Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, partisince düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı. Törende konuşan Deniz Baykal, "Adalet Bakanı Deniz Feneri konusunda 'bana ne' derse, Türk yargısı konuyu nasıl soruşturup yargılasın" dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Antalya İl Başkanlığı'nda düzenlenen bayramlaşma töreninde partililerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Genel Başkan Deniz Baykal, Deniz Feneri'nin AKP'nin yolsuzluklara karşı tavrını açıkça ortaya koyduğunu söyledi.
Türkiye ile ilgili olan bir yolsuzluk olayının Türk yargısı yerine Alman yargısı tarafından ortaya çıkartılmasının kendisini üzdüğünü söyleyen Baykal, "Yolsuzluğu yapanlar Türkler, parayı toplayanlar bizimkiler, parayı veren bizim insanlarımız, Almanya'ya gidip ailesini iyi bir geleceği kavuşturmak için yıllardır çile çekmiş memleket hasretiyle yanan insanlar, insanlık duygusuyla yardımlaşma anlayışı ile katkı veriyorlar. Alınan parayı Türkiye'ye farklı amaçlar için taşıyanlar bizim insanlarımız. O paralar yine bizim insanlarımız tarafından kullanıyor. Bütün bunlar ortada ama bunu ortaya çıkartan Alman mahkemesi, emniyeti ve yargısı. Bu tablo beni derinden yaraladı. Bunu Türkiye'de bir vatandaş olarak kendime bir saygısızlık olarak kabul ettim. Bu kırıcı bir manzara. Bizimle ilgili bir yolsuzluk başkaları tarafından tespit edilecek biz seyredeceğiz. Bu manzara herkesi derin derin düşündürdü. Herkes dedi ki 'Her şey istismar edilir de insanların insanlık, dayanışma duygusuyla, fitresi, zekatı, yolsuzluğun konusu olur mu diye sordu? İnsanlık ne hale gelmiş, herkes derin derin sorgulama ihtiyacı hissetti" dedi.

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in Antalya'da gazetecilere 'Almanya'daki konudan bana ne' şeklindeki açıklamasını da değerlendiren Baykal, "Kim kimi soruşturacak. Kim kimi suçlayacak. Antalya'da bir Bakan diyor ki 'Almanya'da dava ortaya çıkmış, mahkum edilmiş bize ne bana ne', Mahkeme 'Elebaşıları Türkiye'de' bizim bakan 'Bana ne' diyor. Adalet Bakanı 'Bana ne' derse Türk adliyesi bunu soruşturup yargılayabilir mi? Türkiye AB ile uyum yapmaya çalıyor. Kanunları aynı kanunlar hale getiriyoruz.
Ama ortada bir suç işlenmiş, Almanya'da mahkeme bunu mahkum ediyor. Aynı suçun burada ele başlarının olduğunu söylüyor. Biz mahkum edemiyoruz. Bu nasıl bir olaydır. Alman yargısının ortaya koyduğu manzara bizim yargının otaya koyduğu manzara. Ortada bir çelişki yok mu? Bu çelişki kanundan mı, anayasadan mı kaynaklanıyor? Hayır, siyasetten kaynaklanıyor. Bu gerçekler ortaya çıktı" diye konuştu.
Deniz Feneri davasının Türkiye'de soruşturulamadığını belirten Baykal, "'Bakacağız, edeceğiz, daha bize konuyla ilgili bir şey gelmedi' deniliyor. Almanya'ya bir şey geldi de mi onlar harekete geçti. Sen ne bekliyorsun? İpe un serme bahaneleri hepsi. Dün Adalet Bakanı Şahin, ipe un sermeye bile teşebbüs etmedi. Gazetecilere, 'elbette bakarız falan' dese, diyeceğiz ki, oyalamaya çalışıyor. Onu bile demiyor. Bizi ilgilendiren bir şey yok diye açıkça meydan okuyor" ifadelerini kullandı.
Baykal, Deniz Feneri davasının AKP'nin dürüstlük, yolsuzluklar konusundaki tavrını açık bir şekilde ortaya çıktığını belirterek şunları söyledi:
"Başbakan'ın, önemli bir yatırım iznini isteyen bir insana 'hayır size vermeyeceğim, onu bizim Çalık grubuna vereceğim' dediği ortaya çıkmıştır. Böyle bir şey Dünya'nın başka bir demokrasisinde yoktur. 'Putin ve Berlusconi de bu işin içinde' diyor. Kendisi işin içinde ya. 'Birlikte bunlarda var ben de bizim grubu sokuyorum' diyecek. Bu isimler var mı yok mu? Büyükelçilikler açıklama yapsın öğrenelim. Başbakan'ın olduğu anlaşılıyor. Bunlarla birlikte sen Türkiye'deki medya ihalelerinde ne yaptın bütün bunları konuşalım dedik. Dün Başbakan cevap vermiş. Ona pirim verecek bir adım atmam diyor. Niye bu kadar karamsar başbakan. Belki kendisi prim yapar. Çıksın. Yani Başbakan diyor ki ben Deniz Baykal ile programa çıkarsam o prim yapar. Bu kadar karamsar olma. Senin de söyleyecek lafların vardır. Neden kendine güvenip inanmıyorsun. Daha baştan havlu atmışsın. Belki sen prim yaparsın geliver canım" diye konuştu.
Deniz Feneri'nin AKP'nin DNA'sını ortaya koyduğunu iddia eden, "DNA hücrelerin temel alt yapısıdır. Kişiliğinin ayrılmaz parçasıdır. AKP'nin DNA'sı fener olayında görüldü. Röntgeni çıktı. Bunun bir hayrı var. Gerçeği görüp oradan yola çıkarak önümüzdeki istikameti ona göre çizeceğiz" dedi.