“Bu oranı da esneteceğiz. Yüzde 7’nin altında kalan en az bir parti de Meclis’e girebilecek” diye başladığı sözlerini şöyle sürdürdü:

2002 örneği

2007 seçimlerinde geçerli oyların Meclis’teki temsiliyeti yüzde 80’ler seviyesinde. Ancak 2002 seçimlerinde temsiliyet oranı geçerli oyların yüzde 53’ünde kaldı. AKP ve CHP dışındaki partiler barajı geçemedi. İki partili bir Meclis yapısı ortaya çıktı. Bu ciddi bir temsiliyet sorunu yarattı. Benzer bir sorun yeniden yaşanmasın istiyoruz.

Önerimize göre, barajı geçen partilerin toplam temsiliyet oranı yüzde 70’i bulmazsa, yüzde 7’ye en yakın olan parti de Meclis’e girmeli. Örneğin üç parti yüzde 7’yi geçer, geçerli oy oranlarının toplamı ise yüzde 70’i bulmayabilir. O zaman baraj altında kalmış partilere bakacağız. Oy oranı yüzde 7’ye en yakın parti hangisiyse Meclis’te temsil edilmesini sağlayacağız.

Bu sayede demokratik katılımdaki temsiliyet ve hakkaniyet oranı yükselecek. Daha adaletli bir seçim sistemi olacak. Bu düzenlemenin ilk seçimlerde uygulanabilmesi için Anayasa’ya geçici bir madde konulsun isteyeceğiz. Tek başımıza Anayasa değişikliği teklifi verme şansımız yok. İktidar partisi de yanaşırsa geçici madde eklenir.

Bölgeye gidilecek

SHP döneminde yazılan ve CHP tarafından da sahiplenilen 1989 tarihli ‘Doğu ve Güneydoğu Sorunlarına Bakış ve Çözüm Önerileri’ adlı raporun yenilenmesi için de çalışmalara başladık. Bu doğrultuda ilk olarak aralarında Genel Başkan Yardımcımız Umut Oran, Genel Sekreter Yardımcılarımız Tekin Bingöl ve Mahmut Duyan’ın da bulunduğu ekip, bölgeye giderek bir ön rapor hazırlayacak. Son olarak TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, seçim barajının düşürülmesi çağrısı yapmıştı. Boyner, “Seçimlerde yüzde 10 barajı ile temsil kabiliyetinin çok uzağındayız” diye konuşmuştu.