Başesgioğlu, İstanbul Barosu ile Galatasaray Üniversitesinin ortaklaşa düzenlediği "İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukukuna İlişkin Sorunlar ve Çözüm Önerileri" konulu sempozyumun açılışında konuştu.Bakan Başesgioğlu, Balıkesir’in Dursunbey ilçesinde 17 işçinin bir maden kazasında hayatını kaybettiğini belirterek, ölenlere rahmet ve yakınlarına başsağlığı diledi.
Türkiye’de sosyal politika alanında yapılması gereken çok şey bulunduğunu ifade eden Başesgioğlu, sosyal politikaların doğrudan ekonomiyi etkilediğini, ülkedeki ekonomi politikasının başarısının sosyal politikadan ve kurumlardan geçtiğini anlattı.
Başesgioğlu, 3 sosyal güvenlik kurumunun 2006 yılı harcamasının yaklaşık 64 milyar YTL olacağını belirterek, bu rakamın genel bütçeden sonra en büyük bütçe büyüklüğü olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in bir kez daha görüşülmek üzere iade ettiği Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun, TBMM Genel Kurulunda yeniden kabul edildiğini anımsatan Başesgioğlu, şöyle konuştu:
"Burada bulunan herkesin de ortak kanaati, Türkiye’de sosyal güvenlik reformu yapılması gerçeğidir. Bu yıllardır söylenegelen ama bir türlü gerçekleştirilemeyen bir husustur. Sosyal güvenlik reformu bizim erteleme lüksümüzün olmadığı, erteleme durumunda gelecek kuşaklara ağır maliyetleri olacak bir konudur. Bu da sorumluluk anlayışımız ile bağdaşmaz.
Sosyal güvenlik, kuşaklararası bir dayanışma esası üzerine göre kurulmuştur. Bugün sistemde bulunanlar sistemin kaynaklarını gelecek kuşakları dikkate almadan harcarlarsa, gelecek kuşaklara ağır yük devretmiş olacağız demektir. Sosyal güvenlik sisteminin temelinde bu kuşaklararası paylaşımın adil bir şekilde kurgulanması öngörülmüştür." Düzenlemenin ülkede sosyal korumayı amaçladığını belirten Başesgioğlu, bunun ilgili düzenlemelerinin yasalarda bulunduğunu söyledi.Başesgioğlu, üzerinde çalışılan Sosyal Yardımlar Kanunu’nun bu yasaları tamamlayan 3 ayak olduğunu ifade etti.

ELEŞTİRİLERİ DOĞAL KARŞILIYORUZ

"Sosyal güvenlik reformuna yönelik çeşitli eleştiriler geldiğini anımsatan Murat Başesgioğlu, "Bunları doğal karşılıyoruz. 72 milyon insanımızın aynı noktada düşünmesi mümkün değil. Bunu anlayış ve hoşgörü ile karşılıyoruz" dedi.
"En azından kazanılmış haklara riayet eden, olabildiğince hak kayıplarını önleyen ve uzun bir öngörüyü sistemine dahil eden bir yasa çalışması yapma gayreti içinde olduklarını" anlatan Başesgioğlu, yasanın ilk adım olduğunu, bundan sonra sürecin devam edeceğini dile getirdi.
Başesgioğlu, yasanın tarafların görüşleri alınarak hazırlandığını belirterek, önerilerin yüzde 65’inin sistemin özünü bozmadan tasarıya monte edildiğini söyledi."

ZAMAN İÇİNDE ANLAŞILACAKTIR"Özellikle yaş, aylık bağlama ve emekli aylık artışları ile ilgili maddeler üzerinde çok tartışıldığını anımsatan Başesgioğlu, "Bunlar üzerinde çok tartıştık. Siyasetçi olarak popülist bir yaklaşımla düzenlemekte mümkündü. Ama tartışarak yaptık. Bunlar zaman içinde gayet iyi anlaşılacaktır" diye konuştu.<BR>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;
Konuşmasında iş hukuku ile ilgili yasal düzenlemelere de değinen Başesgioğlu, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 3 yıldır yürürlükte olduğunu kaydetti. Başesgioğlu, "Şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu yasanın çalışma barışını bozacağı yönünde eleştiriler gelmişti. Ama kat edilen 3 yılda böyle olmadığı görüldü" dedi.Acımasız bir rekabetin yaşandığı dünyada, çıkarılan bir yasa ile hem işçiyi hem de işvereni koruma hassasiyetinin gösterilmesi gerektiğini anlatan Başesgioğlu, yasanın bu anlayış üzerine kurulduğunu belirtti.
Yasanın uygulamasından kaynaklanan sıkıntılara değinen Başesgioğlu, sempozyumda bu konuların ele alınmasının önemli olacağını söyledi.DİĞER KONUŞMALAR
İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun, itirazlara rağmen aynen TBMM’den geçtiğini söyledi.Çalışan insanların sağlığına çok önem verdiklerini anlatan Kolcuoğlu, "Çünkü sağlıklı insan üretir. Sağlık güvencesi önem taşıyor. Yasalarla bu güvencenin nasıl sağlanacağı kuşkuludur" dedi.Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Duygun Yarsuvat, iş hukukunda bazı problemler bulunduğunu, sempozyumda bunların masaya yatırılacağını söylediBAŞESGİOĞLU SORULARI DA YANITLADI
Açılışın ardından gazetecilerin sosyal güvenlik reformuna ilişkin sorularını da yanıtlayan Başesgioğlu, sosyal güvenlik sisteminin hem hizmeti sunan hem de hizmeti alan bakımından beğenilmediğini ifade ederek, "Bu hali ile sosyal güvenlik sistemini sürdürmemiz mümkün değildi. Onun için gelişmelere uygun bir yasa yapmak zorundaydık" dedi.Başesgioğlu, yasanın en çok emeklilik yaşını 65’e çıkaran maddesinin tartışıldığının anımsatılması üzerine de şöyle konuştu"Sistem içinde bulunanların emeklilik yaşına ilişkin bir düzenleme yapmıyoruz. Bugün sistem içinde bulunanlar yasadan etkilenmeyecek. 2036 yılına kadar emeklilik yaşını yükseltmeyi düşünmüyoruz. Ancak 2036 yılından sonra hayatta kalma beklentisine uygun olarak emekli olma yaşını kademeli olarak artırıyoruz." "Bu düzenleme yapılırken 2036 yılından sonra Türk insanının ortalama ömrünün uzayacağını mı dikkate aldınız?" sorusuna Başesgioğlu, "Gayet tabii. Bu tamamen bilimsel verilere dayalı öngörülen bir çalışma. Tıbbın gelişmesi, çevre koşullarının iyileşmesi insan ömrünü uzatıyor. Şimdi ortalama ömür 70 yıl. Önümüzdeki 20-30 yılda daha da artacak, ortalama ömür uzayacak. Buna uygun olarak 65 yaş düşünüldü" yanıtını verdi.Başesgioğlu, başka bir soru üzerine de, yasanın diğer yasalar gibi yargısal denetime açık olduğunu ifade ederek, "Bizim inancımız yasanın Anayasa’ya aykırılık teşkil etmediğidir. Çalışmanın hukuka ve yasalara uygunluk açısından eksikliği olmadığı düşüncesindeyiz" diye konuştu.