CHP milletvekilleri, 4 duruşmadır aynı koltuklarda oturduklarını belirterek, savcının, aldığı talimat üzerine oturdukları yere itirazda bulunduğunu ifade ettiler.
CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, Meclis'te Ergenekon davasının dünkü duruşmasını izleyen CHP milletvekilleriyle birlikte TBMM'de bir basın toplantısı düzenledi.
Ergenekon adı verilen davanın CHP milletvekilleri tarafından gözlemci sıfatıyla izlenmeye devam edildiğini belirten Mengü, CHP milletvekilleri olarak ellerinden geldiği sıklıkta bu duruşmaları izlediklerini anlattı.
Mengü, 7 Eylül'deki duruşmada mahkeme başkanına giderek izleyici koltuklarında oturmanın bazı sıkıntılar doğurduğunu anlattıklarını belirterek, çok uzak olduğu için görmekte zorluk çektiklerini ve zaman zaman yapılan tezahüratların ardından mahkeme başkanının, 'sizi dışarı atarım' uyarılarına muhatap olduklarını söylediklerini söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanının, sanık avukatlarının arkasında bulunan boşluğun bir sonrasındaki koltuklara oturabileceklerini söylediğini ifade eden Mengü, o tarihten bu yana bütün duruşmalarda hep aynı yerde oturduklarını kaydetti.
Bugüne kadar savcının bu konuyu hiç dile getirmediğini belirten Mengü, büyük bir ihtimalle dünkü duruşmanın sonunda siyasi iktidardan aldığı talimatla İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, mahkeme başkanına, sanık avukatlarının sıralarında oturduklarını öne sürerek hüviyetlerinin tespit edilmesi talebinde bulunduğunu söyledi.
Savcının kendilerine, devletin şahsiyeti aleyhine cürümlerde avukatlı yapamayacakları gibi komik bir uyarıda bulunduğunu belirten Mengü, aynı zamanda CMK'nın 205 maddesine göre suçladığını bildirdi. Mengü, "Neresinden bakarsanız bakın bir komedi savcı açısından. Zaten milletvekillerinin fiilen avukatlık yapması hukuken mümkün değil. Onun için CMK'ya falan bakmaya gerek yok. Biz zaten avukatlık yapamayız. Ben de, diğer arkadaşlarım da seçildiğimiz günden bu tarafa hiç fiili avukatlık yapmadık" şeklinde konuştu. 2007 yılı öncesinde fiilen avukatlık yaptığını hatırlatan Mengü, bu dönemde Hurşit Tolon ve Tuncay Özkan'ın avukatlığını yaptığını zaten reddetmediğini dile getirdi.
Mahkeme Başkanı'nın, 'oraya oturmalarını ben söyledim' dememesini de eleştiren Mengü, savcının, 'milletvekilleri niye orada oturuyor' diye mahkeme başkanı da sorabileceğini ifade etti. Mengü, "4 celsedir aklına gelmeyen bir soruyu siyasi iktidarın emriyle yerine getiren bir savcı yargının bağımsızlığının ne hale geldiğinin açık göstergesidir. Bizim orada oturup oturmayacağımıza ancak Mahkeme Başkanı karar verir. Biz dün de takip ettik, bundan sonra da takip edeceğiz. Yine bize gösterilen yerde oturacağız" diye konuştu.
Bu davanın nasıl bir siyasi dava olduğunu, Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'ün Başbakanlığa yazdığı bir yazının ortaya koyduğunu belirten Mengü, Öz'ün yazısında MİT'in 2003 ve 2006'da Ergenekon'la ilgili Başbakanlığa yazdığı bir yazıdan bahsederek, "Bunun içinde ne kadarını münasip görürseniz savcılığa bildirin' dediğini anlattı. Mengü, "Eğer savcılık bir belgenin gönderilmesini istiyorsa onu ister. Onun ne kadarının kendisine gösterileceğinin takdirini Başbakan'a bırakamaz. Bu yargılamanın siyasi bir yargılama olduğu ortaya çıkmıştır" dedi. Mengü, bu belgeyle ilgili ayrıntıları daha sonra açıklayacağını belirtti.
Savcı'nın dün CHP milletvekilleriyle ilgili talebinin kısa bir süre önce Vakit gazetesinde gündeme getirildiğini hatırlatan Mengü, savcının bu talebi bir süre sonra hayata geçirdiğini ifade etti. Mengü, bir savcının hukuku iyi incelemeden konuşmaması gerektiğini belirtti.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ise savcılık makamının, CHP'nin davayı takip etmesinden neden rahatsız olduğunu sordu. CHP milletvekillerinin sadece bu davayı değil kamuoyuna malolmuş başka davaları da takip ettiğine dikkat çeken Kart, bunun, milletvekili olmalarının doğal bir gereği olduğunu vurguladı. Savcılık makamının dünkü talebinin, görevini doğru ve tarafsız yapamayacağını gösterdiğini ifade eden Kart, savcının, CHP'nin yasama denetimini yapmasından, iddianameyi bizzat hazırlamamasından kaynaklanan ezikliği, tedirginliği ve kompleksi nedeniyle rahatsız olduğunu öne sürdü. Kart, böyle bir tablodan adil yargılama çıkmayacağını ve gerçek faillere ulaşılmasının mümkün olmayacağını dile getirdi.
CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir ise Silivri'de Türkiye'deki hukuksuzluk ve adaletsizliğin trajikomik bir şekilde yaşandığını öne sürdü. Özdemir, önceki gün intihar eden ve dün cenazesine katılamadığı hemşehrisi, yakından tanıdığı Yarbay Ali Tatar'la ilgili basında bazı iddialar bulunduğuna işaret ederek, bu iddialar arasında Sivas'ın Gürül ilçesi Yuvaköyü'nün PKK'lı ve anarşist yuvası olarak bilindiği iddiasının da olduğunu kaydetti. Özdemir şunları söyledi: "Yuvaköyü'nü ben biliyorum. Benim köyüme çok yakın. Alevi köyü. Gerçekten bir yığın aydın insanı yetiştirmiş bir köy. Yuvaköyü'nde kesinlikle bir tane PKK'lı yoktur. Devlete karşı anarşist hareketler içinde bulunan bir tane Yuvaköylü yoktur. Dün rahmetlinin cenaze evine gittik. Oradaki insanlar yasta. Rahmetliye atılan iftiralar karşısında intihar ettiğini söylüyorlar. Bu toplantıdan sonra üyesi olduğum İnsan Hakları Komisyonu'na müracaat edeceğim. Ergenekon davasından sonra şu veya bu gerekçelerle 6 asker hayatını kaybetti. Savcılar bilmeli ki onuruyla oynadıkları insanlar belki çoğu insandan daha onurlu insanlar. Onurlarıyla oynandığı için insanlar intihar ediyor. Bu hukuksuzluğun biran önce giderilmesini istiyorum