Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
40,7059
EURO
47,3118
IMKB
11.038,000
ALTIN
4.391,790
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 33 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
"YAŞANANLAR, ULUS DEVLETİ ZORLUYOR"
 YAŞANANLAR, ULUS DEVLETİ ZORLUYOR
 
Demirel, “Mahkemede Kürtçe konuşmak, dükkana molotofkokteyl atmak... Hepsinin arkasında ulus devlete itiraz var. Seçimlere giderken Türkiye’nin birliğini muhafazada karşılaşılacak sorunlardır” dedi
 
1.5.2011 - 09:24

Demirel, “Mahkemede Kürtçe konuşmak, dükkana molotofkokteyl atmak... Hepsinin arkasında ulus devlete itiraz var. Seçimlere giderken Türkiye’nin birliğini muhafazada karşılaşılacak sorunlardır” dedi


* Yargı organı değil ama yüksek yargıçlardan oluşan YSK’nın bağımsız adaylarla ilgili veto kararı ortalığı karıştırdı...
Evet yanlış yapmışlardır. Yanlış yapmasalardı iyi olurdu. Düzeltmişlerdir neticede.

* Bu olay üzerine belli bir coğrafyada, özellikle İstanbul’da kamu düzeni alt üst oldu ve düzeldi. Cumhurbaşkanı’nın da parlamentoya çağrısı var, Kürt meselesinin çözümü konusunda...
Şimdi bakın Türkiye’de birçok meseleler köküne inmeden konuşuldu. Türkiye’de devlet var. Bu devlet ulus devlettir. Yani Türkiye birden fazla ulus kabul etmiyor. Bir devlet var, bir ulus var. Yani devlet de tek, ulus da tek. Ulusun içinde çeşitli halklar var ama hepsi bir ulusu meydana getiriyor. Bir ulusu meydana getirdikleri zaman bunların dilleri, dinleri, ırkları, milliyetleri eşit olmuyor ama bir ulusun eşit fertleri oluyorlar. Bir devlete temel teşkil edecek bir ulusun fertleri oluyorlar. Bu meydana getirdikleri beraberliğin muhafazası için de en önemli faktör dil, ırk ve din üzerinde bir imtiyaz talep etmiyorlar. Yani din ve ırka dayalı cemaatler veya gruplar bu ülkenin vatandaşı olmanın ötesinde bir şey talep etmiyorlar. Bu eşitliğe dayalı ve eşit fırsat ve eşit haklara dayalı bir sistem. Ve bu gelmiş 80 sene. 80 sene eğer Türkiye başarıyla gelmişse bunun sayesindedir.

* 80 yıl sonra tartışılıyor ama...
Şimdi herkes bence eğri oturup doğru söylemelidir. Hiçkimse her şeyi birbirinin üstüne atmasın. Herkes birbirinin üstüne atıyor. Bugünkü mevcut anayasamız ulus devlettir, birden fazla milleti kabul etmez. Birden fazla dili de kabul etmez, birden fazla bayrağı da, birden fazla ülkeyi de kabul etmez. Şimdi Türkiye rahatsızdır. Bir şey meydana gelince İstanbul ve oradan ses geliyor diyorsunuz, bir şey meydana gelmese de geliyor ses. Demek ki bu seçimlere giderken Türkiye’nin en önemli meselesi budur. Seçimin kendisi değil, seçimden sonra Türkiye’nin birliğini muhafazada karşılaşılacak sorunlardır. “Ulus devlet istemiyoruz”. “Ne çeşit devlet istiyorsunuz?” “2 dilli bir devlet istiyoruz. 2 tane resmi dili olsun.” Çok kısa zamanda parçalanırsınız. Birbirinizi anlamaz hale gelirsiniz. Yani onun için dünyada bünyesi böyle olan ülkelerde tek dil var. Resmi dil tek. Ama resmi dilin dışındaki diller zaten konuşuluyor. Tek resmi dil. Ne oluyor? O insanlara hangi menşeiden gelirse gelsin günlük hayatlarını devam ettirmelerini sağlıyor. Konuşuyorsun. Eğer o dili bilmezsen bu ülkede nasıl çalışacaksın, nasıl ekmeğini kazacaksın? Sen yine bildiğin dilini konuş, bir şey diyen yok sana.

* Ana dilde öğretim...?
Öğret, ana dilde öğretim yap, yapabiliyorsan. O işin pratiği. Ben şunu söylüyorum: Bir tek resmi dili bozarsanız parçalanma arkasından gelir. Türkiye’de aslında bir bu zamana kadar bin senedir bu coğrafyada beraber yaşamış insanlar beraber yaşamaya devam edecekler mi, etmeyecekler mi? “Edecekler ama, Selçuklular zamanında olduğu gibi”... Türkiye’yi beyliklere bölerseniz, öyle edecekler, o bugün mümkün değil.

