Geçen yıl ağustostan bu yana 6 aydır kesintisiz üretim kaybı yaşandığını belirten Baykal, şöyle konuştu:

"Bugün Türkiye'deki sanayide her 10 tezgahtan 4'ü stop etmiştir. En genel şekliyle söylüyorum. O dördüne bağlanmış yatırım tıkanmıştır, borçların ödenmesi güçleşmiştir. Kapanan tezgahlar

pek çok işsizin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Üretim azalması gelir kaybını da beraberinde getirmiştir. Doğal olarak bu daralma işsizliğe yol açmaktadır. Bugün Türkiye çok ağır bir

işsizlik tablosuyla karşı karşıyadır. Türkiye'de 500'ün üzerinde işçi çalıştıran 350 tekstil fabrikasının yarısı kapanmıştır. Bu tabloyu global bir perspektife oturtmak lazım. Türkiye'de bu

böyle de, dünyada nasıl? Dünyadaki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında durum nedir? Şöyle bir kanaat yaygınlaştırılmak isteniyor. Bunun doğru olmadığına hepinizin dikkatini çekmek

istiyorum. 'Yine en hafif krizi biz geçiriyoruz. Bütün dünyada ağır bir kriz yaşanıyor. Siz bakmayın, bu diğer ülkelerle mukayese edildiğinde daha kabul edilebilir düzeyde bir krizdir'

değerlendirmesi yapılıyor. Bunun gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Türkiye dünyada krizi en ağır yaşayan ülkelerin en üst sırasındadır."

JAPONYA'DAN SONRA TÜRKİYE
Dünyadaki ekonomik verileri tablolarla gazetecilere gösteren ve diğer ülkelerin durumlarını aktaran Baykal, ocak ayında dünyadaki tabloya göre Japonya'dan sonra en büyük üretim kaybının

Türkiye'de yaşandığına dikkati çekti.

Tüm ekonomik verilere bakıldığında Türkiye'nin dünyada krizi en ağır yaşayan ülkelerin başında geldiğinin görüldüğünü ifade eden Baykal, "Bu hiçbir şekilde gözden kaçırılamayacak çok temel

bir gözlemdir. Türkiye ekonomisi ne yazık ki bu krize uygun bir hazırlık dönemini yaşayarak krize göğüs germe şansını kaybetmiştir" dedi.

BREZİLYA KRİZİ NASIL AŞTI?
Time dergisinin son sayısını gösteren Baykal, derginin yayımladığı raporla, merkez sol bir hükümetin iktidarda olduğu Brezilya'nın krizi nasıl yumuşak ve sarsılmadan atlattığını

irdelediğini ifade etti.

KREDİ KARTI BORÇLULARI 1 MİLYONU GEÇER
2009'da kredi borcunu ödeyemeyenlerin yıllık rakamının 600 bini, kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin yıllık rakamının da 1 milyonu geçeceğini iddia eden Baykal, şöyle devam etti:

"Bu çok ağır bir manzaradır. Büyük sosyal çöküntü demektir. Bugün gazetelerimizin manşetlerinde bu feryatları görüyoruz. İş adamları söylüyor, iş adamlarının kuruluşları söylüyor,

iktisatçılar söylüyor. Vatandaşlar feryat ediyor. Asıl üzüntü verici olan da şu, bu manzara karşısında hiçbir şey yapılmamıştır."

Kredi kartı borçluları için acil düzenleme talep eden Baykal, "Türkiye'de milyonlarca insan faiz, borçluluk sarmalına yakasını kaptırmıştır, kaptırmak üzeredir. Eğer el konulmazsa bu

Türkiye'yi perişan edecektir. Hükümet derhal harekete geçmelidir. Biz de gereken desteği, katkıyı veririz. O çıkardı, bu çıkardı tartışmasının da bir önemi yok. Bu borçlular, daha makul

daha ödenebilir borç içine çekilmelidir. Bu, mutlak bir ihtiyaçtır" dedi.

HÜKÜMETE ÖNERİLER
2009 bütçesinin sıkıntıların yaşanmasında etkili olduğunu vurgulayan Baykal, hükümetten derhal bütçeyi değiştirmesini, piyasayı canladıracak tedbirleri almasını istedi. Baykal, işçilerin

üzerindeki stopaj ve prim yükünün azaltılmasını ve KDV indirimini önerdi.

SEÇİMLERDEN SONRA IMF İLE ANLAŞILACAK
IMF ile devam eden görüşmelere değinen Baykal, hükümetin anlaşmayı seçim sonrasına ertelediğini, bu erteleme nedeniyle Türkiye'nin 29 Mart sonrasında çok daha ağır koşullarla karşı karşıya kalacağını söyledi. Baykal, "Eğer seçim sonrasında 'IMF ile anlaştık' derler ve ağır bir program ortaya koyarlarsa bunun sorumluluğu bugünkü uyarıları dikkate almayan hükümete aittir" dedi.

Baykal, bir soru üzerine seçimden sonra "Ümüklerin sıkılıp sıkılmayacağını göreceğiz. Seçimden sonra milletin ümüğünün sıkılması ihtimaline dikkati çekiyorum" diye konuştu.

Baykal, sözlerini "Biz görevimizi yapıyoruz. Balık bilmezse halik bilir. Başbakan bilmezse millet bilir" diyerek tamamladı.