Bakan Ala, Cizre'de çıkan olaylarda 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ın ölümüyle ilgili olarak "Provokasyonun çok açık bir şekliyle karşı karşıyayız. Bugün hem Vali'yi hem oradaki yetkilileri aradım. Orada polis hiçbir biçimde, bana verilen bilgi, silah kullanmamıştır, gaz kullanmamıştır bugün. Akşamüstü vefat etmiş, yaralanmış hastaneye götürüldükten sonra vefat etti. Bir takım sitelerde 'polisin silahıyla veya gaz bombasının parçasıyla vefat ettiği' söyleniyor. Bu kesinlikle doğru değil. Zaman zaman orada polise karşı silah kullanılıyor, polis silahla karşılık veriyor. Terör bölgesi, terörün olduğu yerde bu tür çatışmalar da olabiliyor. Toplumsal olaylar oluyor gaz kullanılıyor. Ama bugün bu yok. Bugün herhangi bir polis müdahalesi, silahla ya da gazla olmamış. Buna rağmen bununla birlikte bu çocuğumuz orada vefat etmiş. Bununla ilgili ciddi bir soruşturma başlatacağız. Savcılık orada başlatıyor. Kim yaptı, neden yaptı. Çünkü bu tür şeyler her yerden olabilir. Onun için çok ciddi şekilde meselenin soruşturulması ve kamuoyuyla paylaşılması lazım. Bu da yapılacaktır. Orada polis, güvenlik güçleri gaz kullanmamış bugün, herhangi bir silah kullanmamış ama bir şekilde bu çocuğumuz orada vefat etmiş. Bu soruşturulacak tabii" diye konuştu.
 
İSTANBUL'DAKİ SALDIRILAR
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Fransa, Dolmabahçe ve Sultanahmet saldırıları aynı senaryonun eseri" açıklaması...
 
Cumhurbaşkanı'nın ifadeleri terör karşısında net bir tutumdur.
 
SULTANAHMET'TEKİ SALDIRI
 
Canlı bombanın kimliği belirlendi, irtibatlı kişiler gözaltında. Bu tür saldırılarda gerçekler ilk görüldüğü gibi olmayabilir. Örgüt bağlantıları araştırılıyor, soruşturma sürüyor.
 
CİZRE'DE NELER OLUYOR?
 
Provokasyona çok dikkat edilmeli, hassasiyetle ele alıyoruz. Bugün hayatını kaybeden genç çocuk da bizim çocuğumuz. Provokasyonun çok açık bir şekliyle karşı karşıyayız. Bugün hem Vali'yi hem oradaki yetkilileri aradım. Orada polis hiçbir biçimde, bana verilen bilgi, silah kullanmamıştır, gaz kullanmamıştır bugün. Akşamüstü vefat etmiş, yaralanmış hastaneye götürüldükten sonra vefat etti. Bir takım sitelerde 'polisin silahıyla veya gaz bombasının parçasıyla vefat ettiği' söyleniyor. Bu kesinlikle doğru değil. Zaman zaman orada polise karşı silah kullanılıyor, polis silahla karşılık veriyor. Terör bölgesi, terörün olduğu yerde bu tür çatışmalar da olabiliyor. Toplumsal olaylar oluyor gaz kullanılıyor. Ama bugün bu yok. Bugün herhangi bir polis müdahalesi, silahla ya da gazla olmamış. Buna rağmen bununla birlikte bu çocuğumuz orada vefat etmiş. Bununla ilgili ciddi bir soruşturma başlatacağız. Savcılık orada başlatıyor. Kim yaptı, neden yaptı. Çünkü bu tür şeyler her yerden olabilir. Onun için çok ciddi şekilde meselenin soruşturulması ve kamuoyuyla paylaşılması lazım. Bu da yapılacaktır. Orada polis, güvenlik güçleri gaz kullanmamış bugün, herhangi bir silah kullanmamış ama bir şekilde bu çocuğumuz orada vefat etmiş. Bu soruşturulacak tabii.
 
Cizre'de yaşananların, kamuoyunda konuşulduğu gibi bir PKK-Hizbullah çatışması olup olmadığının sorulması üzerine...
 
Bir ilçenin üzerine bu kadar fokuslanıp, 'burada ne oluyor' diye sürekli orayı kaşıyanların bir amacı olsa gerekmez mi?
 
Gerçek, orada bir sorun var. Bölgede minimize etmeye çalıştığımız terör sorunu oldu, haklar sorunu oldu. Temel hak ve özgürlükler sorunu yaşanmadı mı, köyler boşaltıldı, bu sorun yaşanmadı mı, ağır terör sorunu yaşanmadı mı? Biz bunları çözmeye çalışan bir iktidarız.
 