* Demokratik özerkliğe de karşısınız...
Mümkün değil.

* KCK davası var ve orada Kürtçe konuşmak istiyorlar ama mahkeme kabul etmiyor. Mahkemede konuşulması Türkçe’nin resmi dil olmaktan çıkması anlamına mı gelir?
Öyle anlıyor mahkeme. Bunlar zorlamalar zaten. Neyi zorluyor biliyor musunuz? Ulus devleti zorluyor. İtiraz ulus devletedir. Dükkana molotof kokteyli atmak... Hepsinin arkasında ulus devlete itiraz var. O zaman ne biçim devlet istiyorsunuz siz, ulus devleti yıkıp? Türkiye’nin birliğini muhafazası bugün Türkiye’nin en önemli meselesidir. Ama bugün Türkiye’nin kanunlarını da uygulamıyorsunuz zaten.

* Hangi kanunlar uygulanmıyor?
Kanunları uyguladığınız yerde ırk esasına dayalı bir parti olmaz, din esasına dayalı da olmaz. Irk esasına dayalı bir parti var, parlamentoda var. Uygulamıyorsunuz kanunu. Eğer ırk esasına dayalı bir parti olacaksa kanunları değiştirin. O zaman ne oluyor, büyük kütle dışlanıyor. Aslında bugün İstanbul’da veya Diyarbakır’da veya Güneydoğu Anadolu’nun bazı yerlerinde gördüğünüz birtakım olaylar can sıkıyor ya, herkesin canını sıkıyor, “acaba nereye gidiyoruz” diyor onlara cevap vermeye kalkan bir kütle meydana çıkarsa ortaya, ondan korkmak lazımdır. Yani bu işleri yapanlardan başka insanlar var bu ülkede. Devlet devletliğini yapmazsa o insanların bir takım işlerin, bir takım hareketlerin içine girmesini bir yerden sonra önleyemezsiniz....

* Yani..?
Yani şunu demek istiyorum: Kürt milliyetçiliğinin karşısına Türk milliyetçiliğini çıkartmayın. Türk milliyetçiliği tarafında bugün aktif bir şey yok. Ama eğer çok kurcalamaya devam ederseniz sıkıntılar olabilir. Bugünkü sıkıntılar o zaman büyür.

* Türkiye’nin en önemli meselesiyse bu, seçimden sonra yeni anayasayla çözeceğiz deniyor ama yuvarlak laflar söyleniyor...
Ya ulus devleti muhafaza edeceksiniz ya ulus devleti tahrip edecek tedbirlere başvuracaksınız. Birinden birini seçeceksiniz. Evvela bu iki halkın bir arada yaşama iradesini güçlendireceksiniz. Ve şunu söyleyeyim eğer bugün Türkiye’nin bazı yörelerinde devlet yoksa, devletin gücü yoksa, devlet kanunlarını uygulayamıyorsa bu herhalde iyi bir şeye alamet değil yani. Türkiye’nin meselesi bu. Yarın başka yerlerinde de uygulayamaz hale gelir. İlk mesele bu. Onun için dedim ben zaten, Türkiye’de bu meseleler çok açıklıkla konuşulmuyor. Bir defa korku var. Terör korkusu var. Ve Kürt kökenli, Türk kökenli, hangi kökenden gelirse gelsin bu ülkede sağduyu sahibi insan çok. Şu ana kadar daha büyük kırılıp dökülme olmamışsa sebebi odur. Çok sağduyu sahibi var. Bence gene çözümü yine bu sağduyu sahibi insanlarda arayacaksınız.

* Seçim bu anlamda önemli mi?
Benim için seçim değil seçimden sonrası önemli. Sandıkları koyacaksın seçimi yapacaksın. Ona karar vereceksin.
Ama seçim şunu da gösterecek. Türkiye’de en mühim mesele milli muhafazadır. Türkiye birliğine yönelmiş tehditler var. Bu tehditlerin neticeleri günceldir. Yani sadece PKK olayı değil, Yüksekova’da her gün cereyan eden olay budur. Veyahut da sivil itaatsizlik. Türkiye bu tehditlere nasıl bakıyor, bu seçimde görülecek. Yani ne kadar önemsiyor.

