Bahçeli, referandumda MHP’lilerin evet oyu verdiği ve partinin oy kaybı yaşadığı yönündeki iddialara ilişkin soruya şu cevabı verdi:
- MHP biraz sabırlı ve soğuk kanlı bir siyasi kurum. Hemen aceleyle, gelişi güzel değerlendirmelerden kendisni uzak tutan bir siyasi kurum. Referandum sonrası başta basın ve televizyonlarımız, oradaki değerli köşe yazarları ve yorumcuları dinleyerek siyasi değerlendirmeye ışık tutan, siyasi kurumların yöneticilerini dinleyerek, bu arada da teşkilatlarımızla irtibatlar kurarak, önümüzdeki Cumartesi MYK, ardından da il başkanları toplantısı yapmak suretiyle, referandum ve sonrasında meydana gelen siyasi gelişmeler üzerinde çok yönlü bir inceleme başlatacağız. Bunun ön hazırlıkları zaten başlamıştır, ancak yetkili organ olarak nitelendirilen arkadaşlarımızın da görüşlerini almak üzere, MHP’nin 2011 genel seçime yönelik hazırlıkları da başlatmış olacağız.
Zannediyorum 3 Eylül tarihlerinde bu polis akademisinde, demokratik açılım konusu tartışmalarına katılan bir köşe yazarımız, MHP’nin güneydoğu’da belirli bir gücünün bulunmadığını, İç Anadolu ve Karadeniz bölgesinde, önemli bir oy ve taban kaymasına sebep olacağını ve gerileme sürecine girip, belki de dağılma ihtimallerinden bahseden değerlendirmelerde bulunmuştur.
Böyle bir yorumun üzerinde yaklaşık 10 günlük bir süreç geçtikten sonra, YSK’nın 21.30’da sonuçların açıklanmasına başlanacağı kararına rağmen, 19:30 civarında yine aynı açılımda bulunan bazı köşe yazarlarımız ve tv programcıları, sonuçlar üzerinde belirgin bir bilgi alınmadan, bazı değerlendirmeler arka arkaya gelmiş oldu.
Bunlardan birincisi MHP, referandumda en fazla darbeyi alan partidir. MHP önemli ölçüde taban kaybetmiştir. MHP kalelerini kaybetmiştir. MHP, muhtemel bir seçimde barajı aşıp aşamayacağı tehlikesi vardır gibi bir yoruma başlanmıştır. Bu yorum gecenin geç saatlerine kadar devam etmiştir. Daha sonra MHP linç konusuyla karşı karşıya bırakılmak istenmiştir. Buralar düşündürücüdür. Basın mensupları geçici sonuçlar henüz belirgin hale gelmeden bir değerli gazetecinin, 3 Eylül işaretini, işaret fişeği kabul ederek, özellikle referandum akşamı, o saatte MHP’yi masaya yatırıp böyle paramparça edebilecek bir anlayış zannediyorum MHP’nin oy oranı üzerindeki tartışmadan ziyade, MHP’ye bakışı bir kez daha gözden geçirmemize ve bu kişilerin hangi amaca yönelik değerlendirmelerde bulunduğunu düşünmekte yarar var diye düşüncesindeyiz.
Beyaz evet, kahverengi hayırdır. Başbakan’ın bazı Açıkhava toplantılarında, İstanbul mitinginde, referandumda verilecek oylar partileri bağlamaz, oy pusulasında parti amblemi yoktur, ya evet ya hayır kullanacaktır diyerek AKP’nin bir güven oylamasına muhatap olmaması gerektiğini, referandumun bir AKP projesi olmadığını defalarca tekrarlayarak konuşmasına rağmen, Sayın Başbakan ile çok sıkı fıkı olan bu kişilerin, hemen oy pusulası üzerinde, nerede MHP yazıldığını görerek, böyle bir yüzde 42’nin içerisinde MHP ancak yüzde 6-7 civarındadır diyerek hükme varmaları, gerçekten Türkiye ve basına ahlakı açısından büyük talihsizliktir.
Yapılan değerlendirmeler bilimsel değildir. Bunun için de bir önerim var. YSK’nın çok kısa bir süre içerisinde referandumun köy ve mahalle esasına dayalı sandıkları da değerlendirerek, kamuoyunu geniş kapsamlı bilgilendirmesinde yarar vardır. 21 EYLÜL 2010