MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında Başbakan Erdoğan ve partisi AKP'yi hedef aldı. Erdoğan'ın Kızılcahamam kampında çizdiği Türkiye portresini eleştiren Bahçeli, Erdoğan'In Türkiye uzaydan baktığını söyledi.
AK Parti iktidarının iktidardaki 6 yıllık icraatlarını anlatan Bahçeli, hükümeti, yolsuzluk, rant bölücülük ve ABD taşeronluğu ile suçladı..
İŞTE BAHÇELİ'NİN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI
- 2008 yılı Türkiye’miz için siyasi ve ekonomik çkrizler, belirsizlikler, çalkantılar ve gerginliklerle geçen kayıp bir yıl olmuştur.
- Bütün yapıcı çabalarımıza rağmen siyaset kurumu tıkanmış, Türkiye kronik ve acil sorunlarına çözüm üretme kabiliyetinden uzaklaşmıştır.
- Siyasi diyalog kanallarının kapanması, parlamento çatısı altında asgari müştereklerde buluşulması için ortak zemin oluşturulmasını imkânsız kılmış, çekişme ve gerginlikler siyasi hayatımıza yön veren başlıca dinamik haline gelmiştir.
- Kısır siyasi hesapların ve ihtirasların esiri olan siyaset kurumu, bunları aşarak Türkiye’nin önünü açacak ve ülkeyi rahatlatacak adımlar atma basiretini gösterememiştir.
- Ortak değerlerin çatıştırıldığı, toplumsal hoşgörü ortamının zehirlendiği, cepheleşmelerin derinleştiği, etnik tahriklerin ağırlaşarak sürdüğü, siyasi ve ahlaki kirliliğin yaygınlaştığı bugünkü Türkiye manzarası,her yönüyle endişe ve korku verici bir karanlık tablosudur.
- Yoksulluğun ve işsizliğin pençesinde kıvranan Türk milletinin yaşadığı sıkıntılar, Türkiye’nin iç ve dış güvenlik alanında karşı karşıya bırakıldığı tehlikeler ve tuzaklar ortadayken, bu karanlık tablonun mimarı Başbakan’ın hâlâ pembe Türkiye tabloları çizmeye çalışması, makul bir izahı bulunmayan, siyasi ve sosyal açılardan marazi bir durumdur.
- Başbakan’ın geçtiğimiz hafta sonu partisinin istişare toplantısında yaptığı konuşma, bu açıdan ele alınması ve hastalıklı temellerinin çok iyi tahlil edilmesi gereken garabet örneği olmuştur.
Başbakan, AKP iktidarının altı yıllık icraatını anlatan bu konuşmasında;
- Türkiye’nin tarihinin en saygın ve güvenilir konumuna ulaştığını,
- Kıbrıs ve AB sürecinde ezberlerin bozulduğunu,
- Dış politikada bağımsız irade konularak düşmanlıkların dostluğa çevrildiğini,
- AKP’nin gelişim, değişim ve ilerlemenin lokomotifi ve kriz üreten değil, krizin başarıyla yöneten bir parti olduğunu,
- Cepheleşmelerin, gerginliklerin ve ihtilafların tarafı olmamayı ilke edindiklerini,
- Sosyal devlet olmanın gereklerinin yerine getirdiklerini,
- Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara karşı amansız bir mücadele verdiklerini,
- 70 milyona aynı dille konuştuklarını,
- Kürt sorununu Demokratik Cumhuriyet ilkesi ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı üst kimliği içinde çözmek konusunda çaba harcadıklarını 6 yılda Türkiye’nin çehresini değiştirdiklerini iddia etmiştir.
BAŞBAKAN BAŞKA BİR GEZEGENDE Mİ YAŞIYOR?
Başbakan’ın AKP iktidarının icraatlarını anlatırken çizdiği bu hayali pembe tablo ile gerçek Türkiye tablosu arasında gece ve gündüz farkı kadar derin bir uçurum bulunmaktadır. Türkiye’yi bir yangın yerine çeviren Başbakan’ın, hala sözde başarı masalları anlatmaya kalkışması, siyasi propaganda yaklaşımıyla bile izah edilemeyecek anormal bir durumdur. Böyle bir hayali tablo çizebilmesi, Başbakan’ın başka bir gezegende yaşadığını ve Türkiye’ye siyasi miyopluktan körlüğe dönüşen bir gözle uzaydan baktığını göstermektedir.
AKP iktidarının altı yıllık yıkım döneminde;
- Türk milleti yolsuzluğa ve açlığa mahkûm edilmiş,
- AKP mağduru olan büyük halk kitleleri kaderleriyle baş başa bırakılarak çaresizliğin pençesine itilmiştir.
