Hükümet olmak "hükmetmekten" gelir eğer hükümetlerin hükmetmeleri öyle yada böyle zaafa uğramışsa o ülkede kaos olur karmaşa olur, herkes kendi kafısına göre kararverir ve adalet'te sağnamazsa hükümet olmaktan çıkar.Çetelerin ve kişilerin oyuncağı haline gelir. Tıpkı bugün olduğu gibi.
Gelmiş geçmiş en başarısız eski İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu bilerek veya bilmeyerek AKP'nin hükmedemediğini bakın nasıl açıkladı. Bu bir itiraftır ve bu ülkeye hiç yakışmamaktadır.
Emin Pazarcı'nın köşe yazısı
Kim takar kanunu ve genelgeyi
İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, 14 Ocak 2005’te bir genelge yayınladı. Oto galerilerinin şehir dışına taşınmasını ve belediyelerin apartman altlarında yeni oto galerisi açılmasına izin vermemesini istedi.
Bakan Aksu, oto galerilerinin vatandaşın can ve mal güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunun altını çizdi
Sonuç ortada: Kimse kılını kıpırdatmadı. Özellikle Büyükşehir Belediyeleri oto galerilerini güvenli yerlere taşımak için hiçbir adım atmadı. Ardından Osman Güneş, İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturdu... Güneş de 31 Mayıs’ta bir genelge çıkarttı. Bu genelgede de oto galerilerinde sergilenen LPG’li araçların taşıdığı riske dikkat çekildi. Belediyelere, oto galerilerini şehir dışına taşımaları için iki yıl süre verildi. Yine kimse harekete geçmedi.
Üstelik, şehir içindeki oto galerilerinin sayısı artmaya başladı. Bizim millet, bu genelgeleri delmenin de yolunu buldu. Kimi “emlakçı” adı altında iş yeri açtı, kimisi “turizm şirketi” için izin aldı. Kimi de işyerine “araç kiralama şirketi” tabelası astı. Ardından buralar oto galerisi haline getirildi. Bu defa da zabıta kılını kıpırdatmadı. Durum bu olunca, başka isimler altında oto galericiliği yapanlar, mantar gibi bitmeye başladı. Vatandaşın can güvenliği sadece genelgelerde kaldı!
* * *
Türkiye ilginç bir ülke! Önce kanun ve genelge çıkarıyoruz. Ardından da el ele verip çiğnemeye çalışıyoruz. Büyük şehirlerimizin çoğu gecekondu binalarda dolu. Bir dükkan kiralayan, hemen önüne gecekondu inşa etmeye başlıyor. Bir gecede üzerini kapayıp, çevresini naylonla donatıyor.
Polisin zaten yetkisi yok, karışamıyor. Zabıta da imar mevzuatına aykırı bu tür yapılaşmaları seyrediyor.
Bir yandan görüntü kirliliği çevremizi sarıyor. Öbür taraftan kanun tanımamazlık alışkanlık haline geliyor.
Bizde yapanın yanına kar kalıyor... Çıkardığımız kanunlar ve genelgeler balık ağına benziyor. Büyük balıklar yırtarak, küçük balıklar da fırtarak kurtuluyor!
* * *
Bir sigara yasağı çıkarttık. Kapalı alanlarda sigara içmeyi yasakladık. Var mı takan? Sigara içmek, devlet kurumlarında memurlara serbest. Sadece işini takip için giden vatandaşa yasak. Meclis kulisimiz bile, sigara içen vekillerle dolu. Milletçe kanun çiğniyoruz. “Sigara içmek yasaktır” tabelasının altında sigara tüttürüyoruz! Mevcut kanunu uygulayamadığımız gibi, şimdi de sınırlarını genişletmeye çalışıyoruz. Açık alanlarda da sigarayı yasaklamak için düzenleme yapıyoruz. Uygulayamayacağımız adımlar atıp, iş yaptığınızı sanıyoruz!
Kim takacak stadyumlarda ve açık alanlarda sigara içme yasağını? Hiç kimse! Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, bu yüzden günlerdir feryat ediyor. Bunun için açık alanlarda sigara içme yasağına karşı çıkıyor:
- Uygulama kabiliyeti olmayan bir yasa çıkarılmamalı... Bakan Şahin son derece haklı... Kanunlar, genelgeler ve yönetmelikler laf olsun diye çıkarılmaz. Ya gereğini yapacaksınız, ya da hiç adım atmayacaksınız.
Aksi takdirde, vatandaşa suç işleme alışkanlığı kazandırıyoruz. Ülkemizi bir “suç cenneti” haline getiriyoruz. Üstüne bir de komik duruma düşüyoruz. Acaba farkında mıyız?
[email protected]
(Bugün)