Bursa Gazeteciler Cemiyeti'nin 'Aydınlarla Yüz Yüze' toplantısına katılan eski MİT'çi Prof. Dr. Mahir Kaynak ile eski DGM Savcısı Talat Şalk, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Şalk, bir soru üzerine, Öcalan'ın sürekli avukatlarıyla görüşerek dışarıya bilgi göndermesi konusunda, "Buna akıl erdiremiyorum. Türkiye'nin bunu engellemek için elinde bir koz var. Nedir bu? 'Benim İmralımda Öcalan, avukatları aracılığıyla örgütünü yönetemez' demeli. Türkiye bu görüşmeleri yasaklayabilir. Nedense bu yola gitmiyor. Ben bu durumu normal görmüyorum" dedi.

Şalk, "Öcalan, ileride serbest bırakılabilir mi?" sorusu üzerine de, buna ihtimal vermediğini, bunu yapacak olan iktidarın halkı karşısına alması gerektiğini söyledi.

Demokratik açılıma da değinen Şalk, önce 'Kürt' daha sonra 'Demokratik' adı verilen açılımın faturasının ağır olduğunu ve halkın tepkisine neden olduğunu anlattı, "Mahkemeleri teröristlerin ayağına götürdüler. Onlara, 'Pişmanlık Yasası'ndan faydalanın' dediler. Ancak adamlar pişman olduklarını söylemeledi. Buna rağmen bu adamları serbest bıraktı. Bunun faturası çok ağır oldu. Yani bunu yapacak olan iktidarın halkı karşısına alması lazım. Çünkü Türk halkı Öcalan'a derin bir nefret duyuyor. Halk, Öcalan'dan nefret ediyor" diye konuştu.

"İmralı'nın durumu Avrupa'dan daha iyi"

Öcalan'ın İmralı'da kaldığı odadaki iyileştirme çalışmaları ve Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komisyonu üyelerinin Abdullah Öcalan ile görüşmelerine de anlam veremediğini anlatan Talat Şalk, "İmralı, onun yaşadığı yer, Avrupa'da pek çok mahkumun yaşadığı yerden çok daha iyi durumda. Bu nedenle bu yapılanları, ziyaretleri anlamıyorum. Bana tuhaf geliyor. Bu bizim verdiğimiz bir taviz. Bu tavizleri vermeyebiliriz ama veriyoruz" dedi.

Balyoz operasyonu

Eski DGM Savcısı Şalk, Balyoz Operasyonu kapsamında generallerin gözaltına alınma ve tutuklanmalarına ilişkin bir soruya ise, "Askerler, uzun yıllar devlete hizmet etmiş, toplumun saygınlığını kazanmış kişiler. Bu kişileri çağırırsın, dinlersin. Gerekirse dava da açarsın. Sonuçta o darbe planının doğrudan yapıldığını kabul edelim. Bu planın suç olup olmadığını takdir edecek olan mahkemedir. Suçun oluşması için en azından bir teşebbüs olması lazım" yanıtını verdi.

Şalk, "Planın sadece yapılmasını teşebbüs olarak kabul edecek mi, etmeyecek mi? Bunun da kararını en son aşamada Yargıtay verecek. Daha dikkatli davranılmalıydı. Nezaketle, kamuoyunu ayaklandırmadan, çağırılıp dinlenmeliydi, Dava açılacaksa da tutuksuz yargılanmaları sağlanmalıydı" diye konuştu.

Prof.Dr. Mahir Kaynak ise Türkiye'de son dönemde görülen darbe iddiaları, demokratik açılım, generallerin gözaltına alınması gibi olayların, ABD ve Rusya destekli 'Ortadoğu'da Güçlü Türkiye Projesi'nin bir parçası olduğunu ileri sürdü.