Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,7849
EURO
43,4519
IMKB
9.700,000
ALTIN
4.021,040
 
Hava Durumu ANKARA
8 / 15 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
"BAZI AYDINLAR O GEMİDEN ATILACAK"
 BAZI AYDINLAR O GEMİDEN ATILACAK
 
YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, "Demokrasiye gidiyor gibi gösterilen bir gemiye bir hevesle binen bazı aydınlar denizin ortasında gemiden atılabilirler, kanımca bunun farkında değiller" dedi.
 
19.4.2010 - 04:15

HÜRRİYET gazetesinde Faruk Bildirici imzasıyla yayımlanan haber şöyle:

Emine Ülker Tarhan, yargı saflarından yükselen en aykırı ses. Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) başkanı olduğundan beri sakin ama kararlı, kendinden emin tarzıyla dikkat çekiyor. Mücadelesinin getirdiklerinden şikayeti de yok ama muhaliflere karşı vahşi yöntemler kullanıldığından yakınıyor.

YARSAV BAŞKANLIĞI

Kızımın sigortasını haber yapmışlar

YARSAV, ilk sivil toplum deneyimim. Kurucu üyesiyim. Son süreçte genel sekreterdim. Yarsav’a başkan seçildikten sonra yaşamımda büyük değişiklik oldu. Ön planda olmaktan çok hoşnut değilim. Bazı endişeler ve yargının götürülmek istendiği yer nedeniyle de ayrıca uykularım kaçıyor. Şimdi AB masteri yapan kızım Birsel Tuğçe 24 yaşında. 4 yıl önce kısa süre çalıştığı işyeri sigorta yaptırmış. Beni yıpratmak amacıyla çok aramış bunu bulup haber yapmışlar. Muhalif ses çıkaranlar, medya destekli kampanyalarla taciz ediliyor. Bakıyorsunuz birinin yıllar önce bir arkadaşıyla yaptığı konuşma basına yansıyor. Bunlar vahşi yöntemler. Yargıya her gün saldırmanın, taciz etmenin, yargıç ve savcıları yasadışı dinletmenin, haklarında veri toplamanın tek nedeni, yargı üzerinden demokrasiyi aşındırmak istemeleri. Doğru bildiğimizi söylemeye, yargı bağımsızlığı ve demokrasi mücadelemize devam edeceğiz.

DERNEĞİMİZİ DİNLİYORLAR

Ömer Faruk Eminağaoğlu, bu derneğin bugüne gelmesine en büyük katkıyı vermiş saygın bir hukukçu. Bakanlığın, Ömer Faruk Bey hakkında 65 suçlama getirmesi genel kurul iradesini etkiledi. Benimle ilgili de bana ulaşmış bir suçlama yok ama bu olmayacağı anlamına gelmez. Kanıt gösteremem ama derneğimizin dinlendiğini biliyoruz. Yönetim kurulunda eller kalktığı anda aşağıdaki kalabalıktan “Emine Ülker Tarhan seçilmiş” sözünü duyduk. Bu kesin değil ama yeterli bir gösterge. Kendi telefonlarımın dinlendiğini de tahmin ediyorum.

Biz apolitik bir kuşağız. 80 sonrası üniversite eğitimi gördüğüm için hiçbir siyasi yapıda ve öğrenci derneğinde yer almadım. Siyasi geçmişim olsaydı muhakkak çıkartırlardı. Kendimi tanımlarken siyasal argüman kullanmam, bir kategoriye dahil etmem. Bunlar bana sevimsiz ve sınırlayıcı geliyor. Medya bazen kadın olmamı vurguluyor, bundan da hoşnut değilim. Her söyleşide, “Lütfen kadın olmamı öne çıkarmayın” diyorum. Fakat kırmızı çizginiz olduğunda hemen onu öne taşıyorlar. Halbuki ben sadece olduğum gibi görünmeye çalışıyorum o kadar.

