YİĞİT BULUT
İddia bana değil, dünyaca ünlü stratejist George Friedman’a ait! Ama bu sayfada daha önce paylaştığım konu hakkında “bana ait iddialar” ve özellikle Friedman’ın “öngörüsünü” doğrulayan çok önemli bir bilgi var.
Hatırlarsanız çok uzun zamandır; 1997 yılında Clinton yönetimi tarafından kaleme alınan “Yeni bir yüzyıl için strateji” belgesinden bahsediyorum.
Belge çok açık ve net; Türkiye’nin hakim olacağı bölgeye yerleşeceğiz! Bu bölge gerekirse “Güney ve Doğu Anadolu” da olabilir! Kim yerleşecek; yeni yüzyılda “yeni strateji” gereği ABD!
Peki içinde ABD’nin “ana unsure” olduğu denklemimiz nasıl gelişti?
Çok kısa özetleyeyim, sonuca gidelim...
Potansiyel bir Rus (komünizm) tehlikesine karşı dine dayalı sivil unsurlar ABD ve Almanya tarafından harekete geçirildi. Bu süreç, Almanya’nın “Orta Doğu petrollerine dokunmadan Orta Asya petrol bölgelerine ulaşması” şartıyla İngiltere ve Fransa tarafından da desteklendi. Türkiye’de komünizm tehlikesine karşı dini unsurların devlet çarklarına enjekte edildiği süreç hızlandı...
Sevgili dostlar, 1980 sonrası da aynı mantığı gördük. “Ilımlı İslam Devleti” mantığı altında Ortadoğu ve Orta Asya’da hakim olmak isteyen Roma’nın (1945 sonrası Roma derken ABD liderliğinde ABD ve Avrupa birlikte algılanmalı) yine bu coğrafya üzerindeki oyunları sürece hakimdi...
Devletin resmi organlarında “Kemalist laiklikten, Osmanlı sekülarizmi’ne” başlıklı raporlar yayınladı. Aydınlar “yeni bir sentez pompalarken”, devlet çarklarına Atatürk ilkelerinden uzaklaşan, uzaklaştıran her türlü fikrin pompalanmasına devam edildi.
1999 ekonomik krizi sonrası ve özellikle 2003 döneminden hemen sonra aynı mantığın yeniden ortama çok güçlü bir şekilde hakim olduğunu gördük. Ortadoğu’ya “model ve ağabey” olacak bir Türkiye modeli yeniden hayata geçmeye başladı. Arap ülkelerine sevimli görünmesi gereken Türkiye’de, TBMM’den “Amerika’ya izin veren tezkere” geçmedi. Tezkere kabul görmedi ama ABD Türk topraklarını tezkere varmış gibi kullandı. Geçmeyen tezkere Ortadoğu’da alkışlandı, devlet çarkları süratle Kemalist laiklikten, Osmanlı Seküralizmine dönüşen Türkiye’ye 80 yıl sonra Arap kralları geldi. Bu krallar Dolmabahçe Sarayı’nda kabul gördüler (ABD ve AB’nin yeni Osmanlıcılık teorisi sembolik olarak da pratik edilmeye başlandı)...
Bu arada “Osmanlı Seküralizmi” gereği “diğer dinlere ait” unsurlar da harekete geçirildi. Papa’nın ziyareti “bu topraklardaki yapının” nereye kadar sınırlarının zorlanabileceği açısından önemliydi...
Daha fazla uzatmayacağım; Friedman üstü kapalı söylüyor ben daha açık söyleyeyim. ABD diyor ki; yeni yüzyılda Türkiye’nin içinde bulunduğu “bölge” yeni dünya düzeninde “ana unsur” olacak ve eğer işbirliği yapamazsanız, size biçtiğimiz yeni rolü kabullenmezseniz; gerekirse “sizlerle savaşarak” istediklerimizi yapacağız!
Friedman uçmuyor! Devletin resmi ağızdan söylemediğini, “gayri resmi yollarsa söylüyor” !