Gazetecilerin konuyla ilgili sorularını cevaplayan Arınç şunları söyledi:
O günkü konuşama tekrar dikkat ettim. Ben Türkçeyi 25-30 kelimeyle konuşan biri değilim. Türkçe o kadar zengin bir dildir ki bazen eş anlamlı kelimeler vardır. Ben sayın Başkanın mutabakat metni diye açıkladığı metne mutabakat, bildiri, metin demişim bir kelimeyle de muhtıra demişim.
Muhtıra denilince Ak Parti hükümetlerinden önce hep akla askerlerin siyasetçilere verdiği uyarı gelirdi. Benim o kadar kelime içinde bir defa ‘muhtıra’ kelimesini kullanmam birilerinin aklına askeri dönemlerdeki anlamını getirdi. Benim muhtıra kelimesini kullanmam birilerini esas duruşa geçirdi. Bu kelime zenginliğini akla getirmek varken niçin Ak Parti öncesinde kullanıldığı şekli akla geliyor. Bunun bir de sivil anlamı olması gerekmez mi hiç. Muhtıranın diğer bir anlamı da hatırlatmak demektir.
Pavlov’un koşullu şartlanmışlık teorisini bilir misiniz. Burada da adeta öyle oldu. Zihinlere öylesine yerleşmiş ki, bizimkiler hazır ola geçmeye kendilerini mecbur hissettiler.
İkincini sayın meclis Başkanı sivil bir şahsiyettir. Sayın meclis Başkanı şunu yapmış, bir mutabakat metin açıklamış ama bunu kimi gönderecek. Bu mutabakat açıklamasının 10. maddesinde siyasi partiler ve STK’ların olduğunu görüyorum.
10. maddedeki siyasi partiler kısmından Ak Parti’yi kast ediyorsa partimiz adına kendisine cevap verilebilir.
Bu maddelerin bazılarını eksik ve hatalı bulabilirsiniz.
Biz hükümetiz 10 yıldır bu ülkeyi çok iyi yönetiyoruz.
Burada iki madde dikkatimi çekti. Diyor ki meclis başkanı bölgeye ekonomik yatırımlar devam etmeli hükümet olarak şöyle düzeltebilirdik, “AK Parti hükümetleri hiçbir dönemde olmadığı büyüklükte bölgeye yatırım yapmıştır.”
Başka bir maddede diyor ki, “şehitler gaziler dul ve yetimler için bir düzenleme yapılmalıdır.”
Sayın Başkan o tarihte yurt dışında mıydı bilmiyorum ama son yapılan çalışmamızla, bütçemizi zorlasa bile şehitler gaziler dul ve yetimler için çok önemli düzenlemeler yaptık ve bunlar kanunlaştı.
Sayın Başkan’a saygılarımı iletiyorum. Muhatap doğrudan biz olsaydık bu şekilde açıklamalar yapabilirdik.
Gazetecilerden siyasetçilerden ricam muhtıra duyunca tüyleriniz diken diken olmasın, şartlanmışlık refleksiyle böyle saçma sapan tepkiler vermeyin.VATAN