HUKUK İDEALİM

Tanrısal bir güçtür hüküm vermek

Ailemin baba tarafı Girit’ten gelmiş. Çocukluğum nasıl sürüldüklerini ve o yolculukta yaşadıklarını dinlemekle geçti. Ailemin geçmişindeki bu haksızlık, mağduriyet öyküsü etkili olmuş olabilir. İyi bir hukukçu olmak istiyordum. Ailemde hukukçular vardı. Amcam Danıştay üyesiydi. Hukuk tek idealimdi. Tek isteğim, Ankara Hukuk Fakültesiydi, oldu. Mezun olduktan sonra bir süre serbest avukatlık ve kamu avukatlığı yaptıktan sonra yargıçlığa geçtim. İlk İslahiye’de çıktım kürsüye. İslahiye’nin, terör ve sınır bölgesi olmasından doğan özel sorunları vardı. Hukuk açısından çok geliştirdi beni. Sonra Sandıklı’da devam ettim. Kadastro, sulh hukuk ve cezanın her kademesinde, ağır ceza, asliye, sulh ceza mahkemelerinde görev yaptım. Yargıçlık büyük bir mesleki tatmin duygusu verdi bana. Gözünüzün içine bakıp sizden adalet isteyen insanların, hayatlarına dokunma, iyileştirebilme gücünüz vardır, hükmedendir yargıç ve Tanrısal bir güçtür hüküm vermek. Adalet duygum çok gelişmiştir. Haksızlıklara tahammül edemem. Türkiye’nin pek çok yerinde zor koşullarda çalıştık. Son günlerde bize başka bir ülkenin yargısıymışız gibi düşmanca davrananlar var, ona üzülüyorum. Oysa biz halkın içinden geldik. Yargıç ve savcılar da memur, işçi, esnaf çocukları. 2001’de Yargıtay’a geldim. Seçme şansım olsa kürsüyü tercih ederdim. Şu anda 4. Ceza Dairesi’nde tetkik hakimiyim. Eşim de Yargıtay üyesi.

HAYATIMIN YOL AYRIMI
Hukukta okurken anne oldum

Eşim Umur ile Hukuk Fakültesi ilk sınıfta tanışıp, ikinci sınıfta evlendik. Aşk evliliğiydi. Son sınıfta kızımız oldu. Kızımıza babaannemizin adını da alarak Birsel Tuğçe adını verdik. Öğrenci annelik zor ama zevkliydi, hep birlikte büyüdük. Oğlumun ismi de Alaz. Alaz alevin ucundaki dili demek. Alaz, sıcağa, ateşe çok ihtiyaç duyduğumuz bir gün doğdu. Erzurum Tortum’da iş makineleri yolu açarak beni doğuma yetiştirdi. O yüzden Alaz adını verdik. Hayatımın yol ayrımı, öğrenciyken evlenmeye karar vermemdi. Asla pişman değilim. Ben mutlu biriyim.

TARSUS’TAKİ ÇOCUKLUĞUM
Anjel Teyze, Artin Amca ve diğerleri

Tarsus, başka yere benzemez, çok renkli, çok kültürlüdür. Çocukluğumda sokağımızda küçük bir kilise ve gayrimüslim arkadaşlarım vardı. Paskalyada sokakta çörek kokusu hissederdik. Anjel Teyze ve babamın komşusu Artin Amca vardı. Müthiş bir hoşgörü ortamıydı. Dedem, ayakkabı zanaatini bir Ermeni ustadan öğrenmiş; babam da devam ettirdi. Gayrimüslimler 1974’ten sonra terk edince Tarsus’ta o doku zenginliği kalmadı. Anne tarafım Demokrat Partili bilinir, hatta annemin amcası DP milletvekiliydi. Babam da aynı çizgide olmakla birlikte aktif anlamda siyasetle ilgilenmedi. Çocukken babam ve annem işlerini bırakır bizi Cumhuriyet bayramlarına götürürdü. İdealim, Mustafa Kemal’e layık olmaktı. Ülkem için yararlı ne yapabilirim diye düşünerek büyüdüm. Bir kitap kurduydum çocukken. Satın alacak param olmadığı zaman kiralardım. Okuldan çıkar kütüphaneye giderdim. Klasiklerden başlayıp 9 Işık’tan tutun Kapital’e kadar elime ne geçtiyse okudum. 12-13 yaşındaki çocuğun bunları anlaması mümkün değildi ama deliler gibi okuyordum. Darbeden sonra babam zarar göreceğimiz endişesiyle kitaplarımızı yaktı. Koliler dolusu kitabıma üzülürüm hala. Ortaokul yıllarında Aziz Nesin ve Gırgır dergisi de çok güldürürdü. Gırgır okuyup çok güldüğüm için hocalarımın beni dersten attığını hatırlıyorum. Artık mizah dergileri o kadar güldürmüyor ya da biz çok büyüdük artık. Ama çok zeki ve komik çocuklarım var. Beni çok güldürüyorlar.

