Baykal, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. İstanbul'da yaşanan sel felaketine değinen Baykal, selin 17 Ağustos 1999 depreminden sonra yaşanan en büyük felaket olduğunu söyledi.
Selde 13 kişinin yaşamını yitirdiği tır partına ilişkin bir soruyu yanıtlarken Baykal, şunları söyledi:
'Hiç şüphe yoktur ki, onun ruhsatı AKP yönetimi zamanında verilmiştir ve tır parkı olmaya hiç müsait olmayan bir yerdir. Olmadığı da bu yaşanan olayla ortaya çıkmıştır. Bu olay bunun çok somut kanıtıdır. AKP'nin bu otoparkta, 'Kamer Otoparkı', adında da 'Kamer' geçiyor zaten, ruhsatın sahibi İstanbul Belediyesi'dir. Buranın sahibi de Başbakan'ın yakın arkadaşı, dostu, çocuklarıyla birlikte o meşhur kuyumcu dükkanını açan, ona yardımcı olan kişidir. Cihan Kamer oranın sahibidir. Yani kendi ailesinden biri o tır parkını işletmektedir.'
AKP döneminde İstanbul imar planında 4 bine yakın imar planı tadilatı yapıldığını bildiren Baykal, bu plan tadillerinin tek amacının 'rant' olduğunu iddia etti.
Dere ıslah çalışmalarının iptali istemiyle açtıkları herhangi bir dava bulunmadığını kaydeden Baykal, 'Milleti aldatacaklar. Olay tam bir tersine, bu bir çarpıtmadır. Biz, dere ıslahını zorunlu kılan ve sel baskınlarına sebep olacak imar planına karşı çıkıyoruz' diye konuştu.
İmar çarpıklıklarından dolayı insanların ölümüne yol açıldığını savunan Baykal, dünyada böyle bir durumla karşılaşılması halinde yetkililerin istifa edeceğini söyledi.
-DAVUTOĞLU İLE GÖRÜŞMESİ-
Sorular üzerine Baykal, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile 15 Eylül Salı günü yapacağı görüşmenin, bundan önce yaptığı görüşmenin devamı niteliğinde olduğunu söyledi.
'Kürt açılımı konusunu açarsa konuşmayacak mısınız?' sorusuna Baykal, 'Hayır. Kesinlikle söz konusu değil. Zaten buna saygı gösterir. O konuya girmeyecektir' yanıtını verdi.
Ermenistan ile başlatılan görüşmelerin bundan sonra Türkiye'yi nereye götüreceğini kaygıyla izlediklerini dile getiren Baykal, ortada imzalanmış bir protokol bulunduğunu, nisan ayında imzalanan bu protokolün ağustos ayında kamuoyuna duyurulduğunu belirtti.
-'DEMOKRATİK AÇILIM' ÇALIŞMALARI-
'Demokratik açılım' çalışmalarıyla ilgili Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in 'Bu sürece kim katkı verirse elini de öpmeye, ayağına da gitmeye hazırım' şeklindeki sözleri hatırlatılarak, 'Sizin tavrınızda değişiklik oldu mu?' sorusu üzerine Baykal, hükümetin daha önce Anayasa değişikliği veya Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda CHP'nin görüşünü alma ihtiyacı duymadığını, uzlaşma veya destek arayışına girmediğini söyledi.
Baykal, 'Sen bu en önemli konularda ihtiyaç hissetmedin de şimdi Kürt açılımı konusunda niye CHP'ye geliyorsun? Burada suçluluk telaşı var. Bu iş yanlış bir iş, yanlışa ortak istiyorlar. Yaptıkları yanlış işin sorumluluğunu paylaşmak istiyorlar, taşıyamıyorlar. Öbürlerini göze aldılar ve uyguladılar. Şimdi bunu CHP olmadan olmaz. CHP'nin önemini yeni kavradılar' diye konuştu.
Bu konuda kullanılan üslubu, 'laubali ve üzüntü verici' bulduğunu söyleyen Baykal, şunları kaydetti:
'Yok 'elini öperiz' falan lafları. İki Başbakan Yardımcısı arka arkaya bunu söylediler. Ben bundan üzülüyorum, rahatsız oluyorum. Bizim devletimiz kimsenin elini öpmez. Onlara da tavsiyem kimsenin elini öpmesinler. El öpmeye çok alıştıkları anlaşılıyor. Yeterince el öptükleri için zaten Türkiye'ye bu hale getirdiler. Kimsenin elini öpmesinler. Benim elimi de öpmeye kalkmasınlar, işlerini yapsınlar. Onun bunun elini öpe öpe buraya getirdiler. 'Atmayın kullanın, sifonu çekmeyin kullanın' diye diye buraya getirdiler. Şimdi bu sıkıntılı olduğu görülen tablo içinde 'CHP de gelsin birlikte yapalım'. Hayır kardeşim. Senin ne yapacağına daha karar vermediğin ortada.'