Cantepe, Yüksek mahkemenin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'nden Kanaltürk'e (Yaşam Tv) yapılan 4 milyon 102 bin TL'lik ödeme konusunda farklı bir yol izlediğini belirterek, "Dava konusu aynıydı ama sonuç farklı oldu. Yeşiller Partisi'ni kapattılar, CHP'yi kapatmadılar. Kapatmak asla çözüm değil." dedi. 1988'de kurulan Yeşiller Partisi, 1992 yılında dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Haluk Yardımcı'nın açtığı kapatma davası sonucunda 10 Şubat 1994'te kapatılmıştı.
Kapatılan Yeşiller Partisi'nin kurucularından olan Bilge Cantepe, Anayasa Mahkemesi'nin kapatma kararına hâlâ inanamıyor. Bugün faaliyetlerine devam eden Yeşiller Partisi'nin de Genel Başkanlığını yapan Cantepe, davanın açılmasını siyasi nedenlere bağlıyor. Cantepe, "O dönemde termik santraller ve nükleer santraller konusunda çok aktif çalışmalar yapıyorduk. Sermaye ve hükümetin rahatsız olmasından dolayı partimiz kapatıldı. Kapatılma konusu siyasidir. 79 lira işin kılıfı olmuştur." dedi.
Cantepe, kapatma davası safhasında mahkemeden ilginç talepler geldiğini öne sürdü. 79 liralık makbuzu kaybettiklerini belirten Bilge Cantepe, mahkeme üyeleri ile aralarında geçen diyaloğu şöyle özetledi: "Bize dediler ki, 'o makbuzu bulun'. Bütün üyelerimize örgütlerimize söyledik, fakat bulamadık. Anayasa Mahkemesi'nde partimiz adına sözlü savunma yapılırken, mahkemeden sözlü talep geldi. 'Ya hırsızlıkla ya da yangın olmuş gibi bir zabıt tutturun'. Biz de bu yola başvurmadık. Kayboldu yani, ne yapsaydık, yalan mı söyleseydik? Niye ben sahte bir polis zaptı tutturayım ki. Mahkeme, 'Ya yangın olacak ya da hırsızlık olacak, elimizde bir evrak olacak usule uygun. Çünkü kayboldu diyemezsiniz' dediler. Biz de şunu dedik, 'Devlete ne paralar giriyor çıkıyor, biz bunun hesabını sormuyoruz, siz de bize yalancılık yapmamızı söylüyorsunuz. Siz de hesaplarınızdaki açıkları yangın ile hırsızlıkla mı telafi edeceksiniz.' Kararlı tutum sergileyerek böyle bir evrağı vermedik ve bu talebi protesto ettik."
Bilge Cantepe dava açıldığında çok büyük bir şok yaşadıklarını ve asla partilerinin kapanacağına inanmadıklarını, dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in söylemlerinin mahkemenin aldığı kararda etkili olduğunun altını çizdi. Cantepe, "Kenan Evren'in 'Bunlar karpuz gibidir, dışları yeşil, bıçağı vurdun mu içleri kızıl çıkar, inanmayın bunlara' diye bir lafı vardır o kapatma sürecinde. Demirel de şöyle demişti: 'Yeşiller'in lehine çalışılırsa, komünistler de parti kurabilirler'. O süreçte söylenmiş laflardı." diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi'nin CHP'nin Kanaltürk ile olan parasal bağlantısını da sessizce geçiştirdiğini iddia eden Yeşiller Partisi Genel Başkanı Bilge Cantepe, şunları kaydetti: "Dava konusu aynıydı ama sonuç farklı oldu. Yeşiller Partisi'ni kapattılar, CHP'yi kapatmadılar. Dava dosyasında 79 gözükür ama o rakam 34 liradır. Çünkü ona faiz bindirdiler. Sonuçta partimizi yeniden kurduk, her ne kadar demokrasi dışı oyunlar oynansa da kimsenin mücadelesinin önünü kapatamazsınız. Kapatmak asla çözüm değil. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği Yeşiller Partisi ile ilgili kararı hem komik, hem de çok fazla sorgulanması gerekiyor."
ENDER EREN: AYNI SEBEPTEN BUGÜN DE BİR PARTİ KAPANABİLİR
Kapatılan Yeşiller Partisi'nin kurucu üyesi Ender Eren ise partilerinin tirajikomik bir şekilde kapatıldığını ve o gün yürürlükte olan 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın bugün de aynı şekilde yürürlükte olduğunu belirtti. Eren, "Bir makbuz eksikliği var. Makbuz kesilmiş ve makbuzun bir kopyası o hesaplarda gözükmüyor. O zamanlar için 79 bin lira diye geçiyordu. Yani bugünkü 79 lira. Hesaplarınızın bugün dahi tam olarak uyuşması lazım. Çünkü her yıl Anayasa Mahkemesi'ne haziran ayında bilanço göndermek zorundasınız. Gönderilen bilançolarda da böyle bir eksiklik tespit edildi. Bu aslında tirajikomik bir durum ve bu durum bugün için de geçerli. Ben partinin bu nedenden dolayı pek kapatılacağını düşünmüyordum. Bugün hangi şirket bir hesabı nerede tamı tamına tutturabilir. Kaldı ki bir siyasi partiden söz ediyoruz. Bankadaki hesabınızda bile 1 lira, 2 lira eksik kalabiliyor." dedi.
Partinin bir süre hukuk işlerini takip eden avukat Semih Özay, dava süreci hakkında şunları aktardı: "Başsavcılık, Mersin ve Balıkesir bölgelerinde çay, kahve harcamalarında 79 liralık bir açık buldu. 'Bu açığı giderin' dedi mahkeme. Parti genel başkanı o zaman Aydın Ayas'tı. Ben Ayas Bey'e 'Balıkesir ve Mersin örgütlerini feshedersek kapanmayız' mütalaasını verdim. O da 'Bunun için partimi kapatılırmış? Olur mu öyle şey?' dedi. Başsavcılık partiye kapatma davası açtı ve parti kapatıldı. Şekil yönünden, yani parasal sorun yüzünden kapatıldı parti." Avukat Özay çok kısa bir süre içinde parti kapatmalarla ilgili Venedik kurallarının yasalara yerleştirilmesi gerektiğini de ifade etti