CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Cumhuriyetten rövanş almak isteyenler var. Ama biliniz ki bugün Türkiye'nin barışını, çağdaşlığını, kardeşliğini bozmak Türkiye'ye yarar, hayır getirmez'' dedi.
Baykal, Sivas'ın Gemerek ilçesine bağlı Çepni beldesi Cennet Yaylası'nda düzenlenen şenliğe katıldı. Burada yoğun sevgi gösterisiyle karşılanan ve ilgi nedeniyle zor anlar yaşayan Baykal, vatandaşlara hitap etti.
Konuşmasına ''Sizler Türkiye'nin aydınlık yüzüsünüz. Türkiye'nin özüsünüz. Her biriniz birer Mustafa Kemal Atatürksünüz'' diye başlayan Baykal, Türkiye'yi geriye döndürmek isteyenlerin olduğunu savunarak, ''Sizler oldukça Türkiye'yi yolundan kimse döndüremez'' dedi.
Baykal, şunları söyledi: ''Cumhuriyetten rövanş almak isteyenler var. Ama biliniz ki bugün Türkiye'nin barışını, çağdaşlığını, kardeşliğini bozmak Türkiye'ye yarar, hayır getirmez. Atatürk'ün kıymetini bileceğiz. Anayasanın kıymetini bileceğiz. Bizim bu beraberliğimizi bozmak isteyenlere izin vermeyeceğiz. İnsanlarımızı 'dindar olanlar', 'daha az dindar olanlar' diye ayırmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Allahla kul arasında kimseye yer yok. Herkes hesabını Allah'ın huzurunda verecek. Sana ne. Sen git hesabını ver. Sen aklanamadığın dosyalarından mahkemede aklanmaya bak. Yargıda hesabını ver. Yetim hakkını yemenin hesabını ver. Bizi bölmeye kalkma. Bizim huzurumuzla oynama. Biz bin yıldır bu toprakta Müslüman bir toplum olarak yaşadık. Daha bin yıl yaşarız. Yeter ki sen bizi bölmeye kalkma. Sen çekil aradan.''
-''CUMHURİYETİN TEKRAR KAZANACAĞI SEÇİM''-
Gelecek seçimin hayati öneme taşıdığını vurgulayan CHP Genel Başkanı Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: ''Aman ha, aman ha şaşmayın. Önümüzdeki seçim Türkiye'de tarihi seçimdir. Cumhuriyetin tekrar kazanacağı seçimdir. Kazanmak zorunda olduğu seçimdir. Bu cumhuriyeti milli mücadeleyle cephede kazandık.
Şimdi onu sandıkta kaybetmeyiz. Önümüzdeki seçimde oy sandığında da Cumhuriyeti kazanacağız. Onun için 'ben merkez sağdayım, ben liberalim, ben muhafazakarım' diye kenarda durmak yok. Çünkü
cumhuriyet, Türkiye söz konusu. Türkiye'nin varlığı ve bütünlüğü söz konusu. Böyle bir noktada kimse kenarda oturamaz. Herkesin inancına saygımız var. Muhafazakarlığına da saygımız var demokratlığına da
liberalliğine de saygımız var. Ama cumhuriyet tehlikede. Gelin el ele verelim, hep beraber Türkiye'ye sahip çıkalım.''
-''İNSANA HİZMET EN BÜYÜK İBADETTİR''-
Deniz Baykal, 2002 seçimlerine girerken 'önce insan' dediklerini, bunun da insanın inancı mezhebi ırkı kimliği devleti ilgilendirmez anlamına geldiğini, insanı insan olarak gördüklerini, insana hizmetin
en büyük ibadet olduğunu belirtti.
Aradan geçen 4 yılda gelinen noktada herkesin birbirinin ırkını, mezhebini, kimliğini sorgular halde olduğunu, durduk yerde alt kimlik, üst kimlik tartışmaları açıldığını savunan Baykal, şöyle devam etti:
''Ya sana ne kardeşim biz bu memlekette yaşıyoruz. Türkiye cumhuriyeti vatandaşıyız hepimiz. Türk milletinin bir parçasıyız. Ne uğraşıyorsun. Bir yandan Türkiye'yi yönetenler uğraşıyor. Bir yandan yurt dışındakiler. Demokrasi diye uğraşıyor. Azınlık yaratacaklarmış. Azınlık üretmeye çalışıyorlar. 'Aleviler azınlıktır, Kürtler azınlıktır' diyorlar. Aleviler çıkıyor 'Biz azınlık falan değiliz, bu milletin özüyüz' diyorlar. Kürt kökenli insanlar çıkıyor 'Biz azınlık filan değiliz bu milletin parçasıyız' diyorlar. Ülkeyi yönetenler alt kimlik, üst kimlik diye laf çıkarıyorlar. Yanlış bunlar yanlış. Bunun uyarısını seçimden önce, 'önce insan' dedik. Başka bir şey yok, insan...''
-''DOKUNULMAZLIKLAR KALKTI MI?''
İşi olmayan insanın başı dik, onurlu, göğsünü kabartarak ailesine, çoluğuna, çocuğuna bir baba, ana olmanın mutluluğunu yaşayabilmesinin mümkün olmadığını, işsiz insanın boynu bükük, boynu bükük insanın da iyi vatandaş olamayacağını belirten Baykal, ''Bu nedenle herkesin işi olacak işi'' dedi.
Devletin ilk işinin insanlara alnının teriyle ekmeğini çıkartacağı ortamı, şartları yaratmak olduğunu ifade eden Baykal, 2002'den bu yana işsizliğin daha da arttığını öne sürerek, en büyük sorunun ve tehlikenin işsizlik olduğunu vurguladı.
Seçimlerden önce, 'önce insan, sonra iş, daha sonra da ahlak' dediklerini ifade eden Baykal, ''Önce ahlak demek, 'devlet imkanları benim elimde' diyerek eşine, dostuna, yakınlarına devletin olanaklarını aktaramazsın demek. 'Önce ahlak' demek yolsuzluklara göz yumamazsın demek. Dokunulmazlığın arkasına saklanamazsın demek. Önce hesabını milletin huzurunda verebilmek demek. Mahkemeden kaçmamak demek. Savcıdan, yargıdan kaçmamak demek'' diye konuştu.
Vatandaşlara ''Yolsuzluklar bakımından Türkiye daha iyi diyebiliyor muyuz? dokunulmazlıklar kalktı mı?'' diye soran Baykal, ''Her gün gazete manşetlerini görüyoruz. Devletin olanakları iktidara sırtını dayamış insanlar tarafından paylaşılıyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bütün bunlar Türkiye'nin gerçeği'' dedi.
-''GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER''-
Demokrasilerde iktidarların gelip geçeceğini vurgulayan Deniz Baykal, konuşmasını şöyle tamamladı:
''Bunlar da geldi şimdi yeni seçim geliyor. Bu dünya Sultan Süleyman'a kalmadı bunlara da kalmaz. Geldikleri gibi giderler.
Geldikleri gibi gidecekler ve yeni bir dönemi hep beraber açacağız. Dürüst, ahlaklı bir yönetim kuracağız. Her türlü ayrımcılığa son vereceğiz. İkinci sınıf vatandaş olma kavramını ortadan kaldıracağız.
İmtiyazları kaldıracağız. Herkes, hepimiz birinci sınıf vatandaş olacağız.''