Göktürk, mahkemenin bu konuda verdiği herhangi bir gizlilik kararı bulunmadığı belirtti. Eski DGM Savcısı şöyle konuştu:

“Şimdi hazırlık soruşturmasında soruşturmanın gizliliğini ihlal edecek nitelikte bir haber söz konusu olsaydı bu Türk Ceza Kanunu’nun 285 ve 286. maddelerinde belirtilen müeyyidesi açısından suç işlenmiş olurdu. Oysa bu kasetler, bu DVD’ler söylediğiniz gibi mahkeme tarafından yani son soruşturma aşamasında sanık avukatlarına verilmiş. Daha doğrusu gizlenmesine gerek olmadığı düşünülerek verilmiş kasetler olduğu için bunların yayınlanmasında hiçbir sakınca yok. Yasal olarak hiçbir sakınca yok. Çünkü mahkemeden herhangi bir gizlilik kararı vermiş değil bu konuda. Bu haber alma, kamuoyunu aydınlatma görevinin bir parçası... Bu bakımdan hiç kimsenin, hiçbir televizyon kanalının eleştirilmesi, yerilmesine bence gerek yok. Çünkü kamuoyunu yakından ilgilendiren bir dava. Herkesin gündeminde birinci sırayı işgal eden bir dava. Bu dava ile ilgili bilgilenmek hakkı tüm kamuoyunun hakkıdır elbette. Bu açıklamaları yapan Tuncay Güney’in sıfatına gelince... Bildiğim kadarıyla bu iddianamede sanık olarak yer almıyor. Mahkeme bunu tanık olarak dinleme kararında... Bir anlamda da istihbarat faaliyetleri yürütürken elde ettiği bilgileri herhangi bir şekilde emniyetteki sorgusu sırasında açıklamış. Şimdi bunları yok saymak mümkün değil. Mahkeme her konuyu değerlendirebilir. Bir kararın sadece bu ifadelere dayanması elbette söz konusu olamaz. Ama bu mahkemenin takdir edeceği bir konu. Kanıt olarak da kabul edebilir. Kanıtlara ulaşmak için bir yol olarak da kabul edebilir. Her türlü kanıt mahkemede değerlendirilir. Bu konuda şimdiden düşünce belirtmek mümkün değil. Mahkeme elbette ki hukuka uygun bir şekilde bunu değerlendirecek ve diğer delillerle örtüştüğü oranda bir kanaat sahibi olacaktır. Mahkemenin kanaati de çok önemli bir şey.”