Bahçeli, “İbrahim Tatlıses’in ‘Ustam’ şarkısını dinliyor herhalde” dedi. Bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan Bahçeli özetle şunları kaydetti:

Açıklamamız samimidir

“Yedi ilahiyat fakültesi öğretim görevlisinin evlerinin sabahleyin aranması, eserlerine el konulması sürecinde değerlendirmede bulunduk. Burada dikkat çektik. Fethullah Gülen Bey yurt dışında olduğu için acaba Türkiye’deki cemaatin mensupları bunu farklı bir şekilde mi uygulamaya koyuyorlar, yoksa cemaat mensupları birilerinin kontrolünde mi gelişiyor. Töhmet altında bırakılmaması için tedbirde bulunmalarını istedik. Açıklamamız çok samimi, dürüst ve ilkelidir. Kontrolden çıkmışsa, dondurun askıya alın anlamında söylüyorum.

Polemiğe girmek istemiyoruz

Fethullah Gülen Hoca bunu Zaman Gazetesi’nde okuduğu zaman tasvip ediyorsa farklı bir anlam çıkar. Ama söylediklerimizi teyit eden bir olayla karşılaşıyorsa düşünmesi lazım. Yani A, B ise B de C ise o zaman A, C’dir; onu anlatmaya çalışıyorum. Biz bir polemiğin içerisine girmek istemiyoruz. Bize cevap versin diye de bir beklentimiz yok. Düşüncelerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz. Takdir kendilerinindir. Bu çerçevede bizim cemaatle bir polemik içerisinde olmamız mümkün değil. Fakat Zaman Gazetesi’nde bir takım kişilerin görüşleri alınırken, bu kişilerin şuan için MHP dairesi içinde nerede bulunduklarını da sorgulaması lazım.

Öz, dalgalarla meşgul oldu

Zekeriya Öz, çok sık dalgalarla meşgul oldu. Dalgalar çok farklı görüntü almaya başladı. Toplumsal tepki ve öfke artıyor. Zannediyorum bunu dindirmek açısından bir görev değişikliği yapılmış oldu. Değişen bir şey yok.

Köşk’te süre 5 + 5’tir

En son yapılan değişiklikle Cumhurbaşkanlığı görev süresi beş artı beş şeklinde. Burada istikrar sağlamak, yeni rakamlar üzerine tartışma açmamak lazım. 5 + 5 daha makul gibi geliyor. Bu konuyu tartışma zeminine çekmenin bir anlamı yok.

Kadına şiddet çok önemli

Kadına şiddet vakalarının artması çok önemli bir sosyal olay. Başta üniversitelerimiz, ilgili bölümleri konunun üzerinde ciddi bir şekilde durup araştırma yapmalı. Türkiye’nin toplumsal rehabilitasyona ihtiyacı olduğu anlaşılıyor. STK’lar bu toplumsal olaylarda çok sessiz. En büyük yanlış medyada çok ayrıntılı bir şekilde gösterilerek anlatılması.

Hormonlaşmış siyasi partiler

Burhan Kuzu, ‘Çok parti olsun ama iki parti Mec-lis’te bulunsun’ diyordu. Bu 12 Eylül felsefesinin görüşüdür. 12 Eylül’ün hormonlaşmış siyaseti ile şekillenmiş olan partiler, 20-25 sene memleketi yönetmeye kalktı. Ama öbür tarafta tırnağı ile gelenler halen mücadelesini veriyor. Başkalarının yönlendirmesiyle sonuç alanlar muteber insan oluyor. Kendi tırnağıyla gelenleri, sıra dışı bir parti gibi göstermeye çalışıyorlar. Meclis’te 5’inci parti olsun ne olur ki! 1999’da çok güzel bir tablo vardı. DSP’nin 136, MHP’nin 129, RP’nin 103, DYP’nin 86, ANAP’ın 85 milletvekili vardı.”5 NİSAN 2011/HÜRRİYET