YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Köşk çıkışı bir basın toplantısı yapıyor.
Teziç, özetle şunları söyledi:
"Cumhubaşkanı'na iki sunum yapıldı. 2004'te yürütülen temasların kesintiye uğramasından sonra gerginlik ortamı oldu. Biz bu gerginliği nasıl aşarız diye bir hayli düşündük.
Bir strateji çalışması gereği ortaya çıktı.
Hazırladığımız bir yasa taslağı değil. Yüksek öğrenimle ilgili bir düşünce zemini oluşturmak ve bunu ilerde bir taslağa dönüştürmek.
Aslında bu bütün temel kanunlar için yapılmalı. Böyle olursa temel sorunlar ortadan büyük ölçüde kalkar. Maalesef Türkiye'de bu yapılmadı. Biz üniversite yasasında bunun yapılması için uğraşıyoruz.
Biz herhangi bir ülkeden alıp bir uygulama yoluna da gidebilir idik. Ama bunun yerine bize özel bir çalışma yapmak istedik.
Görüşmelerde bütün konular ele alındı, tartışmalar yapıldı. Kullanılan ifadeler, kesin değil. Gelecek önerileri kabullenmek için kesin ifadelerden kaçındık.
Son sözü söyleme, üniversitelerden, sivil toplum kuruluşlarından hatta öğrencilerden gelenlere açığız.
Raporda kesinlikle değişmesini istemediğimiz bölümler yok. Ancak Anayasa'nın zorunlu kıldığı hükümler var. Bu hükümler dışında kalan kısımlar konusu serbest bırakılmıştır.
Bizim hazırladığımız çalışmayı hükümetin beğenip beğenmemesini düşünmedik üzerimize düşen sorumluluk ve yükümlülüğümüzü yerine getirmeye çalıştık. Benimser veya benimsemez o hükümetin bileceği iştir. Biz düşünece zeminini oluştarcak bir raporu Rektör arkadaşlarımıza göndererek onlardan bu raporu değerlendirmelerini ve gerekli gördükleri ekleri yapmalarını sağlayacağız.
ÖSS'nin kalkamsanı gerçekleştirecek bir gücü ben Türkiye'de kimsede göremiyorum. Ortaöğretime girerken sınav yapılıyor o sınav hiç tartışılmıyor. Ancak kamuoyunun gündemine hep ÖSS sınavı tartışmanın gündeminde. Üniversite aşamasında sınırlı yerlere öğrenci girmesinde suçlu hep YÖK ve ÖSYM olarak gösteriliyor. Bütün arzumuz üniversite ile ilgili kurumların sığ alanlardan kurtarılıp daha iyi bir düzeyde her konuyu tartışıp ortaya konabilmesidir. Bugünkü tıkanıklıkların bir stratejinin ortaya konmamasından kaynaklandığını görerek bu konuda çalışma yaptık. Bundan sonraki süreç sivil toplum kuruluşları eğitim kurumları ve hükümetindir.