Hamzaçebi, düzenlediği basınla sohbet toplantısında, hükümetin çıkardığı “yetki kanunu” ile hükümet iradesinin parlamento iradesinin üstünde geçtiğini öne sürdü.

17 Ağustos'ta yayımlanan iki kanun hükmünde kararnamenin (KHK) hem Yetki Yasasına hem de Anayasa aykırı düzenlemeler içerdiğini savunan Hamzaçebi, yayımlanan KHK'lardan biriyle; Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bütün kamu kurum ve kuruluşlarının sahip olduğu taşınmazlar üzerinde imar planı yapma yetkisine sahip olduğunu ifade etti.

İlgili kurumların hazırladığı imar planlarının belediyeler tarafından herhangi bir şekilde onaylanmazsa, bu planların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından resen yapılarak yürürlüğe konulacağını dile getiren Hamzaçebi, şunları söyledi:

“Anayasa açık şekilde imar planı yapma yetkisinin belediyelere ait olduğunu ifade etmiştir. Artık bu yetki belediyelerden alınmış olmaktadır. Bu yetkiyi almasından duyduğumuz kaygı; çevrenin yapılaşma amacıyla feda edilecek olmasıdır.

Ancak biz Yetki Kanunu kabul edildikten sonra 6 Haziran'da Anayasa Mahkemesine dava açtık. 8 KHK ile ilgili olarak da Haziran ayı içerisinde dava açtık. Adli tatile girene kadar Anayasa Mahkemesinin bu önemli davaları görüşme imkanı varken bunu görüşmemiştir. Bu son derece dikkat çekicidir. Anayasa Mahkemesine düşen görev hemen bu yasayı görüşmektir. Biz, Anayasa Mahkemesinin, Anayasal konumu nedeniyle hükümetten yana bir taraf olma gibi bir algılamaya yol açacak tutum içinde olasını arzu etmiyoruz ama tutum bugün böyledir.

Diğer kararnameyle yine düzenleyici ve denetleyici kurumlar doğrudan ilgili bakanların yönetimine verilmektedir. Hükümet bir yandan Maliye Teftiş Kurulu gibi çok önemli bir kurulu yok ederken, kendi bakanlarına bu kurumlar üzerinde denetleyici yetki vermek suretiyle bu kurumları kendi kontrolüne almak istemektedir.

Bu düzenlemeyle RTÜK bağımsızlığını kaybetmiş ve hükümetin kontrolüne çok açık şekilde girmiştir. İlgili bakanın denetim yetkisi, RTÜK başta olmak üzere tüm düzenleyici ve denetleyici kurumlar üzerinde 'Demokles'in Kılıcı' gibi sallanacaktır.”

Bu düzenlemeleri demokrasiye aykırı bulduklarını ileri süren Hamzaçebi, bunları Anayasa Mahkemesine götüreceklerini bildirdi.