Divan Otel'de basın toplantısı düzenleyen Adnan Oktar, mahkemenin aldığı bu karardan şikayetçi olmadığını vurgulayarak, "Hakkımı mahkemeye gani gani helal ediyorum. Bize hiç kimse hiçbir yerde hiçbir şey yapamaz. Benim kaderim ne ise onu yaşayacağım" şeklinde konuştu. Hapisten rahatsız olmayacağını belirten Oktar, "Bu davada üzüldüğüm tek şey, benim dışımda çok munis 3 tane kızımıza da suçsuz yere 3'er yıl hapis vermeleri oldu. Bu beni çok şaşırttı ve üzdü" diye konuştu.
Mahkemede savunma haklarının hukuksuzca ellerinden alındığını iddia eden Oktar, "Biz 313. maddeden yargılanıyor iken, bize 220. maddeden ceza verildi. Buna çok şaşırdık. Eğer böyle bir şeye karar verildiyse hukuken kendimizi savunabilmemiz için bize ek süre verilmeliydi. Ancak bu hakkımız gasp edildi. Hatta CMK'nın 180. maddesine göre bir uzmanın dinlenilmesi gerekiyordu. Bizde bu çerçevede CMK'yı hazırlayan heyetin içinden bir profesörü mahkeme salonuna getirdik. Mahkeme bunu da kabul etmedi. İnanıyoruz ki böyle vahim bir hata Yargıtay tarafından düzeltilecektir. Çünkü 2007 yılında aynı mahkeme beraatımızı isterken, aradan bir sene geçmeden yeni mahkeme heyeti bizi mahkûm ediyor. Biz bu kararlara yine de saygılıyız. Mevlana ve Yunus gibi hareket edeceğiz" şeklinde konuştu.
30 yıllık fikri mücadelesi boyunca bu tür oyunlarla çok karşılaştığını ve davanın sıradan bir hukuk davası olmadığını savunan Oktar, "1986 yılında yayınladığım Yahudilik ve Masonluk kitabımdan vazgeçmem için baskılar yapıldı, vazgeçmedim. Akabinde 10 ay cezaevinde, 9 ay da akıl hastanesinde yatırıldım. Bu ilk değildi, 5 gün önce de 'Ergenekon Masonluğun Kılıcı' isimli kitabımın tanıtımını yaptıktan sonra yine tehditler aldım. Ve ardından da bu vahim karar alındı" dedi.