İşte konuşmalarından satırbaşları;
İsrail'in Filistinlerin yaşadığı Gazze topraklarına Hamas tarafından atılan füzeleri gerekçe göstererek başlatıkları saldırılar 23 gün sürmüş ve İsrail'in başlattığı gevşek bir ateşkes sonunda sona ermiştir.
Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre ölenlerin 3'te birinin çocuk olması, İsrail'in hedefinin sivil halk ve günlük hayatın idanamesini sağlayyan tesisler olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Hükümetin göstermelik arabuluculuk tavrından ikna olmayan kamuoyu AKP'nin bu konudaki samimiyeti sorgulamaya başlamıştır. Sayın Başbakan'ın haklı tepkileriyle gündeme gelen Davos toplantısının öncesindeki süreç, hükümetin kendisini yetersiz gördüğü zamanda gerçekleşmiştir.
Başbakan, ekonomik toplantı olan bu toplantıdaki görüşlerini başka bir mecraya kaydırmıştır.
Başbakan Erdoğan'ın tepkisi yönetimi tartışılsa bile haklı, meşru ve yerindedir.
Tepki yeri ve zamanın gösterilmemiş olsaydı Türk milletinin hakları savunulmamış oalcaktı. Başbakan'ın sergilediği bu tavrı, taşeron siyaseti örtemeyecek, yalnızca bir doğrusu sayısız yanlışları silmemeize neden olmayacaktır.
Hükümetin dik duruş konusunda başbakandan umudu kesmiş mileltimizde Davos resti karşısında şaşırmıştır. Başbakan'ın bu tavrı milletimizde haklı bir umut oluşturmuştur.
Son gelişmeler nedeniyle zihninin bulanık olduğu anlaşılan Başbakan'ın tutarsız ve çelişkili beyanları kendisine hakim olan niyetler hakkında kuşkuların doğmasına enden olmuştur.
Kahramanlık kampanyaları bu konunun seçim malzemesi olarak kullanıldığını gösteren gelişmeler olarak karşıya çıkmıştır. Başbakan'ın sessizlerin sesi ve kimsesizlerin kimsesi sözüyle milletimizden medet ummaya çalıştığı ortaya çıkmıştır.
MHP İsrail'in Gazze saldırılarındna bu yana yaşanan gelişmeler ve Başbakanm'ın bu konduaki çelişkili düşüncelerini bütün açıklığıyla ortaya koymuştur.
Suçluluk psikolojisine giren Başbakan, bu alandaki sorulara yeterince cevap verememiş ve derin bir sessizlik içine girmiştir.
Gazze saldırılarındna 5 gün önce İsrail Başbakanıyla yaptığı görüşmenin neden resmi tutanağının tutulmadığı, bu özel görüşmede Gazze konusunun nasıl gündeme geldiği konularına bir açıklama getirememiş ve Başbakan'ın BOP Eşbaşkanlığını bırakması önerilerimiz karşılıksız kalmıştır.
Başbakan'ın acilen yapması gerekenler, Barzani ile ilişkileri konusunda onur politikalar izlemelesi, Ermenistan'ın peşinden koşmaktan vazgeçmesi, Rum yönetimi ve Yunanistan'a karşı kararlı bir duruş sergilemesi, AB'nin dayatmaları ve aşağılamaları karşısında Türkiye'nin onurunu koruyacak bir tavır geliştirmesi ve ABD'nin taşeronu olmaktan vazgeçmesidir.
Her şeye rağmen Başbakan'ın duruşu ümit verici bir gelişme olarak adlandırılmalıdır. Türk Milleti şimdi yeni hamleler beklemektedir.
Başbakan karakolda doğruyu söyleyip mhakemede şaşan şahsiyet olarak tekrar karşımıza çıkmıştır. Terk edilen toplantının ardından bugüne kadar olan gelişmeler,i Başbakan'ın birer birer geri adımlar atması, o tavrın seçim malzemesi olarak kullanıldığı anlaşılmıştır.
Başbakan'ın açıklamalrında belirttiği gibi gösterdiği tepki İsrail'e değilse, kime kahramanlık yapmıştır? Gelinen bu aşamada Türkiye, yaptığı yanlışların ağır faturasını ödemekle yüz yüze kalmıştır.
İsrail'in Filistin'e yeniden bir saldırı başlatması durumunda Başbakan kimin yanında yer alacaktır? Bu gelişmelerin en büyük zararını Filistinli kardeşlerimiz görecektir.
Omurgasız siyaset anlayışı maalesef Türkiye'yi bundan sonra da daha fazla İsrail tarafına itecek.
Türkiye o günden itibare Davos'taki durulşun devamını bütün milli meselerde beklemektedir. Başbakan Erdoğan ve hükümeti için gerçek haysiyet sınavı şimdi başlamıştır.
Erdoğan tarafından önce kurgulanan ve sonra sahnelenan tartışma milletimizin asıl sorunlarının kenara itildiğine şahit olunmaktadır.
Ağırlaşan geçim şartlarından dolayı iyice bunlana vatan evlatları aradıkları ekonomik uygulamaları bir türklü görememişlerdir. Başbakan Erdğan ne zaman bir çıkmaza girse sunni bir heyecan yaratarak toplumsal yapıyı gerçeklerden uzaklaştırmaktadır.