Sinevizyon gösterisinin ardından partililere seslenen DSP Genel Başkanı Masum Türker, DSP'nin bugün 24 yaşında olduğunu anımsatarak, ''DSP artık reşit, ergin, söz sahibi bir kişiliktir'' diye konuştu.

Türker, KKTC'nin kuruluş yıl dönümü olan 15 Kasım'a dikkati çekmek için DSP'nin 14 Kasım'da kurulduğunu anlatarak, bugün hem partilerinin hem de KKTC'nin kuruluş yıl dönümü kutladıklarını dile getirdi.

Kıbrıs'ın Türkiye için vazgeçilmez olduğunu ancak ''AKP'nin dış politikasının Kıbrıs davası için tehlikeler barındırdığını'' savunan Türker, ''Kıbrıs'ta önce İngilizler üstlerini kapatacak, sonra Türkiye'ye sen de askerini geri çek diyeceklerdir. Kıbrıs'taki Türk askeri, İngiliz askeri gibi değildir. Türk askeri garantördür. Dış politikada nefesi 'one minnute' diyecek kadar olan Başbakanın Kıbrıs'ta nefesi tükeniyor'' dedi.

''Oylar bölünmesin söylemiyle DSP kadroları taciz ediliyor"

Son dönemlerde DSP üzerinde oyunlar oynandığını, ''solda oylar bölünmesin'' söylemiyle DSP kadrolarının taciz edildiğini öne süren Türker, ''DSP'nin seçimlere ak güvercinli bayrak altında gireceğini'' söyledi.

''DSP başarı olarak birkaç kişiyi başka parti kadrosundan TBMM'ye sokmak olarak görmemektedir'' diyen Türker, gündemlerinde seçim için başka partilerle işbirliği yapmanın olmadığını belirtti. Türker, DSP'nin seçimler öncesinde Demokrat Parti ile birleşeceği yönünde bazı haberler yapıldığına da işaret ederek, ''Bizim temel hedeflerimizden birisi toprak reformudur. Toprak reformuna karşı olan egemenlerin teşvikiyle kurulan DP ile nasıl işbirliği yapabiliriz? Bunların aklı 'one minnute' kadar olan akıl'' diye konuştu.

Türker, parti örgütlerinden ayrılanların tekrar DSP'ye dönmesi için de yoğun çalışma içinde olduklarını anlatarak, ''Geçmişte beraber yürüdükleri hiçbir arkadaşlarını devre dışı bırakmak istemediklerini'' belirtti. DSP'nin kadro ve örgüt partisi olduğuna işaret eden Türker, parti örgütünün egemen olduğu, yönetim kadrolarını, liderini belirlediği bir parti oluşturacaklarını vurguladı.

''Telekulak, kuvvetler ayrılığına sızmış"

Yargı'daki dinleme iddialarını da değerlendiren Türker, ''Telekulak, kuvvetler ayrılığına sızmış. Bağımsız olan yargı, telekulak aracıyla hükümetin denetimine giriyor. Bu hadise bizim özgürlüğümüzü kısıtlayarak dikta rejimine gitmektir. Telekulak olayı Türkiye'yi tek başına Tayyip Erdoğan'ın yönetimine sokmaktır.'' dedi.

Türkiye'nin gündemindeki diğer önemli bir konun da Ergenekon soruşturması olduğuna işaret eden Türker, soruşturma kapsamında birçok yurtseverin tutuklandığını, yargılandığını ifade etti. Türker, ''Gerçekten Türkiye'nin demokrasisine kasteden bir Ergenekon varsa, bunun en büyük mağduru DSP'dir. Ergenekon olmasaydı 3 Kasım günü yaşanır mıydı?'' şeklinde konuştu.

Hükümetin demokratik açılım çalışmalarını da eleştiren Türker, terörü çözmek için demokratik açılım yapılmasının yanlış olduğunu kaydetti. ''Dağa çıkınca, terör olayı yapınca demokratik açılım yapılıyor, haklar alınıyor' diyen herkesin haklarını almak için yasa dışı yollara başvurabileceğini'' öne süren Türker, Kürt sorunu ile terör sorunun birbirinden ayrılması gerektiğini vurguladı.

Türker, Türkiye'de tam demokrasinin oluşması için bütün kurumlarda demokrasi açılımı yapılması gerektiğini belirterek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın ''Kürt açılımı'' çalışmaları kapsamında DSP'yi ziyaretinde dile getirdiklerini söyledi.

AKP iktidarının eğitim, ekonomi ve sağlık politikalarını da eleştiren Türker, ''Türkiye'de bir büyüme var, ama bu sahte, hormonlu bir büyüme. Gerçek katma değer yaratan bir büyüme değil. İnsanlar yoksulluktan, açlıktan ölüyor. Ölümlerle nüfus azalınca ülkeyi yönetmek de kolay olduğu için 'niçin ölüyorlar, ne yapabiliriz' diye de yok'' diye konuştu.

Türker'in konuşmasının ardından halk müziği sanatçısı Sabahat Akkiraz, kutlamalar çerçevesinde partililer için sevilen türkülerini seslendirdi.