"İnandığımız müddetçe, nefes aldıkça mücadele ediyor olmak bir hayat ve siyaset kuralıdır. Gayesiz gayret boşa adımdır. Gayenin de gayretinde ağırlık merkezi sabırdır. Biz dava ve siyaset mücadelemizi iddiayla, itibarla ve sabırla ifade ediyor, yurdumuzun her yerinde yüksek hedeflerimizi anlatıyoruz. Sohbet toplantılarımıza kararlılıkla devam ediyoruz. 583 köyümüzü ziyaret ederek hasret giderdik.2023 bütçesinin TBMM Genel Kurulu'nda görüşülecek aralık ayından itibaren sohbet toplantılarına ara vermek zorundayız. EYT ile sözleşmeli çalışanları ilgilendiren kanuni düzenlemeleri de sırasıyla hayata geçirmiş olacağız.

Cumhur İttifakı hiç oyalanmıyor, yerinde saymıyor. Bizim anlayışımızda çalışmak en hayırlı sermayedir. Demokrasilerde sahada başı pişenlerin sandıkta aşı pişecektir. Mücadelemizi aksatmadan yürütüyoruz.

Elazığ mitingimizi gerçekleştirdik. Hamd olsun Gakkoşlar İstasyon Meydanı'nı doldurdular. Önümüzdeki pazar günü aynı tabloya Samsun mitinginde şahit olacağımızı düşünüyorum. Başta EYT’lilerle sözleşmeli çalışanları ilgilendiren kanuni düzenlemeleri inşallah sırasıyla hayata geçirmiş olacağız.

Türkiye’yi zilletin 6+1 ayaklı kumar masasına teslim etmeyeceğiz.

Terör örgütleri sadece insanımızın değil insanlığın ortak kan davalı, can düşmanıdır.

Türkiye’nin üstesinden gelinmesi kaçınılmaz olan öncelikli sorunu bölücü terör sorunudur.Terör sorunu ülkemizin henüz kabuk bağlamamış yarasıdır, fakat bu alanda ciddi neticelerin alındığı malumdur. Terörizmle mücadele Türkiye düşmanlarıyla mücadeledir.

Terörizmle mücadele yalnızca bir güvenlik sorunu değil, daha üst seviyede siyasi, ekonomik ve diplomasi sorunudur. Meseleyi bütün yönleriyle kavramak, husumet cephesinde birikmiş ve bilenmiş iç dış ve dış odakları tanımlamak, tanıtmak gereklidir.

Herkes terörle arasına kalın bir çizgi çekmek mecburiyetindedir.

Türkiye’de siyasetin de teröre sıcak ve sevimli mesajlar veren, millet ve tarih önünde suç ortağıdır. İşlenmiş cinayetlerde pay sahibi olan alçaklardır. TBMM’de bölücü sima istemiyoruz, terörist görmeye dayanamıyoruz. HDP’nin Türk siyaset ve demokrasi hayatında bir saniye yer almasına tahammül edemiyoruz.

PKK /YPG’yi lanetliyorum. İstiklal Caddesi’ni kana bulayan katilin YPG’den talimat alarak Türkiye’ye kaçak yollardan sızdığı anlaşılmaktadır. Bu katil hamdolsun yakalanmış, döktüğü her kanın hesabını vermek üzere sorguya çekilmiştir.

Bir gün bile geçmeden teröristin ele geçirilmesinden dolayı istihbarat ve emniyet birimlerimizi kutluyorum. Terörizme kucak açanlardan hesap soracağız. Hangi ülkelerin parmağı olduğu netleşecektir.

Sınırlarda icra edilen askeri hareketlerin zamanlama bakımından ne kadar tarihi bir karar olduğu her türlü izahtan varestedir. Sınır ötesi operasyonlara izin ve icazet veren tezkerelere karşı çıkan, itiraz eden CHP’den HDP’sine kadar millet huzurunda sorumludur.

Türk askerine kimyasal silah iftirası atan, sonra da PKK’lı Karasu tarafından alkışlanan TTB Başkanı ile diğer bölücü terör yandaşları ihanetlerinin bedelini en ağır şekilde ödemek durumundadır. Vatansızlara bu aziz vatanın suyu da ekmeği de haramdır. Düşmana asla merhamet edilmeyecektir.

Terör ve terörizmle mücadele muazzam sonuçlar alınmaktadır. Hainler neredeyse arana arana bulup yok edilmektedir. CHP’ye çağrım, terörizmle aralarına mesafe koymalıdır. Zillet ittifakının toplantısı İstiklal saldırısının gölgesinde yapılmıştır. Sonuç bildirisinin hiçbirine PKK, PYD, YPG yoktur.

HDP’nin sözde taziye mesajıyla altılı masanın mesajı arasında hiç fark var mıdır? Terörist Demirtaş’ı serbest bırakacağım diyen Kılıçdaroğlu’nun PKK’ya çıtını çıkarması eşyanın tabiatına aykırıdır. PKK neyse HDP odur, HDP neyse CHP aynısıdır.

İstiklal Caddesi saldırısı Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna ile başarılı diplomasisine, Semerkand zirvesine bombalı cevaptır. İstiklal Caddesi saldırısı Türkiye’nin hızını kesme saldırısıdır.

İstiklal Caddesi saldırı, tıpkı Gezi Parkı ve 6/ 8 Ekim olayları gibi büyüyen Türkiye’yi terör aparatlarıyla engelleme girişimidir."