AK Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Hatay Milletvekili Fuat Geçen'in AK Parti'den ihracını, ''AK Parti için önemli bir sınav olmadı. Önemli bir kayıp'' şeklinde değerlendirdi.Çömez, yaptığı yazılı açıklamada, ''Geçen'in ihracı önemli bir
kayıp... Ortaya koyduğu görüşleri, iddiaları; ihmal edilmemesi gereken
ayrıntıları içeriyordu. Bunların gerçek olup olmadığı, tüm
titizliğiyle araştırıldı mı, emin değilim'' ifadesine yer verdi.
Kamuoyundaki hakim kanaatin, bunların yeterince araştırılmadığı
yönünde olduğunu, ihracın kafalarda oluşturduğu kuşkunun, bu kanaati
daha da derinleştireceğini savunan Çömez, şunları kaydetti: ''Aynı zaman dilimine bir başka süreç daha eklendi. Afyon Milletvekili Sayın Mahmut Koçak, Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan bir mülakatta ortaya koyduğu görüşleri nedeniyle disiplin kuruluna sevk edildi. Mülakatta önemli mesajlar vardı. Kendi açısından şüphesiz ki doğru bir değerlendirmedir.Ancak Sayın Başbakanla ilgili söylediklerine katılmam mümkün değil. Devlet geleneğine uygun davranmadığını ima etmesini, Kasımpaşa
kültürünü tasvip etmediğini vurgulamasını, gereksiz, yersiz ve anlamsız buldum. Bununla birlikte, bunları söyleyebilme hakkının da tesis edilmesi gereğini savunuyorum.Keşke Müşterek Disiplin Kuruluna verilmek yerine, hep söylenegeldiği gibi, müşterek akıl çalıştırılsaydı. Hatta keşke, parti içinden başka sesler, bu söylemin yanlışlığını vurgulasaydı. Yani düşünceler, fikirler çarpışsaydı da en doğrusu bulunsaydı, olmadı...''
Gözden kaçan önemli bir ayrıntının, parti yöneticilerinin sürece
dair yorumu olduğuna dikkati çeken Çömez, ''Genel Başkan Yardımcısı
Akif Gülle, Koçak'ın iyi niyetli olmadığını vurguladı. Yani bir çeşit,
niyet okundu, niyet sorgulandı. Oysa bu ekip, niyet okumalardan çok
çekmişti'' dedi.
Turhan Çömez, psikiyatride yer alan ''aktarılmış travmalardan''
söz ederek, şiddet uygulayanların geçmişine bakıldığında, ''burada
olduğu gibi'', genellikle çocukluk çağlarında şiddete maruz
kaldıklarının görüldüğünü ifade etti. Çömez, şöyle devam etti:
''Niyetleri okunan ve bundan acı çekenler, koşullar değiştiğinde
niyet okumaya başlıyorlar. Sayın Geçen'le ilgili kararda, Müşterek
Disiplin Kurulu acaba zorlandı mı? Kararın oy birliğiyle verilmesi,
bir anlamda zorlanma ve tartışma yaşanamadığını düşündürüyor. Bu da
bağımsız çalışması gereken bu yapının, baskı ya da tesir altında
kaldığı şüphesini uyandırıyor. Hal böyleyse, durum daha da vahim. Eğer
bu da aktarılmış bir travmaysa, söylenecek hiçbir şey yok.''
-''İKİ KARAR DA CESARET KIRICI...''-
Çömez, siyasi partilerin, demokrasinin çekirdek kurumları olduğunu
ve bu kurumlarda, her görüş, her düşüncenin ele alınıp
tartışılabilmesi gerektiğini belirterek, şu görüşleri dile getirdi:
''Siyah ve beyaz arasındaki sınırsız sayıda tonlarda özgürce
dolaşılabilmeli. Herkes kendi doğruları içindeki yanlışları,
başkalarının yanlışları içindeki doğruları keşfedebilmeli. Söylemek
yerine söylenmeyi tercih ettikçe, doğrulara ulaşamayız? AK Parti için
iyi bir sınav olmadı. Parti içi demokrasi ve ortak akıl söylemleri askıda kaldı. Alınan her iki karar da cesaret kırıcı oldu. Dünkü grup toplantısında milletvekillerinin hiç konuşma yapmaması da bunun bir göstergesi.
Tahammül ve anlayış kültürüne çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde,
siyaset kurumunun, daha çok olumlu örneklere, cesaret verici kararlara
ihtiyacı var. Unutmamalı ki tartışma kültürü olmayan toplumlarda, uzlaşma kültürü hiç olmaz. Olmadı... Yine başa döndük...