Tümgeneral Kır, bölücü terör örgütünün, insiyatifin kendisinde olduğu imajını güçlendirmek için, eylemlerini artırarak devam ettirmesinin beklendiğini söyledi.
Genelkurmay İletişim Başkanlığı'nın Hasan Tahsin Bilgi Merkezi'nde yaptığı basın toplantısına katılan Genelkurmay İç Güvenlik Harekat Dairesi Başkanı Tümgeneral Fahri Kır, terörle mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini vurgulayarak son 4 ayın en önemli olayları ve verileri değerlendirdi. Genelkurmay Başkanlığı İç Güvenlik Harekat Daire Başkanı Tümgeneral Fahri Kır, "Terörle mücadele çok zor bir mücadele şeklidir. sabır ister, metanet ister, tecrübe ister, dayanışma ister ve her şeyden önemlisi kararlılık ister" dedi. Tümgeneral Kır, Türk Silahlı Kuvvetleri Terörle Mücadele ve Mükemmeliyet Merkezinin yayımladığı 01- 31 Mayıs 2010 dönemini kapsayan Aylık Terör Raporunda, tüm dünyada toplam 850 terör olayı meydana geldiğinin ve bin 305 kişinin yaşamını yitirdiğinin yer aldığını söyledi.
HAVA HAREKATINDA ÖRGÜTE BÜYÜK DARBE
20 Mayıs 2010 tarihinde, istihbarat kaynakları tarafından büyük bir grubun Irak'ın kuzeyinden yurtiçine doğru hareket halinde olduğu ve sınıra yakın bir karakol ya da üs bölgesine saldırıda bulunacağı bilgisi üzerine Hakurk bölgesinde hava harekatı düzenlendiğini belirten Tümgeneral Kır, operasyon sunucu elde edilen bilgilerden bölücü terör örgütünün bu operasyonda 100'ün üzerinde kayıp verdiğinin anlaşıldığını açıkladı.
3.5 AYDA 130 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ, 43 ŞEHİT VERDİK
Mart ayı başından bugüne kadar geçen 3.5 aylık süre içerisinde sağ olarak ele geçen teröristler hariç 130 teröristin etkisiz hale getirildiğini belirten Tümgeneral Kır, 60 teröristin de teslim olduğunu, aynı süre zarfında, ise 43 askeri personelin şehit verildiğini belirtti.
Aynı dönemde, 45 el yapımı ve personel mayını kullanma, 31 taciz ve 17 adet silahlı saldırı olmak üzere toplam 93 terör olayı meydana geldiğini belirten Tümgeneral Fahri Kır, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gerek doğrudan, gerekse kendisine müzahir unsurlarla çeşitli talepler ileri sürmekte olan bölücü terör örgütü, kendine göre sözde `eylemsizlik süreci' olarak isimlendirdiği 01 Haziran 2010 tarihine kadarki dönemde, eylem profilini düşük tuttuğunu kamuoyuna göstermeye çalışmış ve daha çok mayınlı, riski az eylemleri ön plana çıkarmıştır. Ancak, uzun süre hareketsiz kalan teröristler gevşeme ve dağınıklık göstermiş, örgütten kaçışlarda artış meydana gelmesi ve özellikle, kendilerini muhatap olarak kabul ettirme isteklerine dayanarak 01 Haziran 2010 tarihinden itibaren eylemlerini artırarak, Güneydoğu dışındaki bölgelere de yayma gayreti içine girmiştir. Bu süreçte, bölücü terör örgütünün 4- 5 kişilik küçük gruplar halinde, riski az, nispeten kolay hedeflere saldırılar düzenlediği, mayınların yoğun olarak kullandığı ve uzaktan taciz eylemlerine ağırlık verdiği görülmektedir. Kalabalık gruplar yerine, küçük gruplarla ve daha geniş bir bölgede hareket etme düşüncesinin temelinde, yok olmama ve varlığını devam ettirebilme endişesi yatmaktadır. Bölücü terör örgütünün, kamuoyu ve tabanı üzerinde yeterli etkiyi sağladığını, süreci kontrol ettiğini ve inisiyatifin kendisinde olduğu imajını oluşturduğunu değerlendirdiği ana kadar, eylemlerini artırarak devam ettirmeye çalışacağı kıymetlendirilmektedir."
`HUKUKİ ZEMİN İÇİNDE KALMAK'
Terörle mücadeleyi daha iyi anlayabilmek için terörle mücadelenin doğasını da anlamak gerektiğini belirten Tümgeneral Kır, şöyle konuştu:
"Teröristlerle girilen çatışmanın ilk başlangıcı her zaman belirli riskler taşır. Keskin nişancılar tarafından yapılan uzak mesafeli atışlar, bin metre civarında, ciddi tehlikedir. El yapımı patlayıcılar, alınan bütün tedbirlere rağmen, terörle mücadelede en büyük tehlikeyi oluşturmaya devam etmektedir. Diğer taraftan, terörle mücadele ortamında `hukuki zemin' içinde kalarak teröristle mücadele eden devletin güvenlik güçlerinin, eylemlerinin tamamını, insan hakları ve hukuk dışı bir zeminde yapan, varlığını şiddet, terör ve korkudan alan bölücü terör örgütü ile mücadele ettiği gerçeği de gözardı edilmemelidir."
