‘Genelkurmay istihbarat kopukluğu var demeli’
Dünkü brifingde yaz aylarında bu saldırıların artacağı söylenmişti. Bu artış devam ediyor. Öcalan da bundan sonra şehirlere kadar inecek operasyonların olacağını söylemişti. Bu saldırıda ise Genelkurmay’ın istihbarat kopukluğunun olduğunu söylemesi gerekir. Çünkü geniş çaplı bu saldırının içeriden de olması mümkün. Ama dışarıdan olduysa demekki burada bir istihbarat yetersizliği söz konusudur. Bundan dolayı istihbarat ağı sorununu her şeyden önce halletmek gerekiyor. Irak’ı kontrol edemediğimiz için olayları dengelemek mümkün olmuyor.
‘Kuzey Irak’a Harekat yapılmalı’
Bu son saldırı dış politikamızdaki kritik durumumuzdan kaynaklanan bir ataktı. Saldırının çok açık şekilde Irak’tan kaynaklandığını biliyoruz. Kuzey Irak’ta konuşlanan terör örgütünün hain saldırılarını biliyoruz. Örgüt tüm bunlardan sonra çözülme sürecine girdi. 5000 kişilik örgüt yüzde 10’unu kaybetmiş durumda. Artık ABD’nin, Irak’ın tüm müttefiklerimizin harekete geçerek Türkiye’nin Kuzey Irak’a harekat düzenlemesi gerekiyor.
‘İstihbaratta sorun var’
İsraİl ile aranın açılması da bu terör olaylarında bir o kadar etkili oldu. İstihbarat paylaşımı sorunundan söz ediliyor. O zaman ABD ile istihbarat paylaşımı sorunu yaşanıyorsa demek ki istihbarat konusunda gerçekten sorun var demektir. İstihbarat alınınca da saldırıların ortaya koyduğu bilgi zaafiyetini ortaya koymak gerekiyor. Bunun yanısıra hazırlık ve savunma zaafiyeti de göze alınmak durumunda.
‘Ders çıkarmalıyız’
Terör örgütü saldırıya geçmeden önce istihbaratımızla birlikte bizim onların yerini tespit etmemiz gerekiyor. Onların harekat alanlarını daraltıp çok önceden hareket etmemiz çok önemliydi. Ama malesef bu olmadı. Bundan dolayı bu son saldırıdan da bu anlamda ders çıkarmamız gerekli. Aktif istihbarat yapısıyla önlem almalıyız. Tabii ki sadece silahlı mücadele ile değil. Tepkisel yaklaşım ile de odaklanmak çok önemli. Sorunları artırıcı devlet yaklaşımından uzak durmak zorunda artık hükümet.
‘İdam cezası yasa
tasarısı hazırlansın’
Benİm bir emrimle sembolik olarak bir grup dağdan indi. Yine benim bir emrimle örgüt teslim olur mesajını verdi. Bu yazın ne olacağı Aralık 2009’dan beri belliydi. Bu sene saldırılar yükselecek ve büyük kentlerde büyük katliamlar olacak dendi. Bu saatten itibaren hükümetin karşı önlemler dizisini alması gerekiyor. Dağlıca’da bir insansız hava aracının dolaştığı ve bunun Türk hava aracı olmadığını söylediler. Bunun araştırılması gerek. Çünkü İstihbarat zaafiyeti olabilir. PKK yeni yeni teknikler öğrendi. Uzaktan bombalı saldırı yapmayı iyi biliyor. Ordunun bundan dolayı moral gücünün iyi olması gerek. Bunun yanısıra hükümet de siyasal şartları hazırlamalı. Türkiye sınırın ötesinden beri kendini korumalı. Büyük şehirlerde ciddi güvenlik önlemleri alınmalı. Ayrıca üç partinin idam cezasını yeniden güdeme getirmesi lazım. Meclise idam cezası yasa tasarısı sunulsun ama tasarı komisyonda bekletilsin. Böylelikle Öcalan halkta travma yaşatacağını düşünüyorsa, o travmanın kendine döneceği hissettirilsin. Öcalan enterne edilsin.
‘Yeni anayasa bu sorunları çözücü nitelikte olmalı’
“O bölgede gerçekleştirilecek olan barış ve özgürlük ortamı terör örgütünün sonu demektir. Anayasa değişikliği referandumuna en çok evet oyu o bölgeden gelecektir. Yeni bir anayasayla Türkiye’nin önü açılacaktır. Bu anayasa sorunları çözecek nitelikte olmalıdır. ”En kötü yönetim, yönetimsizlikten iyidir“. Öcalan Türkiye’yi tehdit etmiştir. Dünyanın hiçbir yerinde terör başarıya ulaşmamıştır. Türkiye içinde bu geçerlidir. Sanki ahtapot tarafından işgal edilmiş, demokratik kolu kesilmiştir. Yargı sürecinde yaşanan sıkıntılar, problemler terör örgütünün eline koz vermektedir. Birlik ve beraberlik ilkesini korumalı, ”Yurtta sulh, cihanda sulh“ anlayışıyla hareket edilmeli. Anayasa değişikliğine ”Evet“ denilmesi, tünelin ucundaki ışığı görmemiz gerektiğinin işaretidir.