Alpagut köyü yakınlarında 19 kişiye mezar olan maden ocağında 6 yıldır çalışan Güngör Güre’nin anlattıkları, yerin metrelerce altında ekmek arayan işçilerin göz göre göre öldüğünü ortaya koyuyor.
Olay günü 08.00-16.00 saatleri arasında çalışan, bu vardiyada gaz oluştuğu için patlama yapılmadığını anlatan Güre, felaketin yaşandığı 16.00-24.00 vardiyasında dinamit patlatıldığı için grizunun oluştuğunu söylüyor.
Madendeki ihmal, bununla da sınırlı değil. 700 lira aylıkla çalışan işçilere gaz maskesi verilmediğini, sadece riskli durumlarda yoğurt verildiğini anlatan Güre ve diğer işçiler, tüm bu zorluklara rağmen belirlenen miktarda kömür çıkaramazlarsa o günkü yevmiyelerinden de oluyor.
Atılma korkusu
Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesi Alpagut köyü Devecikonağı mevkiindeki ‘Bükköy Madencilik’in felaket yaşanan madeninde, önceki akşamdan bu yana tam bir ölüm sessizliği yaşanıyor. Çamur gölüne dönüşen maden girişinde, yakınlarını kaybeden çevre köylüler ve arkadaşlarını madene kaptıran işçiler bir dakika olsun nöbeti bırakmıyor.
Birçok işçi, asgari ücreti çok az aşan ücretlerine rağmen her gün ölüm korkusuyla yaşadıklarını belirtirken, yine de işlerini kaybetme korkusuyla isimlerini vermekten çekiniyor. İşçiler, gözleri dolu dolu “Felaket göz göre göre geldi” diyorlar.
Ölçüm cihazını almamış
Madende 6 yıldır çalışan Güngör Güre (27), felaketin yaşandığı gün gündüz vardiyasında çalışıyordu. Kömür çıkarmak için gün boyu çok sayıda dinamit patlatılması gerektiğini anlatan Güre, felaketin öncesindeki ihmali şöyle anlatıyor:
“Vardiyada metan gazı oluştuğu için dinamit patlatılmadı. Onun yerine vantilatörlerle havalandırma yapıyorduk. Gazın çok olduğunu duyduk. Normalde bu durumda ikinci vardiyada da dinamit patlatılmaması gerekirdi. Hatta ikinci vardiyaya gelen bazı arkadaşların dinamit patlatılmaması için dinamitçiyi uyardığını duyduk. Patlatma işini ve gaz ölçümünü dinamitçi yapıyor. İkinci vardiyanın dinamitçisinin ölçüm cihazını almamış.”
Maske yok, yemek yok, ceza var
Güngör Güre’nin madendeki koşullarla ilgili anlattıklarına göre, felaket sadece patlamadan ibaret değil. İşçilere gaza karşı maske verilmiyor. İşçiler kendi yanlarında getirdikleri bezleri kullanıyor. Madende yemek de verilmediği için yemekler evden getiriliyor. Ancak en korkuncu ise bazı günler yerin altında saatlerce boşuna çalışmaları.
Güre, “Vardiya süresince üç kişinin örneğin 30 vagon kömür çıkarması isteniyor. Bazen bu miktarı çkaramıyoruz ve o günkü yevmiyemiz sıfır lira oluyor. Bugüne kadar 2 aylık maaşım kesilmiştir.
Bazen kömür yeteri kadar olmaz, bazen gücümüz yetmez. İstedikleri miktarda kömür çıkmazsa yevmiyemizi kesiyorlar” diyor.
Güre, sigorta primlerinin yatırıldığını, işçilerin 700, ustaların 800 lira ücret aldığını söylüyor. Madende çalışan işçi sayısı ise yaklaşık 130.
PATLAMADA ÖLENLERİN İSİMLERİ
Ali Kazan
İzzet Kuşoğlu
Murat Aydın
Şenol Kurt
Emir Ali Turhan
Murat Hanay
Mehmet Banbal
Seyit Ali Akduman
Mehmet Kuşoğlu
Yusuf Karaca
Erol Boran
Yonis Arıçiçek
Ramazan Baştepe
Ertuğrul Demiray
Yahya Arabozan
Erol İkiz
Muammer Aktaş
Ahmet Çetin
Mehmet Çetin
En büyük faciada 263 işçi ölmüştü
Türkiye’de 1942’den beri meydana gelen grizu patlamalarında binlerce işçi hayatını kaybederken, faciaların en büyükleri Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu ocaklarında yaşandı. Zonguldak Kozlu’daki kömür ocağında 1992’de meydana gelen grizu patlaması 263 maden işçisinin ölümüyle sonuçlanırken, en çok kayıp verilen facia olarak kayıtlara geçti.
Grizu nedir ve nasıl patlar
Madenlerde havalandırma, ocak patlamaları, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman olan İTÜ Maden Fakültesi Maden Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Gündüz Ökten, grizu patlamaları konusunda şu bilgileri verdi: “Grizu, havaya karışan metan gazının belli bir değere ulaşmasına, yani hava-metan karışımına denir. Metan gazının maden ocağı havası içinde oranı yüzde 5-14 arasında ise bu patlayıcı karışım grizudur. Patlama için grizunun alt sınırı (en az) 650-700 derece olan bir ısı kaynağıyla teması gerekir.”
‘Tahlisiye ekibi zorunlu’
Prof. Öktem ocaklardaki önlem konusunda da şu açıklamaları yaptı: “Yasaya göre her ocakta tahlisiye, yani kurtarma ekibi olması gerekir. Bu ekiplerin olduğu yerde çalışmalar kontrollü yapılıyor. Çalışma süresince ölçüm yapılır ve metan gazının yüzde 2’nin üzerine çıkmasına izin verilmez.”
ÖNAY YILMAZ İstanbul/MİLLİYET