MEHMET TEZCAN
Kriz teğet geçer..
Bizi etkilemez..
Krizden nemalanmak isteyenler var gibi hiçbir şey ifade etmeyen açıklamalar yaptı durdu..
Kriz var diyene hain gözüyle baktı..
Bankacıları ’dövmeye’kalktı, baktı olmuyor vazgeçti..
Kime saldıracağını, kiminle kavga edeceğini bilemedi..
Hep merak ettim, Başbakan’a bu aklı kim veriyor?..
Dün buldum..
Meğer Maliye Bakanı Unakıtan’mış!
Bütçe nedeniyle Meclis’te öyle bir konuşma yaptı ki..
Vay vay vay..
Bir tek kendi biliyor, el âlem zır cahil!
Üslubu da tavrı da aynen böyleydi..
Sadece bizimkiler değil, dünya bu işi bilmiyor.. Gelişmiş ülkelerin ekonomi kurmaylarının bir şeyden anlamadığını söyledi..
Fikriyle onlara katkıda bulunmak istiyormuş!
Almanya’ya, Japonya’ya, İngiltere’ye falan.. Resmen yanlış yapıyorlar dedi..
Al, koy dünya ekonomisinin başına, yönetsin..
Sistemi değiştirsin olsun bitsin!
Valla Maliye Bakanımız bu işi çok iyi biliyor..
Biliyor da biz yine IMF’in kapısına gidiyoruz..
Almanya, İngiltere gitmiyor..
Türkiye gidiyor..
Gel beni idare et diyor!
Madem çok iyiyiz IMF’in işi ne!
Bütçe görüşmeleri sırasında şunu da gördük.. Maliye Bakanı 180 derece dönüş yapmış..
Kriz mriz yok derken..
Krizden kaçış yok demez mi?
Büyüme yüzde 0,5 çıkınca anladı herhalde!
Haa krizden kârlı da çıkacakmışız.. Şöyle: Cari açık azalacak, enflasyon istenilen seviyeye inecekmiş..
Bunu söyleyen de Maliye Bakanı! Biri Bakan’a söylemeli, cari açığın azalması büyürken bir anlam ifade eder..
İşsizlik artarken, fabrikalar kapanırken, üretim dururken, mal alamaz, satamaz hale gelmişken, yani dibe doğru giderken değil..
Milleti kandırmayalım..
Şunu da anlamış değilim.. AKP sözcüleri Türkiye’yi 2002 yılı ile kıyaslayarak övündükçe övünüyor.. Hemen her fırsatta..
Sanki altı yıl boyunca dünya hiç büyümemiş gibi..
Sanki dünya ölçeğindeki bol para Türkiye’yi ihya etmemiş gibi.. Koskoca altı yıl..
Türkiye yerinde mi sayacaktı?
Olduğu yerde sayan ülke var mı?
Başbakan daha da ileri gitti, 30 yıl öncesine döndü, tüpgaz kuyruklarından falan söz etti..
Pes!
2009 bütçesiyle ne alakası var?
Bir sonraki bütçeyi de 1960 Türkiye’siyle kıyaslar herhalde..
Madem mukayese yapmayı çok seviyorlar, ben de bir iki rakam vereyim..
Mukayeseyi onlar yapsın..
2002’nin ilk çeyreğinde büyüme yüzde 0,5 idi..
Şimdi de yüzde 0,5..
2002’de işsizlik yüzde 8,4 idi..
Şimdi yüzde 10,3..
2002’de IMF vardı, 2009’da da olacak!
2002’de de IMF’ten borç almıştık, 2009’da da alacağız!
Yani başa döndük başa..
Gerisi boş laf!
Bütçe görüşmelerinin siyasi yönü de vardı.. Çok etkili bir konuşma yapan Baykal, Başbakan’a dört soru sordu..
Resmen Başbakan’ı itham etti..
Başbakan cevap veremedi..
Traktör satış rakamlarına yanıt verdi..
En kritik soruları duymazdan geldi..
Başbakan konuşmasında sık sık DTP sıralarına dönerek, bu nasıl demokrasi dedi.. Burada her şey konuşulmalı dedi..
Şimdi de biz soralım
Bu nasıl demokrasi?
Başbakan işine geldiği şeyleri konuşacak, işine gelmeyenlere cevap vermeyecek..
Bu nasıl demokrasi sayın Başbakan!