Vural, düzenlediği basın toplantısında Başbakan Erdoğan'ın dünkü Grup Toplantısında yaptığı konuşmasındaki üslubunu ve bazı ifadelerini eleştirdi.

Başbakan Erdoğan'ın, MHP'nin bin yıllık kardeşliğini, bu milletin etnik kimliklere göre ayrıştırmasına karşı çıkan duruşunu 'milli birlik sürecini rahatsız ettiği' şeklinde yorumladığını belirten Vural, 'Buna kargalar güler'dedi.

Vural, şunları söyledi:

' (Kürt açılımı) dedikten sonra milletten korkarak açılımın adını (demokratik açılım), daha sonra (milli birlik projesi) olarak değiştirmedin mi? Bu milletin, senin etnik kimlik siyasetinin farkına varmasından rahatsız oldun ki hemen 'U' dönüşü yaptın, adını değiştirip milli birlik projesi koydun. Allaha şükür MHP'nin siyaset anlayışı hep Türk Milletinin birlik ve bütünlüğüdür, sicilimiz böyle yazılmıştır. Sen önce kendi siciline bir bak. Geçmiş siyasi hayatını reddedip geçmişinden utanan siyasetçi olarak, geldiğin noktayı, aynaya bakarak bir düşün. Artık millet senin kim olduğunu, ne yapmak istediğini, kimlerle yol arkadaşı olduğunu biliyor.'

Başbakan Erdoğan'ın 'edep ve adap dersi almalıdır' diyerek burada adeta muhalefete yüklendiğini anımsatan Vural, 'Yav sen kimsin, ya... Biz edebimizi, adabımızı derslerden almadık. Sen derslerden sıfır çaktın herhalde. Biz milletimizden, tarihimizden, siyasi mücadelemizden aldık. Edep, adap dersle öğrenilir mi? İnsanda bir kültür, üslup, siyasal geçmiş, milletine saygı olacak' diye konuştu.

-'HODRİ MEYDAN...'-

(Şu kürsüden nasıl konuşulması gerektiği öğrenilmeli) diyen Başbakan Erdoğan'a karşılık veren Vural, 'Üslup defolu Başbakan... Yavuz hırsız ev sahibini bastırır misalinden başkalarını suçlamayı ifade ediyor. (Bu meclis kürsüsünden zaten bir sinkafla küfür etmedikleri kaldı) diyerek töhmette bulunuyor. Bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı... Sen kimsin? Özel toplantıları mı dinliyorsun? Dinleme örgütü sana servis mi yapıyor acaba? (Yapıyordur) diyorsun, düşünce mi okuyorsun. Ama biz senin hangi özel toplantılarda neleri yaptığını biliyoruz. Sayın Başbakanın ifadelerini kınıyorum. Hangi toplantıda neler yaptığını, neler ettiğini biz de biliyoruz. Eğer sen, bir takım toplantılarda (Buna ilişkin ifadelerde bulunuyordur) diyorsan, bunu ispat etmezsen namertsin? Hodri meydan' şeklinde konuştu.

Vural, Başbakan Erdoğan'ın esnafa, çiftçiye, eczacıya, doktora karşı söylediği bazı sözlerden örnek verdi.

Başbakan Erdoğan'ın 7 yıldır uzlaşı ve üsluptan dolayı sınıfta kaldığını ifade eden Vural, şöyle devam etti:

'Bu güne kadar AKP hangi konuda uzlaştı? Başörtüsü konusunda yaptığımız uzlaşmaya bile uymadınız be... Yan çizdiniz. Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi için elinizden geleni yaptınız. Kapalı kapılar ardında dua bile etmişsinizdir. Bu güne kadar siz, bize mi sordunuz Türklüğe hakaretin önünün açılmasını?... Bize mi sordunuz TRT-Şeş'i açarken?... Ermenistan'la protokol imzalamadan önce mi diyaloğa girdiniz?

Hiçbir konuda diyalog oluşturmayan sürekli çatışma üreten siyaset anlayışının, bugün yeni kalıba girerek, kendilerine suç ortakları aradığı bir dönemde, bu ifadeleri kullanmaları ise, bu maskeli siyasetin yeni yönüdür.'

-TÜRKİYE-ERMENİSTAN MAÇI-

Bursa Valisinin Türkiye-Ermenistan maçının oynanacağı sahaya Azerbaycan bayraklarının alınmayacağını açıkladığını, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve kendilerinin tepkileri üzerine yasağın kaldırıldığını savunan Vural, FIFA aracılığıyla bayrakların yasaklanmasına çalışıldığını söyledi.

Vural, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Şimdi AKP, FIFA'yı araç olarak kullanmak suretiyle yaptıramadığını onlar aracılığıyla bir dayatma olarak kullanmış oluyor. Bir ülkenin bayrağı siyasi midir? Azerbaycan BM üyesi değil mi? Azerbaycan bayrağı, şerefli bir devletin ve bir halkın bayrağıdır ve siyasi olarak nitelendirilmesi, tamamen AKP'nin yaptığı girişimler sonucu siyasi olduğunu düşünüyorum.

Mısır'da FIFA'nın poster indirmesi örnek veriliyor. Arap Emirliklerinin posteri bayrak mıdır? Hükümet, sporu siyasete alet etmiştir. Çok yadırgıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın Ermenistan'a gittiği maçta sözde Dağlık Karabağ uyduruk Cumhuriyetinin sözde bayrağı yok muydu orada? Orada herhalde teslimiyetçi bir hükümet yok. FIFA'nın dikkatini çekmedi mi hiç? Sözde bir Cumhuriyetin bayrağı... Böyle bir devlet yok ise bu ne anlama geliyor.

Bu maç doğrudan doğruya siyasi amaçla yapılan maç haline dönüştürülmüştür. (Türkiye demokratik bir ülkedir) diyoruz, maça gidecek insanlar bile kısıtlanıyor, polis, asker, şakşakçılar... Demir perde ülkelerinde bile görülmeyen bir husustur. Taraftarları bile seçmişler. Oradan (alkışla) diyecekler, alkışlayacaklar. Spor sivildir, sivil kalmalıdır. Spora siyaset bulaşmamalıdır. AKP, tribünleri bile siyasi taraftarlarla doldurmuştur. Bindirme kıtalarla Söğüt'te yaptıkları gibi şimdi orada güya taraftarlar var, 15 bin asker, öğrenci seçiyorlar. Böyle bir futbol maçı olur mu? AKP, maalesef bu karşılaşmayı siyasileştirmiştir; hem spora hem de uluslararası ilişkilerimize zarar vermiştir.'

-MAÇ, SEYİRCİSİZ OYNANSIN'-

Maçın seyircisiz oynanmasını öneren Vural, 'Çakma seyircilerle, dolma seyircilerle maç oynanmaz. Maçı seyircisiz oynatsınlar daha iyi. İki Cumhurbaşkanı başbaşa verip izlesinler. Spordan sorumlu Devlet Bakanının, Dışişleri Bakanının bu konuda tavır koyarak, Azerbaycan bayrağının siyasi simge olarak adlandırılmasını kabul etmeyeceklerini FIFA'ya bildirmelidirler. Aksi halde bu oyunun içinde AKP'nin bulunduğuna ilişkin kanaatimiz bu şekilde delillendirilmiş olacaktır' diye konuştu.