Deniz Baykal, yanında parti kurmayları ve bazı milletvekilleriyle birlikte Kars ve Ardahan’da yerel seçimleri kazanan partili belediye başkanlarını ziyaret etti. Saat 11.00’de özel uçakla Kars’a gelen Baykal ve yanındakiler, yaklaşık 50 araçlık bir konvoyla Susuz ilçesine geçti.
Belediye önünde davul- zurnayla karşılanan Baykal, Belediye Başkanı CHP’li Ali Yeğin’i ziyaret etti. Ziyaret sırasında Baykal, ‘Şahsede Bacı’ diye hitap ettiği, DSP Genel Başkanı merhum Bülent Ecevit’e ‘Karaoğlan’ lakabını takan 85 yaşındaki 4 çocuk annesi Şahsede Şahin ile sohbet etti. Kaç yaşında olduğunu soran Baykal’a ‘Ali Başkan kazandı ya gençleştim’ diyen Şahsede Şahin, herkesi güldürdü. Baykal daha sonra Belediye Başkanı Ali Yeğin ile fotoğraf çektirirken, “Genel Başkandan uzun Belediye Başkanı istemiyorum” diye espri yaptı.
Susuz İlçesi'nden Arpaçay’a geçen Baykal, burada yaklaşık 500 kişiye hitap etti. Konuşmasına “Nasılsınız, ne var ne yok, işler yolunda mı, kazançlar yerinde mi, borçlar ödendi mi? Hayvancılık nasıl toparlandı mı? Yani gelir gider durumu iyi değil mi? Göç kaçınılmaz diyorsunuz, çocuklar kopup gidiyorlar” diye başlayan Baykal, memleketin durumu gerçekten iyi olmadığını söyledi. Ekonominin birden bire frene bastığı görüşünü savunan Baykal, eskiden kalkınmanın, bugün ise küçülmenin konuşulduğunu belirtti.
“TEK BABAYİĞİT MİLLETTİR”
Olaylara bakıldığında devlet kurumlarının birbirine tuzak kurduğunu, birbirini tahrip etmeye çalıştıklarını anlatan Deniz Baykal, bunun iyi bir tablo olmadığını vurguladı. Baykal, şunları söyledi:
“Bu ülkede tek babayiğit millettir, halktır. Bütün bunlar bir değişimin kaçınılmaz oluğunu gösteriyor. İnşallah ilk fırsatta. O fırsat ne zaman ele geçer bilemeyiz. Belli olmaz. Ama en geç 2011’de bu fırsat milletin eline geçer. Kim hırsız, kim dürüst. Kim hukuka saygılı kim kendi hesabının kavgasını götürüyor. Kim milletin derdiyle meşgul. Kim zenginleşmenin peşinde. Bu gerçekler en iyi şekilde ortaya çıkacak. Ayan beyan olacak. İnanıyorum milletimiz bu konuda en doğru kararı alacak. 29 Mart yerel seçimlerinde ilk işaretleri verdiniz. Ne oldu AKP’nin oyları olağanüstü bir hızla 8 puan düştü. Millet düşürdü. CHP’yi de destekledi. Baktı ki millet AKP gidiyor. Bu kaybettiği oylara benzer bir kaybı önümüzdeki 2 yıl içinde yaşadığı takdirde artık AKP sen sağ ben selamet. Abbas yolcudur. Abbas yolcu. Bu ortaya çıktı. 29 Mart'ta belediye başkanı seçmek için oy kulandınız. Hükümetin yarısı gitti, şimdi önümüzdeki genel seçimde öyle bir oy kullanacaksınız ki, hükümetin tamamı gidecek. Bu önümüzdeki hedeftir.”
“TEĞET GEÇTİYSE BU MİLLET NİYE KIRILIYOR?”