* Sonuçlar ne olursa önemsediğini, ne olursa önemsemediğini anlayacağız?
Şöyle: Bu açılım maçılım hikayeleri vardı ya, onlar dile gelecek mi gelmeyecek mi bilmiyoruz. O esas üzerinden propaganda yapılacak mı bilmiyoruz. Yaparlarsa yapanlara itibar edecek mi etmeyecek mi? Ve Kürt meselesini çözeceğiz derken Türkiye birliğinin ne kadar zedeleneceği meselesine Türkiye çok dikkat etmektedir. Bu seçimde bunların halkın dikkatinden kaçacağını sanmıyorum. Türkiye barış istiyor. İstiyor ama her ne pahasına olursa olsun barış değil. Sürdürebilir bir barışı kurabilmenin ve devam ettirebilmek için iç barış. Bu günler bile aranır hale gelmemeli. Herkesin buna dikkat etmesi lazım.

* Seçimden sonrası önemli dediniz...
Sonra “Hadi bakalım çözün” olur. “Bulmacayı çözeceğiz” diyenlere, “çözün bakalım” denir. Çözecekseniz bu meseleyi, halkın karşısına çıkıp nasıl çözeceğinizi söylemeniz lazım.

* Yani “ulus devleti, üniter yapıyı” mı tartışacağız?
Tabii. Mesele orada. Ulus devleti tartışamazsanız bu meseleyi çözemezsiniz. Onun da çok zor bir şey olduğunu söyleyeyim. Türkiye kolay bir meseleyle karşı karşıya değil. Birisi çıkıp bunun çözümünü söylemiyor diye kahrediyorsunuz ya, mesele zor. O birisi de yok onu söyleyecek.

* “Birisi” kim olmalı?
Yüreği yeten birisi çıksın. Bu toplumun içerisinde siyasetçi var, yazar var, çizer var, üniversite var, mütefekkir(düşünür) var, her çeşit insan var. Herkes yanından geçiyor .

‘Hukuk yoksa patlama olur’

* AYM Başkanı, kuruluş yıldönümünde siyasetçilere “uzlaşın” önerisinde bulundu, “bana gelmeyin” mesajı verdi. Bir yüksek yargıcın, muhalefetin bir kanunun iptali için AYM’ne dava açmasını “kolaycı muhalefet” olarak eleştirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yadırgarım böyle bir beyanı, “bana gelmeyin” demesini. “Anlaşın aranızda bana gelmeyin...” Anlaşamıyorlarsa ne yapacak? O da “bana gelmeyin” diyorsa ne yapacak, kavga yapacak.

* Anlaşsa bile anayasaya...
Anlaşmaktan kasıt uzlaşma. Zaten hukuka, anayasaya aykırı uzlaşma olmaz. Yorumlarınızda yaptığınız işin anayasaya, kanunlara uygun olduğu kanaatına sahipseniz, öyle olacak o. “Bana gelmeyin” diyorsa “nereye gidelim” diye soracak adam. “Uzlaşın” diyor. Ee, uzlaşamıyoruz, uzlaşmam mümkün olsa...

* Çoğu zaman da uzlaşma sağlanamıyor...
Bakın bu yaralayıcı bir şeydir. Uzlaşma çok önemli bir hadise, uzlaşma bir meziyet zaten. Fakat uzlaşma hep mümkün olsaydı savaşlar olmazdı. Chamberlain(dönemin İngiltere Başbakanı) Hitler’le uzlaşmak için neler yapmadı, Avusturya gitti ses çıkarmadı, Çekoslovakya gitti ses çıkarmadı. Ve İngiliz parlamentosundaki kıyameti ben hatırlıyorum. “Daha nereye kadar bekleyeceksin” yani...

* Avrupa’nın yarısı işgal edilmiş...
O da dedi ki, “ben sizi savaştan kurtardım”. Sonra ne oldu, daha büyük savaş oldu. Uzlaşamadığı takdirde ne yapacak? Bir hakem müessesi arayacak o takdirde.

* Hakem Anayasa Mahkemesi mi?
Evet. Zaten bizde Anayasa Mahkemesi bir ihtilal sonrası kuruldu. Anayasa Mahkemesi bizde seçilmiş gelmiş iktidarların, “millet bizi seçti, size ne oluyor” diye istediklerini yapmaya kalkmalarına ve bu arada anayasa ihlallerine varan tasarruflarda bulunmalarına mani olmak için kurulmuştur. Şimdi bu Anayasa Mahkemesi yokken, diyelim bir tarafta 300 milletvekili bir tarafta 80 milletvekili var -geçmişte vardı böyle şeyler- 300 milletvekiliyle istediğini çıkarıyor, bu 80 bağırıyor, “Yav yaptığınız Anayasa’ya aykırı”. “Hadi canım sen de anayasa da biziz” diyordu adam. İşte bu Jakoben anlayış bizim demokrasimizin en nazik noktasıdır.

