İşte Bahçeli’nin konuşmasından satır başları: AKP hükümetinin imzaladığı protokollerden sonra yaşananlar, kaygılarımızı haklı çıkarmıştır. Ermenistan’ın sözde soykırımdan geri adım atacaklarına dair en küçük bir işaret yoktur. Bu konuda onlara baskı yapılacağına, Meclis’e imza konusunda baskı yapılacağı anlaşılmıştır.
Azerbaycan küstürülmüştür ve bu konudaki kaygılarımız sıcaklığını korumaktadır. Hükümetin protokol konusunda halkı ikna edemediği ve Azerbaycanı da kandırmaya çalıştığı ortadadır. Ermenistan’ı kazanmak için Azerbaycan’ı kaybetmeyi göze almıştır. Geçtiğimiz haftaki maçta Azeri bayrağının yasaklanması, Azeri kardeşlerimizin haklı tepkisini çekmişti.
Bakü’deki şehitlikteki bizi yaralamıştır. Hükümetin Ermenistan’la yakınlaşmasındaki üslüp ve yöntem sizleri de öfkelendirmiş olabilir. Bu konudaki tepkilerin mukaddesata saygı içinde kalması şarttır. Bu tepki aramızı açmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürecektir.
Türkiye ve Türk kamuoyu AKP zihniyetinden ibaret değildir. Bu kadro belki de yarın olmayacaktır. Onların yanlışları milletimizin gelecekteki dostluğunu bozmamalıdır. Türkiye, Azerbaycan’ın yanındadır. O bayrakları oraya diken AKP değildir. Bu konudaki haklı öfke diplomatik yöntemlerle dile getirileceğine, kutsal değerlere yönelmemelidir. Tüm yetkililerden bu vahim hatayı derhal telafi etmelerini bekliyorum.
AK Parti tarafından kurucumuz Türkeş’in girişimleri bizlere hatırlatılmak istenmiştir. Bu duruma cevap, Tuğrul Türkeş tarafından verilmiştir. O zamanki görüşmelerde amaç, esir Azeri askerlerin kurtulması içindir. Bugünkü girişimlerle o zamanki girişimlerin amaçlarının çok farklı olduğu, şahitler tarafından da dile getirilmiştir. Bugünkü teslimiyetçi anlayışa göz yummamız mümkün değildir. Başbakan’ın merhum Türkeş’i örnek alması sevindiricidir. Erdoğan’ın Türkeş Bey’i izlemesinde sonsuz fayda vardır.
TESLİM OLAN PKK’LILAR
Terör örgütü, 25 yıldır Türkiye üzerinde emelleri olan ülkeler tarafından kullanılıyor. PKK bir amaç değil araçtır. Teröristlerin imhası, yıllardır üst seviyede bir çabayla sürdürülmüştür. Yıllardır süren kanlı eylemleri analiz etmeden geşliştirilecek politikalar hepimizi yanlış sonuçlara götürür.
Türkiye PKK ve arkasındaki destekçilerini bilmesine rağmen, sızlanmakla yetinmiştir. Devletimizn arşivleri, PKK ve ABD arasındaki ilişkileri kanıtlayacak belgelerle doludur. Her yıl yayınlanan terör listelerinde PKK’nın da adını yer almasıyla yetindik. Geçen hafta terörist liderlerinin ABD tarafından ‘uyuşturucu kaçakçısı’ ilan edilmesi bir terfi midir. ABD, bu uyuşturucu gerçeğini yeni mi farketmiştir? K. Irak’taki Kürt devleti ve Başbakan’ın BOP planındaki yeri iyi analiz edildiğinde, içine girdiğimiz sürecin tam bir yıkım süreci olduğu ortaya çıkacaktır. Ancak bu durumdan sadece AKP’yi sorumlu tutmak da doğru değildir. Türkiye’nin çizdiği kırmızı çizgiler tamamen silinmiş, hükümet başlarını çizdiği kırmızı çizgilere uymaya başlamıştır.
Alkışlarla karşılananlar Mekke’den dönen hacı kafilesi ya da yabancı ellerden dönüş yapan gurbetçiler de değildir. Yabancı topraklarda Türkiye’yi temsil etmiş mehmetçik hiç değildir. Bunlar silahlarına masum binlerce halkın kanı bulaşmış hain teröristlerdir.
Başbakan'ın ürkiye'yi bölmek için PKK'ya ihtiyacı kalmamıştır. Artıkfarklı bir oyun ve aktörler vardır. Başbakan, 29 Ekim'de baş aktörle görüşmeye gidecektir