![]() |
Türkiye, Arıcılıkta Stratejik Ülke Konumunda
Tüzün, merkezin vizyonunu şu sözlerle açıkladı:
“Sadece bal üretimi değil; bilimsel araştırma, uygulamalı eğitim ve katma değerli ürünlerin
üretim tekniklerini geliştirmek istiyoruz. Akademisyenlerimizle araştırma projeleri
gerçekleştirecek, Anadolu ırkı ana arı üretimleri yapacak, uygulamalı eğitimlerle bilgiyi
sahaya taşıyacağız. Bu yıl arı kolonilerimizin kayıtlarını analiz ederek verimli damızlıkları
belirleyeceğiz. Anadolu arısını en kaliteli haliyle yetiştirip gelecek yıllarda arıcılarımıza
sunacağız.”
Tüzün, Türkiye'nin arıcılık potansiyeline de dikkat çekti:
“Ülkemizde 3.000’i endemik olmak üzere yaklaşık 12.000 bitki türü var ve 500’ü arıların
temel besin kaynağını oluşturuyor. Ayrıca dünyada bilinen 27 bal arısı alt türünün 6’sı
Türkiye’de yaşıyor. Bu zengin biyolojik çeşitlilik, ülkemizi arıcılıkta stratejik bir ülke haline
getiriyor.”
2024 yılı itibarıyla Türkiye’de 8,9 milyon arı kolonisiyle yaklaşık 95 bin ton bal üretildiğini
ifade eden Tüzün, Ankara’nın verimli üretim yapısı ile lokomotif rol üstlendiğini vurguladı.
Pestisit Kullanımı Arıların Geleceğini Tehdit Ediyor
Tüzün, pestisit kullanımındaki artışın arılar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek şu
uyarıda bulundu:
“Tarım ilacı kullanımı son yıllarda ülkemizde yüksek oranında artmıştır. Özellikle
neonikotinoid grubundaki kimyasallar, bal arıları ve diğer polinatör canlılar üzerinde büyük
tehdit oluşturmaktadır. Bu sebeple çiftçilerimiz ile arıcılarımız arasında koordinasyon
sağlanmalı, konu devlet politikası haline getirilmelidir.”
ABB’den Arıcılığa Tam Destek
Ankara Büyükşehir Belediyesi, kırsal bölgelerdeki arıcılara destek sağlamayı sürdürüyor. Arı
sütü, propolis, polen ve arı zehri gibi katma değerli ürünlerin üretim teknikleri üzerine Ar-Ge
çalışmaları yapılıyor. “Başkent Arıcılık Dergisi” ile bu bilgiler arıcılara düzenli olarak
ulaştırılıyor. Ayrıca iki yıldır ilkbahar döneminde sağlanan fondan arı yemi hibe desteği ile
arıcılar ekonomik açıdan destekleniyor.
“Arı Varsa Hayat Var”
Basın açıklamasını anlamlı bir mesajla tamamlayan Tüzün, kamuoyuna şu çağrıyı yaptı:
“Doğal kaynakların hızla tükendiği, iklim krizinin etkilerini derinden yaşadığımız bu çağda,
arıların yaşam hakkı için hep birlikte sorumluluk almalıyız. 21. yüzyılın ilk çeyreğinde
kutladığımız bu özel gün, somut adımlar için bir başlangıç olsun. Unutmayalım: Arı varsa
hayat var.”