* “Jakoben anlayış”tan kastınız ne?
“Madem millet bizi seçti, her şeyi yaparız.” Hayır millet sizi her şeyi yapmak için seçmemiştir. Millet sizi muayyen bir çerçeve içerisinde yetki kullanmak, meşru yetkileri kullanmak ve muayyen bir çerçeve içerisinde hizmet etmek için seçmiştir. Her şeyi yapmak için değil. Bu anlayış aslında bir taraftan halktan büyük bir güç almış gelmiş siyasi iktidarları, muhalefeti küçümsemeye hatta muhalefetin varlık hakkını görmemezliğe gelebilecek durumlara getiriyor. Ve hala muhalefetten rahatsız oluyor siyasi iktidarlar. Bugünkü hadise; yüzde kaç oyla seçilirse seçilsin gelsin, seçimle gelmiş iktidarlar anayasanın, anayasa dışında vicdanın gerektirdiği çerçevenin dışına çıkmamalıdırlar.

* Çıkarlarsa..?
Çıkarlarsa birisi buna “dur” demelidir. Dur diyen kim olmalıdır? Hukuk olmalıdır. Eğer hukuk yoksa patlama olur. Bu patlama lafının altını çizin. Patlama mutlaka olur. Eğer bir takım ülkelerde patlamalar olmuyorsa onlar söylediğim sınırı aşmıyorlar. İki tahakküm var. Bir azınlık tahakkümü, bir çoğunluk tahakkümü. Yani çoğunluk kendi meşru gücüne dayanarak her istediğimi yaparım diyemez.

* Ama “milli irade” deniyor...
Öyle olursa milli irade olmaz. Orada eğer muhalefet olmazsa milli irade olmaz. Milli iradeyi milli irade yapan, hem iktidarın hem muhalefetin mevcut olmasıdır. Eğer bir parlamentoda muhalefet yoksa o parlamento milli iradenin temsilcisi değildir. İngilizlerin bir sözü var: Her Majesty’s Loyal Opposition. Kraliçe’nin sadık muhalefeti. İktidar her ülkede var. Krallıkta da, padişahlıkta da, şeyhlikte de var. Mühim olan mesele muhalefettir. Muhalefet olabilmelidir.1 MAYIS 2011/VATAN



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


CEM UZAN'A KONTÖR SÜRPRİZİ!

DAĞDA TÜRKÇE, MAHKEMEDE KÜRTÇE!

TÜRKİYE'NİN DÜNYA'DA ÜÇÜNCÜ OLDUĞU TEKNOLOJİ!
»  ÇILGIN PROJE, YUNANLILARA KORKUTTU!
»  FLAŞ.. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI HASAN ERBİL
»  TEKİN: KILIÇDAROĞLU HERKESİN TEMİNATIDIR"
»  ''HALKIN 2 ŞEYE İHTİYACI VAR. 1 EKMEK. 2 HUZUR''
»  BU DA GÖKÇEK'İN ÇILGIN PROJELERİ!
»  DAVUTOĞLU'NDAN ŞAM'A 3 MESAJ!
»  FLAŞ.. KASIMPAŞA VE KONYA KÜME DÜŞTÜ!
»  ''APO'YU PEYGAMBER İLAN EDENLERLE İŞİMİZ OLMAZ''
»  TÜSİAD ÇILGIN PROJEYE TEMKİNLİ!
»  GÖKÇEK'TEN METRO'LARI 2 YIL İÇİNDE BİTİRME SÖZÜ!
»  AK PARTİ'DEN TSK'YA ÜLTİMATOM!
»  KILIÇDAROĞLU'NDAN 2 ŞOK İDDİA!
»  GENELKURMAY'DAN FLAŞ AÇIKLAMA!
»  VERGİ AFFI'NIN SÜRESİ UZATILDI!
»  FLAŞ.. SURİYE SINIRINDA ÇADIRKENT KURULUYOR!
»  EN RİSKLİ MESLEKLER HANGİLERİ?
»  SEÇMEN SAYISINDA DUDAK UÇUKLATAN ARTIŞ!
»  SEÇİME 43 GÜN KALA SON ANKET!
»  ANKARA'DA SINIR ALARMI!
»  AZERİ-ERMENİ SINIRINDA ÇATIŞMA, 2 ÖLÜ!
»  İLK MÜLTECİ GRUBU SINIRI GEÇTİ!
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.