarıyla da yapılıyor, Türk istihbaratı şu an Esat'la düzenli olarak görüşmeler yapıyor. Şu an, bir taraftan aslında Esat'a laf atarken diğer taraftan Esat'la görüşüp acaba birlikte yine bu "Kürt anasını görmesin." siyasetini nasıl sürdürebiliriz üzerine birtakım politikalar uygulanıyor.

Kıymetli arkadaşlar, ne yapıyor Türkiye, bu daha önce Esad'la savaşan kesimleri toparlayıp, derleyip ne yapmaya çalışıyor, gördük. Afrin'de o işgal esnasında ne yapıldığını gördük kıymetli arkadaşlar.

Bakın, ben size teyit edemediğim, aldığım bir bilgiyi söyleyeyim. Türkiye Cumhuriyeti devletinin ordusunun komutanları, bölgede olanlar görüyorlar, hatta birçoğunun aklında şöyle kaygılar var, "Ya, biz Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak bu kadar çeteci çapulcuyla ne yapıyoruz?" diye ciddi ciddi de düşünüyorlar. Bunu niye uzatarak söylüyorum kıymetli arkadaşlar?

Şimdi de Gaziantep'te iki tane yapıyı yan yana getirip "Suriye Millî Ordusu kuruldu." dediler. Suriye Millî Ordusu'nun da ilk söylediği şey, "Biz gireceğiz. Biz de Fırat'ın batısına gireceğiz, orada terörle mücadele edeceğiz." Maşallah. Suriyeli güçleri Türkiye ordu olarak organize edip onları Fırat'ın doğusunda kullanacak. Buyursunlar, kullansınlar, ellerini tutan yok. Yalnız şöyle bir durum var arkadaşlar: Şu güvenli bölge tartışmasını bence bizim bu Mecliste biraz konuşmamız lazım. Güvenli bölgeden kasıt eğer sınır güvenliği ise aslında Türkiye'nin kaygılarını birçok kesim anlıyor, diyorlar ki: "Türkiye, sınırın öte tarafında birçok güvenlik riski var, kendisini bir güvenli bölge boyunca korumak istiyor." Şimdi, bundan kaygı eğer sınırın diğer tarafından kurşun sıkılacak, roket atılacak ise, bizim güvenliğimiz yoksa bu oturulur, tartışılır fakat arkadaşlar, ortada şöyle başka bir durum var: 700 kilometre zaten kocaman bir duvar çekmişsiniz oraya, tel örgüler var, mayınlar var, sınırın bu tarafında onlarca güvenlik önlemi alabilirsiniz pekâlâ; niye özellikle sınırın diğer tarafında, niye özellikle 30 kilometre derinlikte?

Şimdi, insanlar savaş alanlarına sürülecek, görünen o. Suriye konusunda ve Kürt meselesi konusunda bizim düşüncemiz şudur: Kıymetli arkadaşlar, biliyorsunuz, Suriye'de bir Anayasa Komitesi çalışması var. Hepimizin çıkarınadır; Türkiye'nin, Türkiye'de yaşayan herkesin, Türklerin, Kürtlerin ve Suriye'de yaşayan bütün halkların çıkarınadır. Bir an önce Suriye'de istikrarlı, demokratik bir rejimin ortaya çıkması gerekiyor. İnanın, mülteciler meselesi de ancak bu şekilde çözülür. Kürt meselesine de ancak bu şekilde tekrar normal parametrelerde yaklaşma imkânı elde edersiniz.

Şu an masaya bakıyoruz, masada Ruslar var, Amerikalılar var, Türkiye var, İran var, o var, bu var, bir tek Suriye'de yaşayan halklar o masaya oturamıyorlar. Sadece Amerika için değil, Suriye'de olan bütün yabancı ülkelerin oradan çıkması gerekiyor zaman içerisinde ve bununla birlikte, buna paralel olarak Suriye'de yaşayan bütün halkların, Kürtler de dâhil olmak üzere…

HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - …bir an önce, bu, Suriye'deki çözüm sürecini bizim ilerletmemiz gerekiyor. Ama, tam da aslında, bu barış, Anayasa Komitesi, siyasi diyalog tartışmalarının olduğu bir dönemde Türkiye Cumhuriyeti'ne hâkim olan mantık gayet de itaatçi bir mantık; şu an "Suriye'de kocaman, büyük bir savaş cephesi daha açalım, başka yaralar açalım ve Suriye'deki çözümü biz mümkün mertebe erteleyelim." mantığını güdüyor.



Sayfa Adresi: http://www.medyaspot.com/haber/-Bu-Meseleler-Tezkerelerle-Çözülmez-/224699