Öymen, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Berlin’de türbanla ilgili bir soruya verdiği cevap dolayısıyla Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi’ne karşı sergilediği tavrın son derece yanlış, incitici ve devlet adamlığı vasfıyla bağdaşmadığını ifade etti. Başbakan Erdoğan’ın tavrını kınadıklarını ifade eden Öymen, şunları söyledi:. "Büyükelçiler, bulundukları ülkede devletlerini temsil ederler.
İster Türk olsun, ister yabancı olsun, biz hiç kimsenin Türk devletinin bir temsilcisine saygı ile bağdaşmayan bir tavır sergilemesini kabul etmeyiz.
Büyükelçiye saygı göstermek herkesten önce Başbakanın görevidir.
Ne yazık ki Başbakan bu görevini yapacağına, tam tersini yapmıştır. Bir soruyu vesile ederek, Büyükelçimizin güvenilirliğini, saygınlığını kuşkuya düşürecek bir tavır sergilemiştir. Başbakanın bu tavrından sonra maalesef bazı aşırı eğilimli izleyiciler, değerli Büyükelçimizi yuhalamışlardır. Cumhuriyet tarihinde biz bunun başka bir örneğini hatırlamıyoruz. Bir Türk Büyükelçisinin yuhalandığının örneğini hiç hatırlamıyoruz. Hele bir Başbakanın önünde bu durumun meydana gelmesi gerçekten son derece hazindir, üzüntü vericidir ve hiç bir şekilde kabul edilemez. Başbakanın yapması gereken şuydu: ’Ben Büyükelçimizden gerekli bilgiyi alacağım. Durumu değerlendireceğim. Sonucu size bildireceğim...’ Bunu yapacağına Başbakan, herkesin içinde Büyükelçi ile tartışmaya girmiştir. Büyükelçinin verdiği bilgileri kuşkuyla karşıladığını ifade etmiştir. Sanki Büyükelçi ’yanlış, yalan bilgi veriyor’ izlenimini yaratmıştır. Bütün bunları kınıyoruz ve çok ayıplıyoruz."
TÜRBAN
Öymen, Başbakan ve Hükümetin türban konusunda bir türlü fikri sabitten kurtulamadıklarını iddia ederek, "ne zaman bu konu gündeme gelse her türlü ölçüyü bir tarafa bırakıp, taşıdığı makamın gerektirdiği üslubu bir tarafa bırakıp, aşırı bir tavır sergileme yoluna gidiyorlar" diye konuştu.
Başbakan yardımcılarından birinin, yapılan bir ankete göre halkın sadece yüzde 1.5’nin türbanla ilgili sorunu olduğunu açıkladığını hatırlatan Öymen, buna karşın Başbakan Erdoğan’ın "sanki Türkiye’nin bir numaralı meselesiymiş gibi her yerde türban konusunu gündemin ön sıralarına çıkardığını" söyledi. Öymen, Başbakan Erdoğan’ın iki gün önce "gerginlik yaratılmaması" çağrısında bulunduğunu ifade ederek, "gerginliği yaratan maalesef bizzat kendisi olmuştur" dedi. Erdoğan’ın türban meselesini, "toplumda sürekli bir gerginlik meselesi gibi" sunduğunu ileri süren Öymen, bu konuda Türkiye’de yüksek mahkemelerin aldığı kararlar bulunduğunu kaydetti. "Siz, Hükümet olarak mahkemelerin üzerinde değilsiniz" diyen Öymen, şöyle devam etti:
"Mahkeme kararlarına saygı göstermek zorundasınız. Ama Sayın Başbakan, türban konusunda karar alan mahkemeleri alenen eleştirmekten çekinmemiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bu konuda bir karar almıştır ve Türkiye’nin haklı, davacı şahsın ise haksız olduğuna karar vermiştir. Ve tarihte ilk defa bir hükümetin başbakanı, kendisi lehine çıkan karara tepki göstermiştir. Mahkemenin Türkiye lehine verdiği karara karşı ’hakimler bu işten anlamaz, siz gidin ulemaya sorun’ demiştir. Bunlar çağdaş bir ülkeye yakışmayan şeyler. Cumhuriyet Türkiye’sine yakışmayan şeyler. O bakımdan Sayın Başbakanın bu tavrını bir kez daha kınadığımızı açıkça belirtmek istiyorum."
"YEŞİL SERMAYE"
Öymen, toplantıda Başbakan Erdoğan’ın vatandaşlara karşı "saygılı olmayan" bir davranış sergilediğini iddia ederek, "kendilerini istismar eden bazı ’yeşil sermaye’ gruplarını anlatan vatandaşlara Sayın Başbakan ’bize mi sordunuz da bu parayı verdiniz’ diyor. Bu, vatandaşa karşı saygılı bir tavır değildir" diye konuştu.<BR>
Vatandaşların para yatırırken Başbakandan onay mı olacağını soran Öymen, "siz bu durumun ciddiyetinin farkında değil misiniz? Bazı yeşil sermaye gruplarının vatandaşı nasıl soyup soğana çevirdiğini görmüyor musunuz?" diye sordu.
YÖNERGE
Öymen, bir gazetecinin, Almanya’da gündeme gelen konusunun 1983 yılında yayınlanan ve devlet kurumlarına nasıl fotoğraf verileceğini düzenleyen bir yönerge ile ilgili olduğunu söylemesi üzerine de devletin bu tip yönergeleri zaman zaman yayınladığını söyledi. Bazı kadınların, kendilerinin tanınmasına imkan vermeyecek giysilerle fotoğraf çektirip bunları devlet belgelerine koydurmaya çalışmaları üzerine devletin insanların tanınmasını sağlayacak kuralları tespit ettiğini anlatan Öymen, "insanları kimliği hakkında kuşku uyandıracak giysilerle fotoğraf çektirmek mümkün değildir. ’Benim itikadım böyledir’ diye peçeyle fotoğraf çektiremezsiniz" dedi.
Devletin yönergeyi vatandaşa eziyet etmek için çıkarmadığını belirten Öymen, "Bugüne kadar bu uygulamadan hiç bir sorun çıkmamıştır. Ta ki dünkü toplantıya kadar. Başbakan devletinin yönergelerini, talimatlarını bilmek zorundadır. Bilmiyorsa öğrenmek zorundadır" diye konuştu.
"İTİBAR KIRICI"
Başbakan Erdoğan’ın "yönergeyi büyükelçi yazmış gibi onu muhatap kıldığını, büyükelçinin yuhalanmasına yol açacak bir durum yarattığını" öne süren Öymen, "Son derece ayıptır. Biz sadece bizim tarihimizde değil, başka ülkelerin tarihinde de böyle bir durumla karşılaşıldığını duymadık. Bir büyükelçinin Başbakanın huzurunda yuhalanması çok itibar kırıcıdır" dedi.
BÜYÜKELÇİNİN SÖYLEYEMEDİĞİNİ SÖYLEMEK
Öymen, Büyükelçi Mehmet Ali İrtemçelik’in sorumlu bir davranış gösterdiğini ifade ederek, "fakat onun söyleyemediğini söylemek bizim görevimizdir. Ben de bugün o görevi yapıyorum" dedi. Türban konusu açıldığında Başbakan Erdoğan’ın bütün ölçüleri unuttuğunu, görevinin gerektirdiği üslubu bir tarafa bıraktığını ileri süren Öymen, "Hükümeti uyarıyorum: Toplumu germeyiniz. Toplumu germenin ne gibi sonuçlar verdiğini çok yakında gördük" diye