VATANDAŞ VE TERÖRİSTİ BİRBİRİNDEN AYIRMAK
Terörle mücadelede güvenlik güçlerinin vatandaş ile teröristi birbirinden ayırarak, masum insanlara zarar vermeden bu mücadeleyi sabırla ve hassasiyetle sürdürme zorunluluğunun olduğunu belirten Tümgeneral Kır sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugüne kadar, güvenlik güçleri teröristle masum vatandaşı ayırt etmede azami dikkat ve gayreti göstermiş ve bundan sonrada göstermeye devam edecektir. İcra edilen sınır ötesi hava harekatında da sivillerin zarar görmemesi için aynı hassasiyet hep gösterilmektedir. Bu bağlamda, teröristle mücadele eden güvenlik güçleri mensupları hakkında, zaman zaman, haksız ithamlarda bulunulmakta, karalanmakta ve güvenlik güçleri yıldırılmaya ve moral değerleri üzerinde menfi etki yaratılmaya çalışılmaktadır."
KÖY KORUCULARI
Son zamanlarda bölücü terör örgütünün ve yandaşlarının terörle mücadelede kahramanca yer alan ve çok sayıda şehit veren Geçici ve Gönüllü Köy Korucularıyla ilgili yoğun bir menfi propaganda yaptıklarının görüldüğünü belirten Tümgeneral Fahri Kır, şunları söyledi:
"Daima bölge halkının yanında yer alan Geçici ve Gönüllü Köy Korucuları tüm güvenlik mensupları gibi bölücü terör örgütüyle mücadelede kendilerine verilen her türlü görevi canları pahasına yerine getirmektedirler. Korucularımızın terörle mücadeledeki fedakarlık ve destekleri her türlü takdirin üzerindedir. Nitekim, dün gece Aktütün kuzeyinde Konur Köyü Geçici Köy Korucularımız, teröristlerle çatışmaya girmiş ve 1 şehit vermiştir. Ayrıca, 3 Geçici Köy Korucumuz da yaralanmıştır. Şehidimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz."
2009'DA 545, 2010'DA 148 KAÇIŞ YAŞANDI
Bölücü terör örgütünün en fazla çekindiği hususun örgütten kaçışlar olduğuna dikkat çeken Tümgeneral Kır, 2009 yılında 545, 2010'un ilk beş ayı içinde ise 148 teröristin örgütten kaçtığınının belirlendiğini söyledi. TSK'nın bölücü terör örgütünün güvenlik güçlerine yaptığı her saldırı sonrası, eylemin faillerini yakalama konusunda ısrarla ve kararlılıkla hareket ettiğini belirten Tümgeneral Fahri Kır, bölücü terör örgütünün sözde Karadeniz açılımı çerçevesinde bazı terörist grupları eylemlerde bulunmak üzere bölgeye gönderdiğinin bilindiğini belirterek, alınan tedbirler kapsamında, bölgeye Jandarma Özel Harekat birliklerinin sevk edildiğini söyledi. Bu birliklerin ısrarlı takipleri sonucu 26 Nisan 2010 tarihinde Giresun Dereli'de 1 astsubayın şehit olduğu, 2 asker ile 1 vatandaşın yaralandığı terör eylemini gerçekleştiren terörist grup ile dün akşam itibari ile Gümüşhane ve Kelkit kırsalında sağlanan temas sonucunda şu an itibariyle 1 teröristin etkisiz hale getirildiğini belirten Tümgeneral Kır, operasyonun halen devam ettiğini söyledi.
İSRAİL SORUSUNA YANIT
Toplantıda soruları cevaplandıran Tümgeneral Kır, önceki gün Kuzey Irak'a gerçekleştirilen sıcak takip sonrasında birliklerin aynı gün görevi başarıyla tamamlayarak döndüklerini söyledi.
Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler de, İskenderun'da 7 askerin şehit olmasına neden olan saldırılara ilişkin bir ülkenin parmağı olduğu yönündeki değerlendirmeler yönündeki bir soruya, "Bu tür haberler ve TSK'yi bu konunun içine çeken değerlendirmeler tamamen gerçek dışıdır" diye yanıt verdi. Tümgeneral Güler, ABD ile yapılmakta olan istihbarat paylaşımıyla ilgili sıkıntıların olup olmadığıyla ilgili bir soruya ise, "ABD askeri makamlarıyla yürütülmekte olan istihbarat paylaşımı mekanizması gayet başarılı bir şekilde yürütülmektedir. Bu konuda her hangi bir sıkıntı söz konusu değildir" diye yanıt verdi.
Başka bir soruya ise Tümgenaral Güler, "TSK olarak biz, bölücü terör örgütüyle mücadale etmekteyiz. Görevimiz teröristleri neredeyse aranıp, bulunup etkisiz hale getirmesidir. Bizim görevimiz budur. Her zaman ifade ettiğimiz gibi terörle mücadale ise devlet tarafından ve topyekün şekilde bölücü terör örgütüyle mücadale güvenlik alanında devam ederken, diğer alanlarda yani ekonomik, sosyo-kültürel, propaganda ve uluslararası alanlarda birbiriyle paralel ve koordineli olarak yürütülen faliyetlerdir" dedi.