- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Meksika’ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Başbakan, Fethullah Gülen’e yönelik yaptığı çağrı ve bununla ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını değerlendirmesi istenmesi üzerine, şunları söyledi:
“Türkçe Olimpiyatları’nın finalinde yaptığım konuşmada bu ifadeyi kullandım. Bu benim ilk defa kullandığım ifade değil aslında. Daha önce, farklı zamanlarda Amerika’ya gidip gelen ortak dost dediğimiz arkadaşlarımıza bunu söyledik. Yani, ‘ne zaman isterlerse biz bize düşeni yapmaya hazırız’ dedik. ‘Gurbette yaşamasını doğru bulmayız’ dedik. Bu konudaki takdir şüphesiz ki kendilerine aittir. Biz ‘burada üzerimize düşeni yapmaya hazırız’ dedik. Bunu söyledik ve Türkçe Olimpiyatları öncesinde özellikle böyle bir beklentinin olduğunu bildiğim için bunu finale gelmiş olan gönüldaşlarıyla paylaşalım istedim. Çünkü dışarıda da tabii bazı dedikodular oldu. ’Acaba gelmek istiyor da burada olumsuz yaklaşım mı var’ diye. Bunu ortadan kaldırmak istedik. Biliyoruz ki zaten yasal bir manisi söz konusu değil. Bize düşen, hiçbir manisi olmadıktan sonra, kaldı ki vatandaşlığı alınmış olanların bile vatandaşlıklarını iade etmiş iktidarız. Ama Hoca Efendi’nin zaten böyle bir sıkıntısı yok, manisi de yok. Öyleyse hasret, gurbet niye? Bunu özellikle orada ifade edelim dedik. Ama yine de takdir kendilerinindir ama yaptıkları açıklamaya göre herhalde şimdilik böyle bir şey düşünmüyorlar. Allah sağlık sıhhat afiyetler versin. Ben Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmesini değerlendirecek değilim.”
Olay bizim üzerimizde döndürülüyor
Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin de ”Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karar üzerinde yorum yapmayı kendi açısından gereksiz bulduğunu” belirtti. ”Çünkü olay bizim üzerimizde döndürülüyor. Buna gerek yok” diyen Erdoğan, ”Şu anda Türkiye’nin Cumhurbaşkanının olduğunu, 2014’e kadar bu cumhurbaşkanlığı sürecinin devam edeceğini” söyledi. Erdoğan, ”2014 olsun, ülkemiz için hayır olsun. Değerlendirmeleri de o zaman yaparız” ifadesini kullandı.
Öcalan’a ev hapsi
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, terör örgütü elebaşı Öcalan’la ilgili açıklaması ile Leyla Zana’nın sözlerini değerlendirmesinin istenmesi üzerine de Erdoğan, şöyle konuştu: ”Bülent Arınç’ın yaklaşımı yargının ortaya koyduğu bir yaklaşım değil. Yargının vermiş olduğu bir karar var ve yargı ağırlaştırılmış müebbet hapis kararı vermiş. Yürütme de ülkede herhangi bir sıkıntıya vesile olmasın diye tutmuş İmralı’yı seçmiş. İmralı değil de ülkenin herhangi bir şehrinde bir cezaevi de olabilirdi. Ama böyle bir cezaevinin olmasının getireceği neticelerin neler olacağını da yürütme düşündü. Bu birçok olumsuzluklara neden olur diye İmralı’yı uygun gördüler. Biz de zaman zaman bunun üzerinde duruyoruz, değerlendirmesini yapıyoruz. Bazıları ’Şu kadara mal oluyor’ gibi speküle etmeye çalışıyor. Ülkenizin huzuru için bazı bedeller ödeyeceksin. Biz de bu bedelleri ödüyoruz. Ben Sayın Bülent Bey’in yaptığı açıklama üzerine, ‘Silah bıraksınlar, ondan sonra ev hapsi düşünülür’ ifadesi, aramızda görüştüğümüz bir konu değil, kendi şahsi kanaatidir.
Zana randevu isterse kaçmam
Sayın Zana’nın, benimle görüşme noktasında gelen hiçbir talebi yoktur. Ama bir milletvekili olarak öyle bir talebi bana geldiği anda kendisiyle görüşmekten de kaçmam. Bunu da açıkça söyleyeyim. Temennim odur ki Sayın Zana’nın yapmış olduğu açıklamalar herhalde uzun yılların tecrübesinin de ortaya koyduğu neticedir ve keşke BDP, silahı unutup terör örgütünü unutup, parlamento çatısı altında siyasi mücadelesini sürdürse. Şu anda arkadaşlarımızın birbiriyle yaptığı görüşmeler, Genel Kurul’a (Meclis) girildiği zaman gerçekten ağza alınmayacak hakaretlere dönüşmesin. Genel Kurul içindeki tablo kulislerde öyle değil. Kulislerde tablo çok farklı. Birbirleriyle ikramlaşıyorlar. Ama Genel Kurul’a girildiği zaman başka bir dünya var. Biz de bunu anlamakta zorlanıyoruz.”
“Terör örgütü silahları bıraksın”
”Taraflar samimi olsa sorun çözülür” diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ”Benim Başbakan olarak, AK Parti Genel Başkanı olarak söylediğim; bölücü terör örgütü silahı bırakmak durumdadır. Silahı bırakmadığı müddetçe devletin güvenlik güçleri operasyonu bırakamaz. Devletin güvenlik güçleri, görevi bu. Operasyonu kime yapıyor? Bölücü terör örgütü. Kime yapıyor? Halkın huzurunu tehdit edenlere, eli silahlı şehir eşkıyasına yapıyor. Yapmak zorunda. Ne diyorlar. Asker polis silah bırakacak olur mu ya? O, o silahı taşıdığı için zaten polis, o silah taşıdığı için asker. Bundan dolayı görevli, bunun için de bu millet askerine, polisine bedel ödüyor. Bunları birbirinden ayıralım deriz. Temennimiz odur ki inşallah bunu artık parlamento içerisine girmiş olan BDP milletvekilleri anlar, onlara gönül vermiş vatandaşlarım da anlar ve bu süreci başarılı şekilde atlatırız. Bu terör belasından da ülkemizi kurtarırız. Ülkemizin kurtulmasıyla birlikte de bu milli birliğimizi, kardeşliğimizi pekiştirecek sürecin başlamasına vesile olur.”
İki zirveye katılacak
Başbakan Erdoğan Meksika’da G-20 zirvesinin bir kısmına katılacak. Başbakan, Meksika’nın ardından Brezilya’ya geçecek ve Rio 20 zirvesi olarak da adlandırılan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’na katılacak. Rio de Janeiro’daki bu zirveye 150’ye yakın ülkenin devlet ve hükümet başkanı düzeyinde iştirak etmesi, toplam katılımcı sayısının 60 bin civarında olması bekleniyor.