Sofradaki somunun küçüldüğünü, buna karşın sofrada oturan nüfus sayısının arttığına işaret eden Deniz Baykal, dört fabrikadan birinin kapandığını, topraktan geçim sağlamanın olağanüstü bir hale geldiğini anlattı. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kullandığın her şeyin fiyatı arttı ama ürününün fiyatı artmadı. Hayvancılık yıllarca uygulanan yanlış politika sonucu göz göre göre köreltildi. Bir perişanlıktır, talihsizliktir almış başını gidiyor. Yatırım yapılmıyor, gençler iş bulamıyor. İşsiz kalan insanlar elbette göç etmek zorunda kalıyor. Türkiye el parasıyla zenginleşmeye çalışıyor. Yabancıya ‘Gel sen Türkiye’ye yerleş, faiz vereyim’ diyor. Parayı çekmek için her türllü faizi, tavizi, ödünü veriyor. Bunu bir süre kullanıyorlar, para çekilmeye başlayınca fabrikalar kapanıyor. İşsizlik başlıyor. Bugün dünyada işsizliğin en yüksek olduğu ikinci ülke Türkiye. Bizim işsizliğimiz masa başında ölçülüyor. Gerçek rakamlara baksak çok daha fazla işsiz var. Başbakanımıza sorarsak, ‘Bizde ekonomik kriz dokunmadı, teğet geçti, hiç önemli bir durum yok’ diyor. Önemli bir durum yoksa bu millet niye kırılıyor?”
Cumhuriyet dönemin sıkıntılı zamanlarında bu milletin alınteriyle, tasarrufuyla, emeğiyle, kazmasıyla küreğiyle yaptığı eserlerin şimdi ‘3 kuruş alalım 3 gün geçirelim’ diye sattıldığını söyleyen Baykal, şöyle dedi:
“TELEKOM’u taksitle sattılar. Telekom altın yumurtlayan bir tavuk. Bu altın yumurtlayan tavuk kimin kümesine yumurtluyor? Kim ödüyor bunun faturasını, vatandaş ödüyor. Unakıtan’a sormuşlar ‘Başbakan kriz için teğet geçti’ diyor siz ne diyorsunuz: O da ‘Başbakanın kendisine teğet geçmiş olabilir’ demiş. Sonunda doğru yolu görmüş. Başbakan kendisine bakarak değil, millete bakarak konuşacak. Başbakan’a bir soru sorduğun zaman kendi cebine değil, milletin cebine bakarak konuşacak. ‘İşsizlik var mı? ’dediğin zaman bakanların çocuklarına bakarak değil, 70 milyonun çocuklarına bakarak cevap verecek.”
DENİZ FENERİ YİNE GÜNDEMDE
Ülkede yolsuzlukla mücadale edilip edilmediğini soran Deniz Başkal, “Bir Deniz Feneri olayı var. Artık hepimiz mahçup oluyor, utanıyoruz. Almanlar yakaladı, mahkum etti. Bizede liste gönderdiler. Dediler ki şu isimleri, defterleri incele” dedi.
Alman mahkemesinin, bu kişilerin Türkiye'de ve dolandırıcılığı meslek edinen kişiler olduğunu söymlediğini kaydeden Baykal, şunları söyledi:
“Kim diyor bunu Alman mahkemesi. Bu belgeler hala gitmedi. Sordum Başbakan’a tanıyor musun? Bunları arasında ‘hısımın, akraban var mı?’ diye sordum cevap veremedi. Daha ne diyelim? Türkiye’de hukukun bağımsız olduğunu söylemek imkanı var mı? Geçenler de bir hakim ‘Üzerimde kurumsal baskı var’ dedi. Ne demek kurumsal baskı? Kim bu kurum? Karar alırken ‘üzerimde baskı var’ diyor. Daha ne desin? Baskı sadece onun üzerinde mi var? Başkalarının üzerinde baskı yok diyecek birisi var mı? Herkesin adalete ihtiyacı var. Bugün birileri ‘ben güçlüyüm ne dersem olur’ diye düşenebilir. Bugün sen oradasın, seni oraya millet getirdi. Bu millet tutar senin paçandan aşağıya indirmesini de bilir. O zaman ne olacak?”
Deniz Baykal, yolsuzluklarla mücadelenin yapılamıyor olmasının altındaki temel nedenlerden birinin milletvekili dokunulmazlığı olduğunu kaydederken de “Bu yanlış bir olay. Vekilin dokunulmazlığı elbette olacak. Ama hırsızlık yapma özgürlüğü yok. Hırsızlık yaptı mı hesabını verecek. Bizde hırsızlık yolsuzluk serbest, düşünce söylemek suç. Bunun değişmesi gerekmiyor mu? Birileri onu bunu mahkemelere gönderiyor. Sen onu bunu mahkemeye göndermeden önce kendin mahkemeye çık da kendi hesabını ver. Onu görelim, bakalım” diye konuştu.