Davutoğlu toplantı sonrası açıklama yaptı. İşte Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları:
Bir ülke olarak, millet olarak huzurluı bir bayramı idrak etmenin hemen sonrasında bugün son derece acı ve hüzün verici iki terör saldırısıyla karşı karşıya kaldık. Bugün sabah suruç’ta basın açıklaması yapan gruba karşı terör saldırısı gerçekleşti. Öğleden sonra da arama tarama…
Suruç’ta 30 vatandaşımızı kaybettik. Öğleden sonra söz konusu olan terör saldırısında bir askerimizi şehit verdik.
Her şeyden önce hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza ve askerimize allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine tek tek taziyelerime sunuyorum. O askerimiz ve vatandaşımız coşkulu bir bayram geçirmenin sevincini yaşarken, bugün bu ailelerin ocağına düşmüş olan acı bütün milletimizin ocağına düşmüş acıdır. Bayram sevincini yaşayamaz hale geldik.
Basın açıklaması yapan bir gruba karşı, orada söz konusu olan bir patlamada 30 vatandaşımızı kaybettik. 104 vatandaşımız yaralandı. Bunlardan 74’ü hastaneye intikal edecek şekilde yaralıydı. Bu yaralılarımızdan 31’i taburcu edildi, 43’ü hastanede. 10’u ameliyat halinde, 9’u da yoğun bakımda. 12:02’de çağrı alınır alınmaz, 12:17-18 civarında hastaneye ambulanslarımız intikal etti. Şu anda da ambulans helikopterlerimiz, bir yaralımızı diyarbakır’a bir yaralımızı da malatya’ya intikal ettiriyorlar.
Daha sonra inceleme başlatıldı. Bir taraftan olayla ilgili çalışmalar yürütülürken, vatandaşımıza ulaşarak hastalarımıza yardımda bulunmaya çaba sarf edildi. Başbakanlıkta kriz masası oluşturuldu. Üç bakanımız, olay mahalline intikal ettiler. Şu anda suruç’ta incelemeler yapıyorlar. Genel başkan yardımcılarımız bölgeye intikal etti. Vekillerimiz de halkımızla birlikte bulunuyorlar.
Her türlü soruşturma başlatıldı. Olayın oluş seyri, açık bir terör olayı. Büük ihitmall canlı b
Vahşice, lanet ettiğimiz, lanet etmeyle kalmayıp sorumluları bulup cezalandırma iradesine sahip olduğumuz terör olayıyla karşı karşıyayız. Gerek suruç’ta söz konusu olan saldırı, gerek adıyaman’da askerlerimize dönük saldırı ve türkiye’ye dönük terör örgütlerinin mahiyetleri hedefleri ne olursa olsun, hepsinin hedefi Türkiye’dir. Bu saldırı Türkiye’yedir. Türkiye’nin huzurunadır, kamu düzenine, halkıımızın refahınadır.
Saldırıyı sadece şu veya bu grup, toplum kesimine olarak vurgulamayı doğru görmüyorum. Saldırıya karşı bütün halkın omuz omuza irade
Saldırının zamanlamasına bakıldığında, tam bayram sonrasında, Türkiye’de çevre ülklelerinin hepsinde görülmemiş olan, 7 haziran sonrası ortaya çıkan tablo çerçevesinde bir çalışma yürütülecekken, hükümet ortaklığı çalışmaları varken, bu saldırının yapılması bütün ülkeye yapıldığının göstergesidir.
Bütün terör örgütlerine karşı ortak bir tutum sergilemenin tam vaktidir. Başka ülkelerde DEAŞ’ın paris’te saldırısı söz konusu olduğunda, nasıl birliktelik söz konusu olmuşsa, kimse kimseyi suçlamadan omuz omuza gelmişse, burada soruşturmalarımızın istikameti DEAŞ saldırısı yönünde olduğu için söylüyorum, bu saldırı karşısında herkesin omuz omuza vermesi gereken bir andayız. Tarih herkesin aldığı tutumla yargısını verir.