Bazı ilçelerde de il de de sorun olabilir. O sorunları biz ele alıyoruz, ama heyecanlanmadan ama provokasyonlara meydan vermeden, onların tuzağına düşmeden kendi politikamızı izliyoruz ve sorunları milletimize, orada yaşayanlara en az, mümkünse de hiç zarar vermeden çözmeye çalışıyoruz ve bu konuda, bu sorunun gerçekten çözülmesini isteyen herkesin katkıda bulunmasını arzu ediyoruz
 
Cizre'de durum kontrol altında mı?
 
Elbette kontrol altında. Zaten ülkenin bir parçası ve orada da o asayiş problemlerinin de bu kadar kaşınmasına rağmen ki çok kaşınmasına rağmen çok başka provokatörler de devreye giriyor, bunların da oluşturduğu kara propaganda ve iklime boyun eğmeden, ona mahkum olmadan, o yanlışları yapmadan, onların arzu ettiği yanlışları yapmadan, eskiden olduğu gibi, biz bu meseleyi de çözüyoruz, çözeceğiz. Merak etmeyiniz.
 
İÇ GÜVENLİK REFORMU
 
Biz Güvenlik Paketi ile önce vatandaşımızın sokakta aldığı güvenlik hizmetinin hem etkinliğinin artırılmasını hem de kalitesinin artmasını sağlıyoruz.
 
Şu mevcut emniyet pramidi, üsttekiler emniyet müdürü, bizim ihtiyacımız olan emniyet müdürü sayısının 3 katı emniyet müdürümüz var. Biz yasayla doğru olana getiriyoruz. En aşağıda doğrudan vatandaşa hizmet sunan komiser, komiser yardımcıları gibi, ihtiyacımızın yarısı kadar var.
 
Emniyet güçleriyle ilgili kadroda eksiklikler vardı, düzeltilecek.
 
"POLİSİN KİMLİK SORMA YETKİSİ ŞU ANDA DA VAR"
 
Pasaport işlemlerini Nüfus Müdürlüğü'ne devredeceğiz. Yasa yasalaşmadan yürürlüğe girmez, endişeler yersizdir. Polisin kimlik sorma yetkisi şu anda da var. Polisin suç üstü halinde gözaltına alma yetkisi yoktu. 
 
Molotof zaten silah olarak tespit edilmiştir. Molotof atmak hak değildir, suçtur. Molotof atarak fikir açıklanabilir mi? Molotof atmak bir hak mıdır. O zaman neyi tartışıyoruz. Biz molotof atanlara yönelik düzenleme yapıyoruz.
 
Bonzai, adına başka uyuşturucu isimler koyarak hafif cezalar almak. Biz çocuklarımızı korumak zorundayız. Biz bonzai satmayana uyuşturucu satmayana en ufak bir düzenleme yapmıyoruz.
 
Biber gazı kullanımı
 
Biz Avrupa Birliği'nin içişleri bakanlarıyla da bir araya geliyoruz, değerlendiriyoruz, batı ülkelerinde de olanları görüyorsunuz, toplumsal olaylarda şiddet kullanımına karşı bu gaz minimum zarar verecek, daha iyi bir şey henüz bulunmadığı için en az zarar verecek şekilde su ve gaz kullanılıyor. Bu sadece Türkiye'de değil başka ülkelerde de kullanılıyor. Keşke hiç sorun olmasa ve hiç kullanılmasa.
 
"JANDARMA SİVİL GİYİNECEK"
 
Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın İçişleri Bakanlığı'na bağlanmasına ilişkin yasa...
 
Bu düzenlemeleri hazırlarken Genelkurmay Başkanlığımız ile de beraber meseleyi değerlendirdik. Çünkü jandarma ve sahil güvenliğin asayiş görevi ve yetkisi var. Polis hangi yetkiye sahipse, jandarma ve sahil güvenlik de bu yetkiye sahip. Peki Jandarma ve sahil güvenlik Türkiye'nin coğrafi olarak yüzde kaçından sorumlu, yüzde 95'inden sorumlu. Geri kalan yüzde 5'te polis sorumlu tabii polisin alanında nüfusun yüzde 80'lik kısmı yaşıyor. Böyle bir durum söz konusu.
 
Giyimi de üniforması da Genelkurmay Başkanlığıyla ortaklaşa Milli Savunma Bakanlığımız ile çıkaracağımız yönetmelikle sivil hale getirilecek. Üniforma değişecek.
 
"MİLLET, SEÇTİKLERİ ARACILIĞIYLA BU MEMLEKETİ YÖNETECEKTİR"
 
Memleketi kim yönetecek? Millet, seçtikleri aracılığıyla bu memleketi yönetecektir.
 
