Önümüzdeki 3 ay içinde tamamlanıp Meclis’e gönderilecek ‘sağlık paketi’nin 3 ayaklı çatısı belli oldu:

1-Yetki karmaşasına karşı illere çatı yönetici atanacak.

2-Sağlıkta şiddeti önlemek için sert önlemler alınacak.

3-Aile hekimliği mekânları butik hastanelere dönüşecek.

Hürriyet Gazetesi'nden Nuray Babacan'ın haberine göre Pakette, sağlık personeline yönelik şiddet için cezalar, illerdeki yetki karmaşasını gidermek için çatı yönetici uygulaması ve aile hekimliği polikliniklerinin butik hastaneye dönüştürülmesi gibi projeler bulunuyor.
Önceliği, sık sık yaşanan sorunları gidermeye verdiklerini dile getiren Müezzinoğlu, sağlık paketiyle ilgili şu açıklamaları yaptı:

‘6 AY İÇİNDE YASALAŞIR’

“Sağlıkta şiddeti önlemek için komisyon kurduk. Emniyet ve cezaların arttırılması gündemde. Tüm konuları, önerileri masaya yatıracağız ve karar alacağız. Ocak ayında da Sağlık Bakanlığı’nın paketini hazırlayacağız ve 3 ay içinde de Meclis’e sunacağız. 6 ayın içinde de yasalaştırmayı planlıyoruz. Pakette yer alacak konulardan ilki şiddeti önlemek, diğeri illerdeki üçlü sağlık yapılanmasıyla ilgili sorunları çözmek, bir diğeri ise aile hekimliğiyle ilgili fiziki mekânları değiştirip, butik hastanelere dönüştürmek.”

3 BİN BUTİK HASTANE

“Aile hekimliğinde fiziki mekânları bulmayı aile hekimlerimize bırakmışız. Artık aynı hastanelerimiz gibi aile sağlığı merkezlerini de saygın kurumlara dönüştüreceğiz. 3-4 aile hekimi bulunan yerler olacaklar. Bir diş hekimi, bir acil ambulans istasyonu olacak. Sosyal destek uzmanı olacak. Psikolog ve diyetisyenlerin de olduğu, 12 saat 7 gün hizmet veren butik hastanelere dönüştüreceğiz. Aile hekimlerimize performans vereceğiz, ekstra ücret alacaklar. Bütçesinin sözünü aldık. Projeler hazır, ilk yıl bin adet butik hastane hayata geçirilecek. Toplamda 3 bin olacak. 3 yılda tamamlanacak. Yani fiziki mekânı uygun, 12 saat güçlü hizmet veren yerlere dönüştürülecek. 22 bin olan aile hekimi sayısı 30 bine çıkarılacak.”

Siyasetin ‘S’sini sevmem

SAĞLIK Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, yeni kabinede görev verilmeseydi ne hissedeceği sorusunu şöyle yanıtladı: “Özgür hissederdim. Samimi söylüyorum. Ben siyasetin ‘s’sini sevmem aslında. Birinin bana bir kez ‘Doktorum’ demesi, başkasının 10 defa ‘Bakanım’ demesinden daha iyidir. Beyaz önlük başka bir şey.”