Buradan bütün partilere çağrıda bulunuyorum. Dört partiye de. Hatırlarsanız bundan birkaç gün önce, ilk tur görüşmelerinden sonra yaptığım çağrıda, teröre karşı ortak bir deklarasyona çağrı atalım diye çağrıda bulunmuştu. Ama yüreğimizden gelen ses bunu söylüyordu. Aslında yıllardır bu böyle. Şimdi bu noktada, eğer dört partinin genel başkanları olarak, türkiye 7 haziran’dan sonra bir çok gerilim bekleyenlerin aksine tam bir siyasi olgunlukla yürüttüğümüz temaslardaki misafirperverlik için tekrar teşekkür ediyorum. bu saldırının hedefi Türkiye’dir, Türk demokrasisidir diyorsak, şimdi dört genel başkanın da bir araya gelerek ortak deklarasyona imza atmamız lazım. Ben bunu yapmaya hazırım
Daha ilk andan itibaren, partimi ve hükümetimi suçlayanlara da sesleiyorum. Nerede ne tavıur almamız gerekiyorsa alacağız, başbakan olarak, Ak Parti genel başkan olarak, bütün parti liderlerine gün bugündür diyorum. hangi terör örgütü Türkiye’yi hedef almışsa, halkımızın güvenliğini hedef almışsa işte meydan bu meydandır. Siyaset erdem bugünlerde belli olur. Grup başkanvekilleriyle görüşecekler yarın bu deklarasyonla, hem terör örgütlerine hem dünyaya en doğru mesajı vermiş oluruz. Ümit ederim ki bu çağrımız karşılıksız kalmaz. Bu çağrımı netice alana kadar da sürdüreceğim, gerekirse her gün tekrar tekrar bu çağrıyı yapacağız. Ta ki bütün bir millet, türkiye’nin siyasi liderlerinin ortak tavır
Medyaya çağrı… basın özgürlüğü esastır. Haber alma özgürlüğü kutsaldır. Ama tam da böyle kritik günlerde, rahmetli başsavcımızın şehit edildiği günde yaptığım çağrıyı yapmak istiyorum. Bütün özgürlükler önemlidir, ama en büyüğü hayat özgürlüğüdür. Bu yaşama özgürlüğüne karşı tavır sergilendiği zaman medyamızın hep beraber bu tavra karşı ortak bir duyarlılık şekilde davranması, panik havasına katkıda bulunulmaması medyanın da sorumluluğudur. Bütün medya kuruluşlarımıza çağrıda bulunuyorum, gün bugündür. Hepimizin insan canını hayatı koruma yönünde buna kast edenlere karşı ortak tavır alma yönünde, medyamıza inancım tamdır.
Beşinci mesajım bu olayı istismar etmek isteyenlere yöneliktir. Gerek ak parti, gerek hükümetimizi DEAŞ’ı desteklemekle suçlayanlara, sanal kampanya yürütenlere sesleniyorum. 10 Ekim 2013 daha DEAŞ yeni yeni oluşma sürecindeyken, Türkiye DEAŞ’ı terör örgütü ilan etmiştir. Burada da bu soruşturma devam edecek. İlk bulgular canlı bomba ve DEAŞ’ı işaret eder nihayette ama soruşturma tamamlanmadan hüküm vermek zordur. Ama DEAŞ’a dönük olarak şu ana kadar, destek gibi son derece anlamsız ve son derece tehlikeli bir yalanı iftirayı atarak halkımızı kışkırtmak isteyenlere şunu söylüyorum. DEAŞ sadece Suriye’ye değil, türkiye’ye de tehdit oluşturan bir örgüttür. Türkiye gerekli tedbirleri almıştır, almaya da devam edecektir. Halkımızı sokağa çıkmaya davet edenler, provakatif haberlerle yeni çatışmalara sürüklemek isteyenler, aslında bu terör örgütüyle iş birliği yapan çevrelerdedir. Bu terör örgütü de kaos çıkarmak istiyor. Etnik çatışmayı körüklemek istiyor. Şimdi hepimizin, sorumlu olan herkesin göstermesi gereken tavır birlik beraberlik tavrıdır. AK Parti hükümetleri, hiçbir zaman terör örgütüne destek olmadığı gibi müsamahakâr da davranmamıştır. Hele hele yüce dinimizin bu kritik dönemde ismini lekeleyen örgütlerle mücadelemiz olmuştur, olacaktır.