HAYAT İLKEM
Geriye ne bırakmak istediğini bilen bir kadınım

Doğallığa, sadeliğe ve bilginin gücüne inanıyorum. Bu benim hayat ilkem. Ben ne olduğunu kavramış, ne yapacağını ve geriye ne bırakmak istediğini bilen bir kadınım. Birer iz bırakacağız muhakkak ama hayatı aslında çok da ciddiye almıyorum. Felsefeden çok anlamam ama Jorge Luis Borges’in dediği gibi “Hayat ne kadar karmaşık ve uzun olursa olsun aslında bir andan ibaret, o an da aslında kim olduğunuzu anladığınız ve ne olmaya karar verdiğiniz an.” Latin edebiyatını özellikle de Borges’i çok severim, tüm kitaplarını okudum. Orhan Pamuk’un da bütün kitaplarını okudum. İyi bir yazar. Siyasetin edebiyata zarar vermesi rahatsız edici. Pamuk’un da Borges’ten etkilendiğini düşünüyorum. Mesela Beyaz Kale’de iki insanın tek insana dönüşmesi hikayesi vardır. Benzer saptamalar, Borges’te de var.

HAYALİM
Cumhuriyetin 100. yılını kutlamak istiyorum

Hayalim demokrasinin güçlenmesi ve çocuklarımızın Cumhuriyet kazanımlarını kayıp vermeden geleceğe taşımaları. Cumhuriyetimizin 100. yılını yaşlı bir kadın olarak çocukluğumdaki coşkuyla kutlamak istiyorum. Hiçbir kariyer planım, hiçbir beklentim yok. Yaşam nereye götürürse oraya gideceğim. Çalışabildiğim kadar mesleğimi yapmak ve sonra da sevgili eşimle birlikte emekliliği yaşamak isterim. Emeklilikte bahçeye, ağaçlara, çiçeklere döneceğim.

VOSVOS GEZİLERİ
Kasetçalara Livaneli koyar alışverişe giderim

73 model, sarı bir Volkswagen’im var. Bir de 64 model her tarafı orijinal bir vosvosumuz var, eski artık. Onu koruyoruz. Cumhuriyet bayramında yapılan vosvos şenliklerine katılıyoruz. Arabamla sadece kısa mesafelere gidiyorum, kasetçalarına Livaneli’yi koyarım, alışverişe giderim. Zülfü Livaneli’nin müziği, o ses temiz hava gibi geliyor bana.

HAKİMLİK YAPARKEN
Kendi kitabımdan yararlanıyorum

Mesleki birikimimi başkalarına aktarma isteği duydum ve bir adli tatilde oturup kitabımı yazdım. Nasıl bir şey ortaya çıkacak diye merak ederek yazdım. İlk basıldığında “Tehdit ve Hakaret Suçları” adlı kitabımın kokusu çok hoşuma gitmişti. Bizim kuşak için kağıda dokunmak çok önemli. Tetkik hakimi olarak bazen kendi kitabımdan yararlanıyorum. Hakaret suçlarına bakan bu dairenin bir yargıcı olarak diyebilirim ki, bir sözün hakaret teşkil edip etmediği konusunda, heyet kılı kırk yararak karar veriyor. Bir sözün hakaret olup olmadığının saptanmasında söyleyen, söylenen yer, zaman ve konjonktür de çok önemli.

