CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'e yönelik saldırı girişimine ilişkin, ''Kesin bir hüküm vermek mümkün değil ama Türkiye'de böyle bir saldırıyı YÖK'e yapacak potansiyel, nefret merkezleri var'' dedi.
Gazeteci Nur Batur, eski KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın biyografisini yazdığı, ''Rauf Denktaş Yeniden Yaşasaydım'' adlı kitabının tanıtımı için Turan Güneş Bulvarı'ndaki evinde resepsiyon verdi.
Resepsiyonda, Baykal ve Denktaş, gazetecilerin, YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'e yönelik saldırı girişimine ilişkin sorularını yanıtladı. Baykal, konuya ilişkin bilgisi bulunmadığını belirterek, Teziç ile telefonda konuştuğu ve geçmiş olsun dileğinde bulunduğunu söyledi.
Olayı ''üzüntü verici'' olarak niteleyen Baykal, şöyle devam etti: ''Bu olayın niteliği hakkında hüküm verme konumunda değilim. Bir tertip midir, kim ve hangi amaçla düzenlemiştir ya da YÖK'e karşı örneğini daha önce çeşitli vesilelerle gördüğümüz bir husumetin yansıması bir girişim midir, yani Danıştay olayının bir uzantısı mıdır? Doğrusu bir hüküm verecek noktada değilim.'' Baykal, ''Türkiye'nin bir kamplaşma ve kutuplaşmaya doğru sürüklendiğini'' ifade ederek, ''Başından beri kaygımız buydu'' dedi.
AKP iktidarının böyle bir kutuplaşmayı hızlandırdığı kanısında olduğunu belirten Baykal, ''Çeşitli uygulamaları, kadrolaşması, devlet kurumları içinde yuvalanmış belli çevrelerin himayesi altında daha bir cesaretle saldırıların yapılması, korku ve kaygının yükselişi ile çok sakıncalı ve üzüntü verici bir tabloyla karşı karşıyayız'' diye konuştu.

Bu manzaranın çeşitli cinayetler, saldırılar ve katliam girişimleri şeklinde kendisini gösterdiğini öne süren Baykal, Cumhurbaşkanı seçiminin de toplumun bu gerilimini azaltacak ve normalleşmeye katkı yapacak biçimde gerçekleşmediğini kaydetti.
-''KAYGI VERİCİ BİR TABLO''-
Başbakanın, Cumhurbaşkanı seçimini en başından beri kendi şahsi denetimi altına aldığını, hiçbir ciddi uzlaşma ve arayışa yönelmediğini ifade eden Baykal, şunları söyledi: ''AKP içindeki güçlü yönetimin çekirdek milli görüş kadrosunun AKP'yi sürüklediği ve topluma daha olumlu izlenim verebilecek bir seçime fırsat vermediğini yaşayarak, gördük.
Yani 'AKP değişti, yumuşadı, toplumla uzlaşma arayışı içinde' söyleminin geçerli olmadığı bu seçimde bir kez daha ortaya çıktı. Kaygı verici bu tabloyu üzüntüyle izliyoruz. Buradan çıkış yolu Anayasamıza, Cumhuriyetimizin kazanımlarına laik, demokratik ve çağdaş bir siyasi kültüre sahip çıkmaya bağlıdır. Ancak böyle bir anlayış etrafında barışı yakalayabiliriz. Buna dudak büken, bunu umursamayan ve gözden çıkarabilecek bir siyasi iktidar Türkiye'yi çok tehlikeli bir sürüklenmenin içine sokar. Maalesef bunu yaşıyoruz.''

Saldırının Cumhurbaşkanı adayının açıklanmasıyla bir bağlantısının olup olmadığını bilemeyeceğini belirten Baykal, ''Bilemem, bakmak lazım, her şey olabilir. Kesin bir hüküm vermek mümkün değil. Ama Türkiye'de böyle bir saldırıyı YÖK'e yapacak potansiyel, nefret merkezleri var, bunları biliyoruz. Daha önce de vardı. Onlar da olabilir, başka tertiplerde olabilir. Hangisidir, bilemem'' dedi. Saldırganın bir an önce yakalanması ve ilişkilerinin ortaya konulması gerektiğini vurgulayan Baykal, ''Olayın aydınlatılması lazım. Ama Türkiye artık böyle olaylarla sık sık karşılaşır halde, çok üzüntü verici'' diye konuştu.

-''BU KADAR AÇIK OLMAZ''-

Eski KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ise geçmiş olsun dileğinde bulunarak, ''olayın provokasyon olduğunu'' iddia etti. Denktaş, ''Çünkü bu kadar açık olmaz. Bir kapıya gelip, zorla gireceğim, ondan sonra silah çekme... Belli ki bir provokasyon'' dedi. Türkiye'yi karıştırmak isteyenlerin bulunduğu ve bunlar için her şeyin ''neden'' olabileceğini belirten Denktaş, ''Türkiye'yi parçalamak isteyenler var. Bunu artık Türk milleti ümit ediyorum ki görüyor'' şeklinde konuştu.

Anadolu'yu gezdiğini ve Anadolu'daki insanların bu tehlikenin farkında olduğunu anlatan Denktaş, şunları söyledi: ''Atatürk ilkeleri AB normlarına aykırıdır. Ilımlı İslam yollarını açmak, göstermek Sevr Antlaşması ile yapamadıklarını AB üyeliği nedeniyle yapmaya çalışma gözle görülür hale gelmiştir.

Bunun karşısında milletin uyanık olması lazım. Geçmişte gençlerimizi 'sağcı, solcu' diye birbirlerine vurdurtanların şimdi, 'Kemalizm normlarımıza uymaz', 'ılımlı İslam', 'Atatürk dinlidir, dinsizdir' ve 'laiklik dinsizliktir' diye muazzam bir karıştırması var. Türkiye yeniden Atatürk'ün yoluna girebilmek için bir mücadele verir hale getirilmiştir. Ümit ederiz ki bu provokasyonlara kimse kanmaz.'' Denktaş, Kıbrıs'ın büyük bir milli dava olduğunu da hatırlatarak, ''Böyle inandık. Onun için büyük mücadele verilmiştir. İnşallah yanılmış değiliz'' diye konuştu