Trakya turuna çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ikinci gününde Edirne'nin Uzunköprü, Meriç ve İpsala ilçelerinde partisinin düzenlediği mitinglere katıldı.
Uzunköprü'nün Çiftlik köyü girişinde kadınlar tarafından karşılanan Kemal Kılıçdaroğlu durarak kadınlar ile sohbet etti. Köylü kadınlar kendi bahçelerinde yetiştirdikleri gülleri CHP lideri Kılıçdaroğlu'na vererek destek olacaklarını söyledi.

Daha sonra Meriç ilçesinde partililere seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yine 'Recep Bey' diye seslenerek, "Üretirseniz, emeğinizin hakkını alırsanız. Bu ülkede barış da olur huzur da olur. Şimdi var mı bu? Ancak Recep Bey geçen gün bir mucize söyledi, 'her üniversiteyi bitiren çocuk iş bulacak diye bir kural yok' Recep Bey'in çocuklarıyla, sizin çocuklarınızın durumu aynı mı? Onun için üreten Türkiye'yi yapmamız lazım. Biz cebimizi değil, halkımızı düşüneceğiz. Çünkü biz halka hesap vermek istiyoruz" dedi.
"Halka hesap vermenin namuslu bir görev olduğunu biliyoruz" diyen Kılıçdaroğlu, "Adalet ve Kalkınma Partisi toplumu bölen bir partidir. Biz bölücülük istemiyoruz. Bu coğrafyada kim yaşıyorsa düşünceleriyle, inançlarıyla başımızın üzerindedir. Ancak bizi ayıran, bizi bölen, inançlarımızı sömüren Adalet ve Kalkınma Partisi'ne de oy vermeyeceğiz. Bizi etnik kimliklerle de bölmeye çalışıyorlar. Bu ülkede hepimiz barış içinde yaşayabiliriz. Yeter ki adil olalım. Yeter ki kul hakkı yemeyelim dedi.
"Sıcak paraya teslimiyet..."
Kılıçdaroğlu, yurt dışından 1 milyon dolar para getirildiği zaman iki yıl sonra bu paranın, istihdam ve rekabet olmadan 2 milyon 800 bin dolara ulaştırılabildiğini ifade etti; "Böyle bir kazanç varken bizim sanayici niye fabrika kursun ki, böyle bir tabloyu Türkiye'nin kabul etmesi mümkün değil" dedi.
Kılıçdaroğlu, "Hükümet şöyle bir tablo daha çıkardı ortaya. Bu 1 milyon doları getirip, 1 milyon 800 bin dolar bir yılda kazanıyorsunuz, bir de bundan vergi almayacaksınız, yerli olursa alacaksınız. Biz bunun için Anayasa Mahkemesi'ne gittik. Vergide eşitlik olması lazım. Bari bizim iş adamı yapıyorsa ondan da vergi almayın veya ikisinden de vergi alın. Anayasa Mahkemesi bunu iptal etti. Şimdi ikisinden de vergi alınmıyor ama çiftçiden, esnaftan, gayri menkulden gelir elde edenlerden alınıyor. Herkes vergi verirken bir masa, bir sandalye at, bir yılda 1 milyon dolara karşılık 1 milyon 800 bin dolar kazan, hiç vergi verme, olacak şey değil" dedi.
Erdoğan maskesi: "Oyum CHP'ye"
Meriç ilçesinin Subaşı beldesinde partililer tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, beldedeki ferace giyen kadınlar ile sohbet etti.
Ferace (yerel giysi) takan kadınların yoğun ilgisi ile karşılanan Kılıçdaroğlu ile fotoğraf çektirmek isteyen kadınlardan biri Kılıçdaroğlu'nu öperek sevgisini gösterdi.
Daha sonra Küplü ilçesine geçen CHP lideri Kılıçdaroğlu burada partililere seslenerek hükümeti eleştirdi.
