Parlamentoda basın toplantısı düzenleyen Kılıçdaroğlu, dünyanın saygın
ve saydam demokrasilerinde, iki günde yapılan bir bürokratik işlem
sonucu, birilerine trilyonluk rant sağlanmasına, siyasetçilerin izin
vermeyeceğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, ancak demokrasiyi ve demokratik söylemleri kendi çıkarları
için kullananların, bu rantlara ortam hazırlayacağını ve bundan da
nasipleneceğini ifade ederek, "Daha açıkça söylemek gerekirse;
trilyonluk ranttan beslenen siyasetçiler, halkı kandırmak ve yedikleri
rüşvetleri kamufle etmek için ’Din iman, Allah peygamber, fakir fukara
garip gureba’ edebiyatı yaparlar" dedi.
Para karşılığı bir iş takibi belgesini Pazartesi günü açıkladıktan 30
saat sonra, AK Parti’li Dişli’nin, bir açıklama yaptığını hatırlatan
Kılıçdaroğlu, "Doğrusunu isterseniz, ben Sayın Dişli’nin, ’Bu belgenin
altındaki imza bana ait değildir’ şeklinde bir açıklama yapmasını
bekliyordum. Ama yapılan açıklama ile bu belge resmen kabul edildi.
Artık mızrak çuvala sığmamıştır. Artık bu belge Türk siyaset tarihine
geçecek bir ibret belgesi olma özelliğini kazanmıştır. AKP’li Dişli’nin
açıklaması açıkça rüşvetin itirafıdır" diye konuştu.
DİŞLİ’NİN AÇIKLAMALARI
Dişli’nin açıklamasında, "Bu belge daha önce ortağı olduğum Akademi
Ofset A.Ş.’nin bir bankadan kredi kullanabilmesi için Bankaya teminat
olarak bloke ettirdiğim birikimlerim nedeniyle doğabilecek muhtemel
risklere karşı imzalanmış bir protokoldür" dediğini belirten
Kılıçdaroğlu, Dişli’ye şu soruları yöneltti:
"2003 tarihinden bu yana sizin Akademi Ofset A.Ş. ile ilgili bir
ortaklığınız yok. Şayet merak ediyorsanız, Ticaret Sicili kayıtlarına
bakabilirsiniz... Peki, 2003’ten bu yana ortağı olmadığınız bir şirket
lehine hangi gerekçeyle, aradan en az 3 yıl geçmesine rağmen, bir özel
bankada 1 milyon dolarınızı bloke ettirdiğinizi söylüyorsunuz? Hiçbir
ticari ilişki olmamasına karşın, böyle bir parayı karşılıksız olarak
vermenin, ticari yaşamın gerçekleri ile nasıl ve hangi akılla
bağdaştırıyorsunuz?
1 milyon doları yurt dışında kazandığınızı ve Türkiye’ye getirdiğinizi
söylüyorsunuz. Bu parayı hangi ülkede kazandınız? Hangi banka aracılığı
ile Türkiye’ye getirdiniz? Mademki 1 milyon doları bankaya teminat
olarak bloke ettirdiğinizi ve doğabilecek muhtemel risklere karşı söz
konusu protokolü imzaladığınızı söylüyorsunuz, o halde bu protokolü
niçin noterde yapmadınız? ’Doğabilecek muhtemel risklere karşı’ noter
onaylı bir belge daha güvenli olmaz mıydı?
Bu protokolü okuyan hiçbir hukukçu, bu protokolün, bankaya bloke edilen
1 milyon doların güvencesi olduğunu söylemez, söyleyemez. Çünkü,
Protokol metninde ne teminat ne de bloke sözcükleri geçmemektedir."
"PROTOKOL YAPILAN ŞAHİN’İN YEĞENİ"
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, protokol yapılan kişinin, daha
önce Devlet Bakanı olan Mehmet Ali Şahin’in yeğenini aracı kılarak, bir
kamu bankasından kredi bulması için rüşvet teklif eden kişi olduğunu ve
Şahin’in şikayeti üzerine bu olay yargıya intikal ettiğini öne sürdü.