- Garip gureba edebiyatıyla ve hayali vaatlerle Türk milletini aldatan AKP, Yalan, Yozlaşma ve Yolsuzluk iktidarı olmuştur.
- Yolsuzluğun ve yoksulluğun tabanı genişlemiş,
- AKP kadroları organize vurgun ve soygun hanedanlığı kurmuş, iktidarın kendisi kurumsal bir yolsuzluk markası haline gelmiştir.
- Toplumsal huzursuzluk ve çatışma alanları genişlemiş, cepheleşmeler AKP eliyle daha da derinleşmiştir.
- Türkiye’nin iç ve dış güvenliği çok ciddi tehlikelere maruz bırakılmış, terörle mücadele zaafa uğratılmış ve etnik bölücülüğün cesaret kazanacağı bir ortam yaratılmıştır.
- Dış politikada her cephede zemin kaybedilmiş, hayati milli çıkarlarımız ucuz pazarlıkların konusu haline getirilmiştir.
- Teslimiyetçi dış politika anlayışıyla Kıbrıs sorunu çıkmaza sürüklenmiş, sanal AB süreci içi boş bir hayal yolculuğu olarak oksijen çadırına sokulmuştur.
- Kuzey Irak’tan kaynaklanan terör saldırıları karşısında etkili önlemler alınamamış, Barzani’nin tehditleri karşılıksız bırakılmış ve Türkiye ilişkileri düzeltmek için Barzani’nin peşinden koşan bir ülke konumuna düşürülmüştür.
- AKP hükümeti Türkiye’nin toprak bütünlüğünü sorgulayan, ortak sınırı tanımayan ve soykırım yalanı üzerinden hayasız bir karalama kampanyası yürüten Ermenistan’ın ayağına kadar gitmiştir.
- AB’nin her dayatmasını karşılayarak sadık hizmetkârlığını yapan hükümet, ABD’nin stratejik planlarında taşeronluk görevine soyunmuştur.
- Türkiye’nin milli servetleri yok pahasına satılmış ve AKP yandaşlarına peşkeş çekilmiştir.
- Türk ekonomisi, tarımı ve sanayisi çökertilmiş, işçi, memur, esnaf, köylü ve emeklilerden oluşan AKP mağdurları ordusu kendi kaderine terkedilmiştir.
BAHÇELİ'YE GÖRE AKP'NİN KARTVİZİTİNDE BUNLAR VAR
AKP yönetimi Türkiye’yi tanınmaz hale getirmiş, kırıp dökmediği, yakıp yıkmadığı hiçbir şey bırakmamış, geride israf edilmiş fırsatlar ve boşa geçirilmiş yıllar kalmıştır. Başbakan Erdoğan’ın, partisini, altı yıllık icraatını ve sözde kazandırdığı yenilikleri tanımlarken süslü ve parlak ifadeleri kullanması karşımızdaki acı gerçekleri değiştirmeyecektir.
Siyasi geçmişi, zihniyeti ve altı yıllık icraatı ile Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kartvizitinde ;
- İnanç hortumcusu,
- Cepheleşme mimarı,
- Manevi değer karaborsacısı,
- Yolsuzluk yorgunu,
- Yıkım taşeronu,
- AB ve ABD’nin sadık hizmetkârı,
- Bölücülüğün örtülü hamisi,
- Dokunulmazlığı kullanan adalet kaçkını ve,
- İlkesi, inancı, iradesi ve Türkiye heyecanı olmayan ucuz istismar simsarı, yazdığı bilinmektedir.
Terör ve etnik mücadelede, ekonomik krize karşı tedbir almada, Türkiye’nin sorunlarını makul çözümlere kavuşturmada, siyasete ahlaki bir temel kazandırmada, Temiz siyaset-temiz yönetim anlayışının icaplarını hayata geçirmede isteksiz ve hantal kalan AKP;
- Yolsuzlukta, kul ve yetim hakkına el uzatmada,
- Milli servetleri Körfez şeyhlerine ve karanlık odaklara peşkeş çekmede,
- Belediyelerde imar ve ihale çeteleri oluşturmada,
- Kamu kaynaklarıyla yandaş basını beslemede,
- Bölücülüğe ümit ve cesaret vermede,
- Türkiye’nin milli çıkarlarını siyasi ve şahsi hesaplara alet etmede, büyük bir heyecanla hep ön safta olmuştur.
- Geçtiğimiz altı yıl boyunca, AKP’nin ampulü vurguncuların, soyguncuların, Türkiye’nin kaynaklarını talan etmek için seferber olanların önünü ve yolunu aydınlatmıştır.