Halkımıza çağrıda bulunmak istiyorum. Sağ duyuyu muhafaza ediniz. İstismar edenler bu terör örgütü gibi çığırı açmaya çalışanlardır. Halkımızın her zaman gösterdiği derin irfanı göstererek omuz omuza vereceğina inandım tamdır. Biraz önce de toplandık, atılacak adımları planladık. Bu adımları atma konusunda tereddüt etmeden gereken çalışmalar yürütülecektir.
Birbirimizi suçlamak yerine, mesnetsiz ithamlarda bulunmak yerine hepimizin ortak noktada buluşmamız lazım. Grup başkanvekillerimiz temas halinde. Gelin ortak deklarasyona imza atalım. Biz varız, en açık ifadeyle bütün terör örgütlerine şiddete karşı ortak siyasi tutuma varız. Ama terör örgütlerine karşı tavır almak yerine, meşru hükümete güvenlik güçlerine tavır almaya yönelirse, bütün güvenlik birimlerimiz talimatlandırılmıştır, Türkiye’nin hiçbir yerinde daha önce yaşanan olayların yaşanmaması için her türlü tedbiri alırız. Bunu da herkesin bilmesi ve ona göre tavır takınılması gerekir.
Türkiye’de 10 gün önce 4 ilde IŞİD 27 isim gözaltına alındı. Acaba bu saldırı bir misilleme olabilir mi? Sınır güvenliği konusunda yeni tedbirler olacak mı?
Bu tespitiniz ümit ederim, hükümetimizi suçlayanlara da iletmek gerekir. Türkiye, her zaman tedbir almıştır almaya da devam etmektedir. Bu tedbirlerin bir rahatsızlık verdiği de gerçektir. Şunu tekrar vurgulamak isterim, sonuç ne olursa olsun türkiye’yi kana bulamak isteyen kim olursa olsun ona karşı tedbir alırız. Buna dEAŞ da diğer terör örgütleri de dahildir. Böyle bir misilleme dediğiniz tarzda bir tutum bağlamında söylüyorum, Türkiye’de terör tehdidine karşı alınacak tedbirler hususunda tereddüt söz konusu olmayacaktır. Mücadelemiz sürdürülecek.
Sınırda alınacak tedbirlere gelince, daha da artırarak sürdürülecek. Türkiye’nin etrafında bir çok ülkenin yaşadığı çatışmalar, Türkiye’deki iç huzuru etkileyecek mahiyete dönüşebiliyor. Türkiye’de kamu düzenini bozacak eylemlere karşı hep beraber davranalım diyoruz. gün birbirimizi itham etme günü değil, omuz omuza verme günüdür. Gün, AK Parti’yi veya hükümeti DEAŞ ile yanyana gösterme çabası içinde gösterme günü değil. teröre karşı güçlü bir ses ve irade çıkarma günüdür.
Ben burada hem başbakan olarak çağrımı tekrarlıyorum. Hep beraber, hazırım ben. Yarın suruç’ta, başka bir yerde de ama Adıyaman’da da askerimiz şehit olduğunda da ortak resim vereceksek, işte bugün yapılan açıklamalar samimiyet testinden geçer. Bu çağrımın da inşallah karşılığını buluruz diye ümit ediyorum.
Allah bir daha bayramımızı böyle kana bulamak isteyenlere fırsat vermesin ve bizi bütün bu çetelere karşı omuz omuza verenlerden eylesin diyor8um.