Türkiye Cumhuriyeti bir imparatorluk bakiyesine kurulmuştu. Devlet idaresi de, siyaseti de buradan miras gelmişti. Bu mirasın içinde askerin siyasete ve devlet yönetimine doğrudan etkisi de vardı. Askerlerin önderliğinde kurulan İttihat ve Terakki, bir dönem gizli bir dönem de açık olarak siyasete katılmış, yönetime el bile koymuştu. Cumhuriyeti kuran kadroların tamamına yakını da askerdi. Kalanlar da bürokrat.  Askerin siyaset üstündeki etkisi buralardan geliyor. Soğuk savaş dönemi, kuzeyden gelecek tehdit, bölünme ve irtica korkusu hep askeri önemeli kılmıştı. Askerin bu önemi de pek çok kez sistem için, pek çok kesimin hoşuna gitmese de ciddi bir denge unsuru olmuştu. Siyasete müdahaleler, siyasetin bir türlü kendi kendine yapamadığı değişime zemin hazırlamıştır. AK Parti’nin tek başına Anayasayı değiştirecek çoğunlukla iktidara gelmesi hep Post modern darbe 28 Şubat’ın yenilgisi olarak sunuldu. Bu görüş de genelde, mağduriyet psikolojisi nedeniyle seçmenin etkilendiği varsayımıyla kabul gördü. Ancak bu doğru değil. 28 Şubat’ın hedefinde siyasal İslam’ın Türkiye’deki temsilcisi kapatılan Refah Partisi vardı. Amaç bu partiyi bölmek, onu etkisiz hale getirmekti ve bu başarıldı. Siyasal İslam’ın temsilcisi partiden, içinde İslami figürler taşıyan, sistemle cebelleşmek yerine onun bir parçası olma niyetini beyan eden bir siyasi parti çıkartılmıştı. Bu yeni yapının eski aktörleri, bir yandan değiştiklerini açıklarken, gömlek olarak nitelendirdikleri Milli Görüş yani Siyasal İslam’ı terk ettiklerini de açıklamışlardı. 28 Şubat’ın niyeti de bu değil miydi?28 Şubat’ı bizzat aktörleri ve ondan sonra göreve gelen komuta kademesi hep “bitmeyecek bir süreç” olarak tanımlamışlardı. Şimdi yeniden başlanan, “yeni bir 28 Şubat mı?” tartışmaları anlamsız. Çünkü bitmeyen bir süreç nasıl yeniden başlar. Süreci devam ettiren, o tarihte yapılan toplantıda talep edilen yasaların çıkarılmasıydı. Bunlardan bir kısmı çıkarıldı, bir kısmı ise Parlamento zeminin unutturuldu. Şimdi devam eden süreç, dozunu biraz azaltıp, üslubunu biraz değiştirip sesini yükseltiyor. Ve 28 Şubat’ın yeni girilen evresi yeni Genel Kurmay Başkanı ve ondan 2 yıl sonra görevi devralacak Kara Kuvvetleri Komutanı kişiliğinde önümüzdeki 4 yılın nasıl geçeceğinin ip uçlarını veriyor. Bitmeyen süreç ivme kazanacak.Genelkurmay Başkanı orgeneral Yaşar Büyükanıt konuşmasında genel olarak hükümeti irticai nedenlerle eleştirdi. Bu eleştirinin biçimi ide içeriği de herhangi bir dönem herhangi bir genelkurmay başkanının yapacağı konuşmadan farklı değildi ve bu nedenle rutindi. AB süreci ve TESEV tarafından hazırlanan raporda eleştiri oklarının hedefindeydi. Ancak, AK Parti’ye karşı toplumsal muhalefetin pankartı haline gelmiş bir söz ihmal edilmişti: “Asker ocağı yan gelip yatma yeri değildir”. Bu sözün TESEV’in raporundan daha az önemli sayılması mümkün müydü? Buradan çıkan sonuç, son dönemde askeri kesimde yaşanan bu hareketlilik, doğrudan önüne AK Parti hükümetini koymak yerine siyasette etkinliği yitirmeme anlamı taşıyor. Askerin bu döneme ilişkin öngörüsü hayli ilginç. Sıradan sağ parti kimliğine bürünen AK Parti’de artık Başbakan Erdoğan tarafından bile yüksek sesle dile getirilen düşüşün hızlanması için dışarıdan doğrudan bir müdahaleye ihtiyaç bile gözükmüyor. Türkiye’deki seçmen reflekslerindeki hareketlere bakınca bu daha açık ortaya çıkıyor. Bütün bu gerginliklerin bağlantı noktası acaba Cumhurbaşkanlığı seçimi mi? Parlamentonun kendisini “milli iradeyi” temsil etmesi nedeniyle sisteme mutlak hakim ilan etmesi ve Cumhurbaşkanını “ben seçerim” diyerek kesin hüküm kurması ne kadar doğru?  Sistemin içinde Yasamayı yani parlamentoyu bile denetleyen kurumlar olduğunu unutmamak lazım. Anaysa Mahkemesi, Yasamanın yaptığı işlemlerin Anayasa’ya ne kadar uygun olduğunu denetliyor ve pek çoğunu iptal ediyor. Yani son söz seçim ile işbaşına gelmiş Parlamento’nun çoğu zaman olmuyor. Aynı biçimde yürütmenin yani hükümetin işlemleri de Danıştay’ın denetiminde değil mi? Anayasa yapıcılar sistemi tek başına siyasete teslim etmemişler. Belki de içinde bulundukları siyasete güvenmemişler.