Emeklilere seslenen Kılıçdaroğlu, "Bütün emeklilerden ricam geçinemiyorsanız, torununuza harçlık veremiyor, lokantada yemek yiyemiyorsanız hesabını demokratik yollarla sormak sizin hakkınız zaten. Bütün emeklilerin bir araya gelip ortak hareket etmesi lazım. 'Eğer sen bana hak ettiğim aylığı vermiyorsan kusura bakma ben de sana oyumu vermeyeceğim' demesi lazım. Bunu dediğiniz zaman bütün siyasal iktidarlar sizin sözünüzü dinlemek zorunda kalırlar." dedi.

TÜMEMEKDER Başkanı Çalışkan ise görüşme sonrası şunları söyledi:

"Biz 20 yıldır Milli Gelirden pay alamıyoruz. Bugün toplumda bütün kesimlerinin hakları görüşülürken masada muhakkak temsilcileri var ama işçi emeklisinin hakları görüşülürken kendisi masada yoktur. İşçi emeklisine haksızlık yapılıyor. Bu da her gün bizim geri gitmemize sebep oluyor. Bugün aldığımız maaşla temel ihtiyacımız olan kira, doğalgaz, elektrik gelirimizi karşılamıyor. Bize emanet olan dul ve yetimlerimiz 600-700 lirayla geçinmeye çalışıyorlar. Bugün sağlık sorunlarımız her gün artmakta. Devlet hastanelerinden ve üniversite hastanelerinde randevu almak büyük bir eziyet oldu. Randevu alamıyoruz. Tedavi olmamız, teşhis konması için görüntüleme testleri lazım. 1 ay atıyorlar. Ben hastayım oraya ağrıyla gitmişim. 1 ay sonra tedavin başlayacak. Onun için istemeyerek olarak özel hastaneye gidiyoruz. Ben sigortalı olurken kimse bana senin sağlığına biz bakmıyoruz demedi. Şimdi her gün değişiyor. Biz 25, 30 sene prim ödedik. Ben devlet hastanesine gidemiyorum. Yaşlıyım, randevu alamıyorum. Gidiyoruz orada ayakta duramayacak kişi varken başkalarına önden sıra veriliyor. Sağlığın düzeltilmesi lazım. Biz emekliler olarak çok zam istemiyoruz. Bizim maaşımız bizi geçindirecek şekilde olsun, temel ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz bir aylık verilsin. TÜFE değil kat sayı ve gösterge sistemine geçmek istiyoruz. Çalışana, memura, memur emeklisine verilen kat sayısı işçi emeklisine de uygulansın istiyoruz."

'Kim hak, hukuk, adalet arıyorsa onların yanında olmaya söz verdim'
Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Kim hak, hukuk, adalet arıyorsa onların yanında olmaya söz verdim. Asgari ücretlilerin aylıkları artırdılar. Hazine ve Maliye Bakanı, "Şimdi sıra emeklilere geldi" dedi. Bütün emekliler yüzde 50'lik bir zam bekliyordu ama bu olmadı. Hangi gerekçeyle olmadı bilmiyorum.

Ben buradan yaklaşık 10 milyon emekliye seslenmek isterim. Size neden beklediğiniz zam verilmedi? Nedeni şu: Biz emekliye zam vermesek de nasıl olsa emekli bize oy verecek. Temel mantıkları, düşünceleri bu. Ben emeklilere iki maaş ikramiye verilsin dediğim zaman bir grup emekli bana telgraf çekti. 'Bizim maaşımız yetiyor iki maaşa gerek yok' diye. O telgraf ve düşünce bunların belleklerine yer etmiş.

Bütün emeklilerden ricam geçinemiyorsanız, torununuza harçlık veremiyor, lokantada yemek yiyemiyorsanız hesabını demokratik yollarla sormak sizin hakkınız zaten. Bütün emeklilerin bir araya gelip ortak hareket etmesi lazım. 'Eğer sen bana hak ettiğim aylığı vermiyorsan kusura bakma ben de sana oyumu vermeyeceğim' demesi lazım. Bunu dediğiniz zaman bütün siyasal iktidarlar sizin sözünüzü dinlemek zorunda kalırlar. Biz emekli aylıklarından söz ediyoruz. Bir de dul yetimler var. Son yapılan zamlardan sonra 627 lira, aylık 690 lira ,748 lira... Bunlarda vicdan, merhamet var mı? 627 lira veriyorsun yaşa diyorsun. Milli gelirden pay verilmedi. Niye versinler?

Türk-İş'in açıkladığı açlık sınırı 4 bin 13 lira. 2 bin 500 liraya çıkarttık emekli aylığını diye neredeyse davul zurna çalacaklar. Kim nasıl geçinecek bu parayla?

Sizin hak ve hukukunuzu savunmak için ben ve arkadaşlarım buradayız. Birilerinin rahatsız olduğunu biliyorum ama onlar rahatsız olsun diye ben buradayım. "