OSMAN CAN’IN DERNEĞİ
Açtığımız yoldan gidiyorlar

Bir kadın yargıç olarak Cumhuriyet değerleri ve kazanımlarına bağlıyım; bu varlık nedenim ve bu konuda tarafım. Avrupa’da yargıçların ilk örgütlenmesi 1907’dir. Biz de bunun eksikliğini duyuyorduk. Yargıya müdahaleler arttıkça ses çıkarma zorunluluğu doğdu. Yarsav, Dünya Yargıçlar Birliği ile Demokrasi ve Özgürlükler için Avrupa Yargıçlar Birliği’ne üye kabul edilerek siyaset dışı bir örgüt olarak tescillendi. Bizim açtığımız örgütlenme özgürlüğü yolunda herkes devam edebilir. Umarım (Demokrat Yargı ile) ortak noktamız, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesinin sağlanması olur. Demokrasiye gidiyor gibi gösterilen gemiye bir hevesle binen bazı aydınlar denizin ortasında kaçak yolcu muamelesi görebilir ve gemiden atılabilirler, kanımca bunun farkında değiller.

12 EYLÜL

Sivil darbeyle askeri darbenin farkı yok

12 Eylül darbesi olduğunda 16 yaşında bir lise öğrencisiydim. Sonraki günlerde, biz gençler, darbe öncesinin sorumlularıymışız gibi dışlandık. Korku toplumu yaratıldı. Bu kötü günleri, yargıya ağır müdahaleleri getiren de o darbe. Bugünle o günleri örtüştüren şeyler var, bugün de ülkemizde bir korku ortamı yaratmaya ve bundan yararlanmaya çalışanlar var. Bu ülkede, bir daha asla darbe olmasın, üniformalısı da, üniformasızı da. Sivil darbeyle askeri darbenin bir farkı yok.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


MECLİS'TE ANAYASA HAFTASI

ÜÇ FİDANI ÖLÜME GÖNDEREN ADAM BOĞULARAK ÖLDÜ!

SAMSUN'DA GÖZ YAŞLARI SEL OLDU!
»  ERDOĞAN'DAN MEMUR ADAYLARINA MÜJDE!
»  SAMSUN'A YENİ EMNİYET MÜDÜRÜ
»  ERGENEKON'A CİA REHBERİ!
»  FLAŞ,SAMSUN'DA POLİS ARACI TARANDI: 2 ŞEHİT
»  "TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ MAHKEME SALONLARINA SIĞMAZ"
»  ABANT'I MAHVETMİŞLER
»  MİT'İN ZİRVESİNE FİDAN
»  MAHMUR GRUBU ÜYESİ PKK'LI DİVANA SEÇİLDİ
»  ALMAN SAVUNMA BAKANI KARAYOLUYLA ÜLKESİNE GİTTİ
»  'BAŞSAVCININ YAKASINI BIRAKIN'
»  CİNAYET, ADAM KAÇIRMA,ERTRİKA HEPSİ BAŞKANLIK SEÇİMİ İÇİN
»  BARO'DAN YOLSUZLUKLA MÜCADELE SEFERBERLİĞİ
»  İSRAİL, BU KEZ DE SOYKIRIM'A SARILDI!
»  DEPREM PROFOSÖRÜ, İSTANBUL İÇİN TARİH VERDİ!
»  ERDOĞAN, AÇILIM İÇİN BU KEZ YAZARLARLA BULUŞTU
»  PKK LİDERİ KARAYILAN'DAN BOMBA İDDİA!
»  İŞTE MİT'İN YENİ PATRONU
»  EV SAHİPLERİNİN GÖZÜNÜ KORKUTAN DENETİM!
»  RIDVAN DİLMEN'E ŞOK SUÇLAMA
»  ABD'YE GİDEN UÇAKLARDA YER AYIRTANLAR
»  "BU ANAYASA KALKMAK ZORUNDADIR,DEĞİŞMEK DEĞİL"
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.