ÇÖZÜM SÜRECİ
 
Biz de Türkiye'de çok ağır ve ciddi bir sorunu çözmeye çalıştığımızı hep söylüyoruz. Bizim şu tarihte şöyle olur, bu tarihte böyle olur kamuoyuna böyle açıklamalar yapmamız, amaçlamadığımız sonuçlar doğurabilir. Hakikaten her taraf bütün millet bu meselenin çözüm sürecinin başarıya ulaşmasını istiyor ve buna destek veriyor. Öyle adımlar atıyoruz ki en kısa zamanda çok daha hızlı açık mesafeler alalım. Bunu başarıya ulaştırmış bir Türkiye hem bölgesinde hem de dünyada çok ciddi söz sahibi olan bir Türkiye olacaktır.
 
Silah bırakma ve nihayet bakımından tarih vermek doğru değil.
 
PKK SİLAH BIRAKACAK MI?
 
Erken değerlendirmeler, amaçladığımız sonuçlar doğurur.
 
FRANSA'DAKİ SALDIRILAR
 
Hz. Peygamberimize yönelik hakaretlere karşı net dururuz. Bu karikatürler konusunda çok dikkatli olunmalıdır.  Bu tür karikatürler provokasyondur, izin vermeyiz. Karikatürler yayınlacak istihbaratı aldık ve önlemini de aldık. Böyle bir karikatürün yayınlanmasına izin vermeyiz, vermeyeceğiz.
 
CUMHURİYET’E KARİKATÜR ÖNLEMİ
 
Cumhuriyet Gazetesi’nin kamyonlarının durdurulduğu ve dağıtımının engellendiği yönündeki soru üzerine de Âlâ, “Sosyal medyada, ‘Bir ek verilecek ve ekte daha önce o derginin Hazreti Peygamber’imizin resmedildiği o karikatürleri yayımlanacak’ denildiği için ona ilişkin bir istihbari çalışmadır. O dergide, o ekte öyle bir şey yok” ifadesini kullandı.
 
‘MÜDAHALE EDERİZ’
 
“Provokasyonu engellemek için mi, Hz. Peygamber’e bu hakarettir diye mi durduruldu bu kamyonlar?” şeklindeki soruya ise Âlâ, “İkisi de. Hazreti Peygamber’e birileri hakaret edecek, biz de bunu seyredecek miyiz yani, böyle bir şey olmaz. Biz bütün yasal yolları, yasal imkânları orada kullanır ve müdahale ederiz. Orada bir tereddüde mahal yoktur. Hazreti Peygamber’imizin bu tür bir hakarete maruz kalmasına fırsat veremeyiz, Türkiye’de bu konuşulacak ve tartışılacak bir şey de değil. Bu çok açık, hiç kimse böyle bir provokasyonun aleti olmamalıdır, olamaz. Biz Türkiye’de insanların inançlarına, mukaddes gördükleri değerlere saygı duymayacak mıyız? Duymayanlar, bunlar, hakaret serbest mi olacak? İnsanların annesine, babasına hakaret serbest mi? Peki annesinden, babasından, kendisinden daha aziz gördüğü Hazreti Peygamber’e böyle bir şey olabilir mi? Fikir özgürlüğü diye tanımlanabilir mi? Böyle bir şey yok. Hakaret, fikir özgürlüğüne dünyanın hiçbir yerinde girmez” yanıtını verdi.
 
 
PARALEL YAPI İLE MÜCADELE
 
Cemaatlerin düşman olarak tanımlanmasına son vermiş bir partiyiz. Mesele kişisel değildir, özgürlerden yararlanıp suç işlenmiştir. Yardım adı altında haraç toplamıştır, yasadışı dinleme yapmışlar. Yani sahaya gittiğiniz de görüyorsunuz. İnsanlar haraç veremeyince komplo kurup içeri atmışlar. Vergi kaçakçılığı, birini yakalamışlar, kendilerine haraç verenler, 'yardım' adı altında serbest bırakılmış, öbürleri mahkemeye gönderilmiş. Bunların hepsi şikayet üzerine ortaya çıktı. Türkiye'de sivil toplum örgütü, dini cemaat önderi, siyasi parti teşkilatları, Milli Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, bakanlıklar, Genelkurmay, MİT, her taraf dinlenmiş, bir grup insan tarafından yapılmış. Memleket kimin ne olduğunu biliyor. Soruşturmalar suç işleyenlerin üzerinden genişletiliyor.
 
Paralel yapı unsurlarından tamamen arındırıldı mı?
 
Çalışılıyor, önemli bir mesafe alındı. Onlar değiştirildi, yapanlar hakkında soruşturma açıldı, bir kısım mahkemeye gönderildi, bir kısım mahkemeye gönderiliyor.
 
KAYMAKAMLARIN ÖZLÜK HAKLARI
 
Bu konuda bir çalışma var.