Türkiye'nin AB'ye girmesinin Kürtlerin rahat nefes almasını sağlayacağını ifade eden Türk, "hükümetin Kürt sorununu terörize ederek dünyaya sunmaya çalıştığını" ileri sürdü. Kürtlerin taleplerinin makul ve meşru olduğunu belirten Türk, şunları söyledi:
"Projelerimiz demokratik özerklik üzerinde şekillenmiştir. Kürtlerin kendi coğrafyasında, kendilerini özgürce yönetebileceği sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda kendilerini ifade edebileceği bir yönetim anlayışı; Türkiye'nin bütünlüğü içinde kimliğinin anayasal güvence altına alınması ve ana dilde eğitim yapma hakkı istenmektedir. AB'nin çözümsüzlüğün kimden geldiğini görmesi gerekiyor. Bu hakları verin, Kürtler silahları susturmazsa bunun faturasını gelin Kürtlerden, bizlerden sorun."
"Son dönemde Türklerin ve Kürtlerin birbirlerine öfke ve kinle bakacak noktaya" getirildiğini söyleyen Türk, "Birileri barışçıl çözüm için müdahil olmalı" dedi ve adres olarak da AB'yi gösterdi. Türk, AB'nin bir izleme komisyonu oluşturmasını talep etti. Türk, "İnan ki Kürt sorunu Filistin ve İsrail arasındaki sorundan daha büyük ve daha kapsamlıdır" dedi.
Kürtlerin, AB'den hakem rolü oynamasını beklediğini, ancak bunun gerçekleşmediğini söyleyen eski DEP Milletvekili Leyla Zana da sorunun uluslararası hukuk normları gözetilerek çözülebileceğini söyeldi ve bölgeyi "Kürdistan" olarak tanımladı. Hakkındaki davaya atfen, "6. Konferans'ta aranızda olamayabilirim" diyen Zana, Diyarbakır'da AB fonlarıyla "Orhan Doğan Barışçıl Siyaset Akademisi" kurulmasını istedi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise sunumunda, Güneydoğu ve Ddoğu'da Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelere yeterli düzeyde kamu kaynağı aktarılmadığı tezini işledi. Baydemir, "Batıya gelince fabrika, yol bize gelince jandarma, karakol" dedi. Baydemir, 6. Kürt konferansının TBMM çatısı altında yapılmasını dilediğini söyledi.