Türk yargıçları onurlu insanlardır. Kimseye el açmazlar. Anayasa değişikliği HSYK’yı çalışamaz hale getirecek. Üye seçim yöntemi Anayasa Mahkemesi’ni siyasallaştırır.
YARGITAY Başkanı Hasan Gerçeker, dün adli yıl açılış töreninde, anayasa değişikliği paketini sert bir dille eleştirdi. Başbakan Erdoğan’ın ilk kez katılamadığı törende Gerçeker, pakete, “Kuvvetler ayrılığı ilkesi ve yargı bağımsızlığını ortadan kaldırıyor. Hukuk devletini zedeliyor. HSYK’yı çalışamaz hale getiriyor. Yargıyı siyasallaştırıyor” gerekçesiyle karşı çıktı. Gerçeker, “Yargı kimsenin ne arka bahçesi, ne ön bahçesi ne de yan bahçesidir. Olmamıştır, olmayacaktır. Buna, Türk yargıçları, Cumhuriyet Savcıları, hiçbir zaman izin vermeyecektir” dedi. Gerçeker, Yargıtay’ı da sarsan telekulağı, “Toplum vicdanından büyük yaralar açıyor, yargıya güveni zedeliyor” diyerek, Ergenekon sürecinde sık sık gündeme gelen tutuklamaları ve usül hatalarını “yargısız infaz” nitelemesiyle eleştirdi. Gerçeker, 2010-2011 adli yıl açış konuşmasında özetle şu mesajları verdi.
Ayrı ayrı referandum
Birbirleri ile ilgisi olmayan konuların, ayrı ayrı referanduma sunulması, çağdaş anayasal demokrasinin ve hukukun gereğidir. Bu gereklilik gözardı edilmiştir. Özellikle, yüksek mahkemeler ile yürütme arasında uzlaşmazlık daha da artacaktır. Zira bu değişikliklerle yüksek mahkemeler yok sayılmakta, yargı erki içerisindeki etkinlikleri yok denecek derecede azaltılmaktadır.
HSYK sadece yargıdan olmalı
Siyasal iktidarın kötüye kullanılmaması ve özgürlükçü demokrasinin gerçekleşebilmesi için kuvvetler ayrılığı en baş koşuldur. Bağımsız yargı istiyorsak, HSYK’nın yapısı bu bakımdan çok büyük önem arz etmektedir. Kurul’a yalnız yargı mensuplarından üye seçilmelidir. Kast, jüristokrasi, al gülüm ver gülüm gibi konu ile ilgisi olmayan kavramlar, hafif düşünceler, hiçbir geçerlilik taşımamaktadır. Bunlar yargıyı, özellikle de yüksek yargıyı tanımamaktan kaynaklanan boş sözlerdir.
Adalet Bakanı ve müsteşarın Kurul’da bulunması kurul çalışmalarının istikrarlı bir şekilde sürmesini engellediği gibi yapılmak istenilen düzenleme gerçekleştiği takdirde bu karma ve yargı bağımsızlığına aykırı yapı Kurul’u çalışamaz hale getirecektir. Bakan ve müsteşarın kurulda yer almasının ‘demokratik meşruiyet’ ilkesiyle açıklanması gerçeği yansıtmamaktadır. Türk yargısının ‘demokratik meşruiyet’ sorunu bulunmamaktadır. Bağımsız olmayan bir yargı siyasallaşır ve tarafsızlığını yitirir ki, bu da bir toplum için en büyük tehlikedir.
Hukuk dışı engelleme olmasın
Yeni düzenlemede Anayasa Mahkemesi’nin mevcut üye sayısının çoğaltılması yerindeyse de üyelerinin tamamının yürütmenin başı olan cumhurbaşkanı ve parlamentonun salt çoğunluğuyla seçilmesi beraberinde büyük ölçüde siyasallaşma eleştirilerini getirecektir.
Her kurumda olduğu gibi olması hiçbir zaman istenmez ama yargıda da bireysel olarak yanlış yapanlar, hatalı davrananlar olabilir. Ancak, hiçbir zaman bir kurumun topyekun suçlanmasına, yıpratılmasına ve temel ilkelere aykırı bir biçimde yapılandırma girişimlerine gerekçe yapılmamalıdır. Yapılan yanlışlar, yargının kendi sistemi içerisinde bulunan denetim mekanizması ile mutlaka düzeltilecektir. Yeter ki yargı dışı müdahaleler, hukuk dışı engelleme girişimleri olmasın.
Yargıtay, Yüce Divan olsun
Her insanda, her meslekte olması gerektiği gibi ve olduğu gibi Türk yargıçları, savcıları da onurlu insanlardır. Kimseden el açıp bir şey talep etmek durumunda değillerdir.
Yüce Divan görevinin, yargılama birliğinin bir gereği olarak, yargılanacak kişiler bakımından oluşturacağı hukuksal güvence de dikkate alınmak suretiyle Yargıtay’a verilmesi zorunlu hale gelmiştir ve doğru olan da budur.
Bireysel başvuru kaos yaratır
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı tanınması, kabul edilebilir nitelikte görülmemektdedir. Türk yargısına yarar yerine zarar getireceği düşünülmek-tedir. Hiçbir yüksek mahkeme diğerinin kararını ortadan kaldıramaz, değiştiremez ve kararı uygulanamaz hale getiremez. Yüksek mahkemelerin denkliği esastır. Bu denkliğin bozulması yargıda kaos yaratır, yüksek mahkemelerin çatışması sonucunu doğurur.
Görevin bilincindeyiz
YARGITAY Başkanı Hasan Gerçeker ve yargıtay üyeleri, yeni adli yılın başlaması nedeniyle dün Anıtkabir’i ziyaret etti. Gerçeker’in, Atatürk’ün mozolesine çelenk koymasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve Anıtkabir önünde toplu fotoğraf çektirildi. Gerçeker, Anıtkabir Özel Defteri’ne özetle, “Özgürlük mücadelesi veren tüm mazlum ülkelere örnek olan eserin Türkiye Cumhuriyeti’nin, değişen dünyada güçlenerek yerini alması için Türk yargısına düşen görevi her koşulda yerine getirmek bizim en baş sorumluluğumuzdur, bunun bilincindeyiz. Yurdumuzun stratejik konumu, değişen uluslararası dengeler karşısında, hukuk bağlamında da çağdaş, özgürlükçü, anayasal demokrasiye uygun bağımsız yargının gerçekleşmesi, gelişip güçlenmesi için mücadelemiz devam edecektir” yazdı. (7 EYLÜL 2010