Kalabalık arasında yüzüne Recep Tayyip Erdoğan maskesi takan ve üzerinde 'Oyum CHP'ye yazılı pankart taşıyan bir kişi dikkat çekti.
Konuşmasının ardından belde kahvehanesine giren Kılıçdaroğlu, kahvedeki beldeliler ile sohbet ederek çay içti.
"Ben halkın avukatıyım"
Belediyede gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu "Başbakan Erdoğan, Bursa'da size 'Tel Aviv'in avukatlığını yapıyor' dedi. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Başbakan'ın ezberi bozulduğu için aslında ne söylediğini bilmiyor. Eğer avukatlığa soyunacaksa Sayın Başbakan, Tel Aviv'in ve bir başka yerin avukatı olabilir ama Sayın Başbakan çok iyi bilsin ben halkın avukatıyım. Halkın çıkarlarını savunan birisiyim. Benim ne söylediklerimi öğrenmek istiyorsa doğrudan doğruya ağzımdan çıkanları önce kendisinin duyması, kulaklarının duyması lazım. Biz hiç kimsenin avukatı değiliz halkın avukatlığı dışında."
Kılıçdaroğlu, "Sosyalist enternasyonal nezdinde İsrail saldırılarıyla ilgili bir girişimde bulundunuz mu?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Biz insani yardım götüren konvoya yapılan saldırıyı zaten başından beri kınıyoruz. Hükümeti de daha aktif dış politika izleyerek sadece BM değil, Arap Birliği, AB, İslam Kalkınma Örgütü, bütün bu alanlarda daha aktif dış politika izlemesini önerdik. Ayrıca şunu da önerdik; orada Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları değil, 32 ülkenin yurttaşları vardır. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin, diğer ülkelerde de Türkiye'de gösterilen tepkilerin benzerini göstermeleri için daha aktif çalışmalarını istedik. Ama benim gördüğüm kadarıyla öyle aktif çalışma AKP hükümetinde göremedik."
Kılıçdaroğlu, "Son süreçte hükümetin sorumluluğu olduğunu söyleyenler, yazanlar var. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine şöyle konuştu: "Şimdi pek çok karanlık nokta var. Hükümet bu konuda daha açık, net bir tutum takınmış değil. Bu gemiler Türkiye'ye geldi mi gelmedi mi? Gümrüklerde hangi tür işlemler yapıldı? Bazı çevreler AKP milletvekillerinin de bu gemilere bineceğini ama son anda vazgeçtiklerini söylüyorlar. Bütün bunları bilmiyoruz. Sayın Başbakan'ın bu ayrıntılar konusunda kamuoyunu aydınlatması lazım. Bunu bekliyoruz.
Salı günkü konuşmada yine bu ayrıntıları söyleyeceğiz, Sayın Başbakan'a soracağız. Bizim bilmediğimiz İsrail ile Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri arasında kriptolar var mı yok mu? Yazışmalar yapılmış mı yapılmamış mı? Bunları da Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin açıklamasını bekliyoruz. Dışişleri Bakanlığı, karanlıkta bir nokta bırakmamalıdır. Orada yurttaşlarımızı yitirmişsek AKP hükümetinin riski önceden görüp önlem alıp almadığını da bilmemiz gerekiyor. O insanımızı ölüme göndereceksiniz, AKP milletvekilleri son anda binmeyecek. Nedir bu? Doğru mudur değil midir? Bu konular daha henüz açıklanmayan karanlık noktalar. Önümüzdeki günlerde daha sağlıklı tartışma ortamı çıkacaktır ve gerçekleri de hep beraber öğrenmiş olacağız."
CHP Çanakkale İl Başkanlığını da ziyaret eden Kılıçdaroğlu, "Çanakkale'den bir isteğimiz var. Genel seçimlerde 4-0" dedi. Bir gazetecinin "Ön seçim olacak mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Önce bir seçim kararının alınmasını görelim" dedi. "Tavrınız hangisinden yana" şeklindeki soruya "Demokrasiden yana" yanıtını verdi.