Kulislerde AK Parti’nin 2018 yılının ilk baharında yerel seçim yapabileceği iddiası uzun süredir dillendiriliyordu!
Referandumda İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Balıkesir gibi büyük illerde “hayır” oyunun çıkması AK Parti’nin 2019 genel seçimlerinden önce 2018 yılında yerel seçim yaparak özellikle İstanbul ve Ankara’da rotayı lehine çevirerek psikolojik üstünlüğü tekrar eline almak isteyeceği iddiası uzun süredir kulislerin değişmez dedikodu malzemesini oluşturuyordu.
Kaldı ki, geçtiğimiz yıl CHP-MHP ve AK Parti’nin oturduğu üçlü anayasa komisyonu masasında yerel seçimlerin bir yıl öne alınması gündeme gelmiş ancak CHP’nin yeşil ışık yakmaması üzerine bu talep rafa kaldırılmıştı.
ANAVATAN ÖRNEĞİ KORKUTUYOR!
Zira Anayasa’ya göre yerel seçimler 5 yılda bir yapılmak zorunda. Öne alınması için anayasanın değiştirilmesi gerekiyor. Bunun için değişikliğin referanduma sunulmadan kabul edilmesi için 376 milletvekilinin “evet” oyu vermesi şart.
Meclis’te 317 sandalyesi bulunan AK Parti’nin, 133 sandalyeye sahip CHP’yi ikna etmeden böyle bir değişikliği gerçekleştirmesi zor görünüyor.
Cumhurbaşkanlığı sistemine ilişkin anayasa değişikliğine destek veren ve Meclis’te 36 sandalyesi bulunan MHP’nin yerel seçimlerin öne alınmasına ilişkin bir değişikliğe destek vermesi de AK Parti’nin yarasına merhem olmaz.
Zira böyle bir destek değişikliğin referandum eşiğinde kabul edilmesi yani 330’un üzerinde geçmesine yol açabilir; ancak 367 sayısına ulaşmasına yetmeyecek.
Geçmişte Anavatan Partisi’nin yerel seçimleri öne alınmasına ilişkin anayasa değişikliğinin referandumda halktan döndüğünü de unutmamak gerekiyor. (26 Eylül 1988’de Anavatan Partisi’nin talebiyle yapılan referandumda yüzde 35 “evet” oyuna karşılık yüzde 65 “hayır” oyuyla yerel seçimlerin öne alınması ret edilmişti.)
Referanduma gerek kalmadan yerel seçimlerin öne alınması için geriye tek bir seçenek kalıyor.
O da 57 sandalyeli HDP’nin desteği. Böyle bir destek 367 eşiğinin aşılmasına yol açar. Ancak bir şartla. O da cezaevindeki HDP’li milletvekillerinin de oy kullanması şartıyla.
Denilebilir ki, belediye başkanlıklarını kayyuma devredilen HDP’nin yerel seçimler işine gelebilir. Ancak HDP böyle bir değişikliğe destek verse bile, 7 Haziran’dan sonra çözüm sürecini rafa kaldırarak, HDP’yle kalın bir çizgi çizen AK Parti’nin işine gelir mi?
Kulislerde AK Parti’nin kısa vadede HDP ile yan yana görüntü vermesine neden olabilecek böyle bir yolu tercih etmesi beklenmiyor. En azından böyle bir hamle cumhurbaşkanlığı sistemine koşulsuz destek veren MHP ile köprülerin atılması anlamına gelir ki; bu da AK Parti’nin Meclis’e sevk ettmeye hazırlandığı uyum yasalarının yasallaştırılması noktasında işini yokuşa sürmesi anlamına gelir.
ROTA GENEL SEÇİME ÇEVRİLDİ
Yani görünen o ki, yerel seçimlerin öne alınması konusundaki anayasa bariyerini CHP destek vermeden AK Parti’nin bu aşmada aşaması kolay görünmüyor.
Geriye bir tek seçenek kalıyor. O da baskın erken genel seçim.
Meclis kulislerinde uzun süredir dillendirilen 2018 yılında yerel seçim seçeneğinin pabuçu bu aralar dama atılmış görünüyor.
Yerel seçimlerin öne alınmasının yerine bir süredir Başkent kulislerinde, baskın erken genel seçim dedikoduları yankılanıyor.
Bunun için birçok gerekçe sıralanıyor.
AK Parti’nin rakiplerini hazırlıksız yakalamak ve 2019 yılında yürürlüğe girmesi öngörülen Cumhurbaşkanlığı sisteminin bir an önce yürürlüğe girmesini sağlamak için genel seçimlerin 2017 Kasım ayına alabileceği konuşuluyor.
Özellikle CHP kulislerinde de bu iddia yüksek sesle dillendiriliyor.
Zira olası bir baskın seçim kararı alınması durumunda AK Parti’nin bir taşla birkaç kuş vurabileceği hesaplanıyor.
Birincisi, referandumda sağdan soldan siyasi yelpazenin her tonunu içinde barındıran “hayır” bileşenlerinin biraraya gelerek 2019 seçimlerinde oyun kurmasının önüne geçilecek.
İkincisi, böyle bir hamle, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun referandumdan hemen sonra başladığı “hayır” bileşenlerini bir arada tutma turlarının ete kemiğe bürünmesini de önleyecek.
Üçüncüsü, AK Parti’nin ekonomideki alarm zillerini de dikkate alarak, bir erken seçim kararıyla kan kayıbını durdurmayı planladığı da kulislerde konuşuluyor.
Dördüncüsü, ABD’nin Ortadoğu’da artık “Ben de varım” demesiyle Katar krizi ekseninde gelişen yeni ittifakların yol açtığı dış politikadaki beklenmedik gelişmelerin önüne geçilmesi…
KASIM AYI SEÇİM AYI
Kulislerde AK Parti’nin baskın genel seçim için Kasım ayının ilk veya ikinci haftasını tercih edebileceği
belirtiliyor.
Böylece 2015 yılında ilk kez milletvekili seçilen milletvekilleri emeklilik haklarını kazanmış olacak. Yani olası bir erken seçime emeklilik gerekçesiyle milletvekillerinin karşı çıkma gerekçeleri kalmayacak.
KAYNAK: DÜZGÜN HABER