Genel Kurul'da kabul edilen tezkereyle, 1950'den bu yana yurt dışına asker göndermek için 24. kez izin verilmiş oldu.
TBMM Genel Kurulu'nda, Lübnan'daki Türk askerinin görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Başbakanlık Tezkeresi üzerine MHP Grubu adına söz alan Mersin Milletvekili Behiç Çelik, Ortadoğu coğrafyasının yapısına dikkat çekerek bu bölgede barışın sağlanmasının zor ve güç olduğunun altını çizdi.
Çelik, Barışgücü’nün gerçek amacının ne olduğunu şu görüşlerle dile getirdi:
“Ortadoğu coğrafyası maalesef netameli, matruşkayı andıran iç içe geçmiş sorunlar yumağı bir coğrafyadır. Burada barışı sağlamak oldukça güç ve hatta imkânsızdır. Çünkü 1916 yılında İngiliz yayılmacılığının, müstemlekeciliğinin ağır şartlarında yerli unsurlara barış yapma hakkı asla tanınmamıştır.
İstenen şudur; Dini ve etnik ayrılıklar alabildiğine kaşınsın, hasım hale getirilsin, barış içinde bir arada yaşama imkânı kalmasın, karşılıklı güven ve istikrar kaybolsun. Ortadoğu coğrafyası paramparça olarak birbirlerine diş bileyen unsurların zulüm alanı haline gelsin. Böylece böl ve yönet siyasasının uygulama merkezi haline getirilsin. Nitekim başarılmıştır. I. Dünya Savaşı yani Paylaşım Savaşı tek dişi kalmış canavarın yani batı hegemonlarının burayı at oynattığı bir alana çevirirken acz içinde kıvranan Ortadoğu halklarının çığlıkları yeri göğü inlettiğine tüm dünya tanık olmaktaydı.”
-"AMAÇ HİZBULLAH’I BÖLGEDEN SÖKÜP ATMAK"-
Tezkere üzerine CHP Grubu adına söz alan İstanbul milletvekili Şükrü Elekdağ, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Lübnan’da görevli Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü UNIFIL komutasına verilmesine ilişkin ilk tezkerenin TBMM tarafından kabulünden bu yana geçen üç yıl içinde Lübnan’da çok önemli iç ve dış olayların cereyan ettiğine dikkat çekti.
Barış gücünün bir başka amacının daha olduğunu kaydeden Elekdağ şunları kaydetti:
“Bu da ilerde Hizbullah’a karşı tekrar bir saldırıya girişildiği takdirde, bu gücün İsrail’e koruyucu kalkanlık yapması ve uğrayacağı hasarı azaltmasıdır. BM Lübnan Barışgücü’nün, esas amacı, sizlere söylendiği gibi, Lübnan’ın istikrarını sağlamak ve Ortadoğu barışına katkıda bulunmak gibi insani bir görev değildir. Esas amaç, Hizbullah’ı bölgeden söküp atmayı öngören bir askeri operasyonun zeminini şimdiden hazırlamaktır.”
Konuşmasında ABD Başkan Barack Obama’nın Kahire’de yaptığı konuşmayı anımsatan Elekdağ, “Obama’nın Kahire konuşması, Bush yönetiminin kötü mirasını silme amacını güttüğü gibi, ABD’nin İslam coğrafyasına yönelik politikasında uygulamayı öngördüğü köklü ve yapıcı bir zihinsel değişikliği de yansıtıyor” dedi.
Elekdağ, Obama’nın Kahire konuşmasıyla ilgili kuşkuları olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:
“Obama’nın çizdiği stratejik peyzajda bazı boşluk ve tutarsızlıklar yok değildir. Tabi olduğumuz zaman kısıtlaması bunlardan sadece biri üzerinde durmamıza imkan veriyor. Asker çekme takviminin uygulanabileceği hususunda ciddi kuşkularımız var. Çünk ABD’nin küresel stratejisinin öncelikli hedefi her türlü imkandan yararlanarak ve gerekirse kuvvet kullanarak, Hazar ve Körfez bölgelerinin enerji kaynaklarını denetlemek ve bu kaynakların Batı’ya ulaşım yollarının güvenliğini sağlamaktır.”
-"TÜRKİYE SIRTINI ÇEVİREMEZ"-
AKP Grubu adına söz alan Düzce Milletvekili Yaşar Yakış da, Tezkere’nin Meclis tatile girmeden önce çıkarılmak istendiğini belirtti. Güvenlik Konseyi’nin Lübnan ile ilgili uzatma kararının olmadığını bildiren Yakış, Hükümetin buna neden gerek duyduğunu şöyle anlattı:
“Türkiye neden asker gönderme ihtiyacı duydu; Türkiye gibi bölgesel güç olan bir devlet kendisine bu kadar yakın bir coğrafyaya sırtını çeviremez. Türkiye bölgeyi çok iyi tanıyan bir ülke. Çok yakın tarihi, kültürel ve akraba ilişkileri vardır. Olaylar sanki başka bir kıtada cereyan ediyormuş gibi bakamayız. Lübnan adeta küçük bir kainat gibidir. Her türlü ırkın Lübnan’da mutlaka bir temsilcisi vardır. Bu nedenle Ortadoğu’da her türlü gelişmeler iç dengeleri etkiler. Lübnan’da meydana gelecek gelişmelerde Ortadoğu’daki dengeleri etkiler.”