Dişli’nin doğruları söylemediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam
etti:
"Sayın Dişli, bu olay daha kamuoyuna yansımadan önce, yani en azından
2006’nın Ağustos ayından bu yana,
bu olayı biliyorsunuz ve haberdarsınız. Çünkü, imzaladığınız Protokol 31
Ağustos 2006 tarihlidir ve bu Protokol ’Silivri ilçesi 79 Ada 6, 7, 8
No’lu parseller’ diye başlıyor. Siz, nasıl olur da imzaladığınız ve
gazetelerde yayınlanan metni bilmezsiniz? Diyorsunuz ki ’İlgim, bilgim
ve haberimin olmadığı bir konuyu yapmam ve yaptırmam aklen, fiilen ve
hukuken mümkün değildir.’ Sayın Dişli, bu olaydan hem ilginiz, hem
bilginiz hem de haberiniz var. Sayın Dişli, gerçekten merak ediyorum,
ortaklıktan ayrılalı en az 3 yıl geçmesine karşın, 2006 yılında böyle
bir protokolün altına imza atmanız akla uygun mu? 3 trilyonluk arsanın
48 saat içinde 17 trilyona çıkması mı akla uygun?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi müdürlüklerinin
imar değişikliğine çekince koymalarına karşın ısrarla değişikliğin
yapılması mı akla uygun? Konut alanının bir anda ticari alana
dönüştürülmesi mi akla uygun?"
"11 TRİLYONLUK RANT RÜŞVETSİZ OLMAZ"
Dişli’nin aklının yerinde olduğunu bildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu,
şöyle konuştu:
"Ama bu olayda aklınızın, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını yemek
üzerine kurgulandığını da biliyor ve iddia ediyorum. 11 trilyonluk bir
rant rüşvetsiz olamaz. Bu gerçeği sokaktaki vatandaş da bilir. Bu
olayda, gözü doymayan iş adamı, ahlaksız siyasetçi ve işbirlikçi
bürokrasi üçgeni bütün unsurlarıyla ortaya çıkmıştır. Sayın Dişli, size
önerimiz; gelin çok önemli bir görev üstlenin Türkiye Büyük Millet
Meclisinin onurunu korumak için milletvekilliğinden istifa edin.
İstanbul’u bir hortumcular başkenti haline getiren Sayın Kadir Topbaş,
size de soruyorum: bir arsanın imar değişikliği ile 48 saat içinde 11
trilyonluk bir rantı bir grup gözü doymaz iş adamına ikram etmeyi
İstanbul’a hizmet olarak mı düşünüyorsunuz? Bu olağanüstü ranttan size
veya belediyenize bir pay düştü mü?
Son sözüm Sayın Başbakana; bugüne kadar Sayın Dişli konusunda ortaya
çıkan belgeyle ilgili olarak niçin susuyorsunuz? Şaban Dişli sıradan bir
milletvekili olmanın ötesinde sizin yardımcınız. Yani AKP Genel Başkan
Yardımcısı. Bu konuda suskunluğu korumak suça ortak olmak demektir. Bu
konuda açıklama bekliyoruz..."
"SAKARYALI DİŞLİ, DİŞLERİNİ GÖSTERDİ"
Gazetecilerin, Dişli’nin, Sakarya’da da usulsüzlük yaptığına ilişkin
haberler olduğunu söylemesi üzerine Kılıçdaroğlu, Dişli ile ilgili
olarak ek bilgiler gelirse, açıklama yapacağını söyledi.
Gazetecilerin Sakarya’daki olayı biraz daha açmasını istemeleri üzerine
Kılıçdaroğlu, şu karşılığı verdi:
"Sakarya’da yine şaban Dişli, dişlerini gösterdi. Yasa dışı yatırıma
Adapazarı Büyükşehir Belediyesinden imar durumunu çıkarttırdı.
Akrabaları bu işin içinde. Adapazarı’ndaki bütün gazeteler, olayı bütün
ayrıntıları ile yazıyor. Ben Sayın Dişli’nin Adapazarı’ndaki bu olayla
ilgili olarak da bir açıklama yapmasını bekliyorum."